AĞRI
GENEL
BİLGİLER
Yüzölçümü:
11.376 km²
Nüfus:
437.093 (1990)
İl
Trafik No: 04
1650 metre yüksekliğindeki bir yaylada yer alan Ağrı, ismini
yanında heybetle görünen dağdan almaktadır. Türkiye'ye en tepeden bakabileceğiniz
ve doğuya açılan kapısı Ağrı, tarih boyunca çok sayıda kavim ve medeniyete ev
sahipliği yapmıştır. Ağrı ili, yazın dağcılık ve doğa yürüyüşüne, kış
mevsiminde kayak sporuna elverişli parkurlara sahip efsanevi dağı ile doğunun
turizm merkezleri arasındadır.
İLÇELER:
Ağrı ilinin ilçeleri; Diyadin, Doğubayazıt,
Eleşkirt, Hamur, Patnos, Taşlıçay ve Tutak'tır.
Diyadin:
Merkez ilçenin doğusunda, Erzurum - İran yolunun 50. kilometresinde 7 km.lik
bir yol ile bu yola bağlanmıştır. Murat nehri kıyısında yer alan kaplıcaları
ile ünlüdür. Diyadin Kaplıcaların suları cilt, romatizma, adale ağrıları için
şifalı sulardır.
Doğubayazıt:
İl merkezinin 93 km. doğusunda, Erzurum - İran yolu üzerindeki İlçenin en
önemli tarihi eseri İshak Paşa Sarayı'dır. Balık Gölü
ve Ağrı Dağı yamacındaki Meteor çukuru, ilçenin ilgi çeken diğer değerleridir.
Eleşkirt:
1998 yılında İlçeye, Güneykaya mevkiinde kayak
turizmine yönelik tesisler yaptırılmıştır.
Hamur:
İl merkezine 15 km. güneyinde yer alan İlçenin başlıca
tarihi eserleri Selçuklulardan kalma Havaran Kalesi
ve Mahmut Paşa Kümbetidir.
Patnos:
İlçe Ekonomisine canlılık getirecek sergi, fuar, panayır
gibi etkinlikler yapılmamaktadır. Turizm açısından da art bölgede yer aldığı
için herhangi bir faaliyet yoktur. Aynı zamanda turistlerin ilgilenebilecekleri
yeterli bir tarihi ve doğal güzellikleri bulunmamaktadır. Mevcut eserler ise
doğa ve insan tahribatı nedeniyle gözle görülebilir özelliklerini kaybetmiştir.
Taşlıçay:
Ağrı ilinin orta kısmında bulunan Taşlıçay ilçesinin
kuzey ve güneyinde bulunan 2000 m yükseklikteki dağlar,orta bölümde Murat
Vadisi ile ayrılır.Arazi volkaniktir,en yüksek noktası Güneydeki Aladağ üzerinde bulunan Koçbaşı tepesidir.
Tutak:
Deniz seviyesinden 1535 metre yükseklikteki ilçenin alanı 1562 Km². dir. Yörenin toprakları yüksek yayla karakterinde ve
oldukça engebelidir.
NASIL GİDİLİR?
Karayolu:
Karayolu ile çevre il ve ilçelerden Ağrı ya, Ağrıdan
çevre il ve ilçelere düzenli karayolu ulaşımı olduğu gibi büyük şehirlerede hergün karşılıklı
otobüs seferleri vardır.
Otogar Tel: (+90-472) 212 09 63
Demiryolu
İstasyon Tel: (+90-472) 2l3 79 l9
Havayolu:
Havalimanının kent merkezine uzaklığı 7 km.dir.
Havalimanı Tel: (+90-472) 216 04 02 - 216 04 00
GEZİLECEK
YERLER
Ağrı
- Ağrı Dağı
Türkiye'nin en büyük dağı olan Ağrı Dağı jeolojik konumu ve
Büyük Tufandan sonra Nuh'un gemisine ev sahipliği yapması dolayısıyla efsanevi
özelliği olan bir dağdır. Kutsal kitaplarda da adı geçen Ağrı Dağının farklı
dillerde bir çok ismi vardır. Başlıcaları, Ararat, Kuh - i Nuh, Cebel ül Haristir.
Marco
Polonun hiç bir zaman çıkılamayacak dediği Dağa ilk tırmanışı, kayıtlara göre 9
Ekim 1829 yılında Prof. Frederik Von
Parat tarafından gerçekleştirildi. İkinci kış
tırmanışı ise ilk tırmanıştan çok sonra 21 Şubat 1970' de Dağcılık Federasyonu
eski başkanlarından Dr. Bozkurt Ergör
tarafından gerçekleştirildi. 1980'li yıllarda binlerce dağcı Ağrı Dağını
ziyaret etti. Ağrıya tırmanışa 1990 yılında yasaklandı.1998 de Dağcılık
Federasyonunun bir grup dağcıya izin vermesiyle bu yasak kaldırıldı.
Yükseklik
5165 m.
Konumu
Doğu
Anadolu'da İran sınırları yakınında yükselir. (Aras-Murat
Nehirleri arası)
Tırmanış
Zamanı Tırmanışlar
İçin En Uygun Zaman Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarıdır. Kış tırmanışları zorlu
ancak zevklidir.
Özellikleri
Ağrı dağı(5165 m.),
Anadolu Yarımadası ve Avrupa'nın en yüksek doruğudur. 4000 metreye kadar bazalt
daha sonra sonraki yükseklikte andezit lavlarından oluşarak volkanik bir dağ
özellikleri gösterir. Dağın doruğunda bir örtü buzulu vardır. Doğu yüzünde Serdarbulak yaylası ve 3896 m. yükseklikteki Küçük Ağrı
Dağı yer alır. Ağrı dağı yüksekliği, buzulları, insanları, değişik yapısal
görünümleri, kar sınırına kadar kaplı otlukları ve dağ çayırları ile ilginç ve
çekici bir görünüme sahiptir.
Ulaşım
ve Konaklama Trabzon-Erzurum-Tahran
Uluslararası kara yolları Ağrı eteklerini dolanarak İran'a uzanır.
Ankara-Erzurum arasında düzenli olarak hava, demir ve karayolu bağlantısı
mevcuttur.
Dağa en yakın merkez Doğubeyazıt'tır. Buraya Ağrı ve
Erzurum'dan ulaşmak mümkündür. Kent ve çevresinde konaklama ve lokanta
tesisleri vardır.
Tırmanışlar
Malzemeler Krampon,
İp (11 mm), Buz Kazması, Emniyet Malzemeleri (Perlon, Buz Burgusu vb)
Yaz çıkışlarında (-5,
-10 ºC'ye) dayanaklı uyku tulumu, anorak, rüzgarlık,
diğer kamp malzemeleri ile gerekli ihtiyaçlar, Dağcıların çıkışları izne tabi
olan Ağrı ve Küçük Ağrı dağlarına tırmanışlarında şu noktalarından hareket
etmeleri zorunludur.
* Ağrı dağına çıkışlar Doğubeyazıt - Topçatan
köyü - Eli Çiftliği güzergahından olmak şartıyla yalnızca dağın Doğubeyazıt
sınırları içinde kalan cephesinden yapılmaktadır.
* Küçük Ağrı Dağına ise yalnızca kuzeybatı güzergahından
çıkış yapılmaktadır. Ağrı Dağı doruğuna tırmanmak için haberleşme, taşıma
güvenlik ve tırmanma açısından en rahat ve sık kullanılan rota güney rotasıdır.
* Doğubeyazıt'ta konaklayan dağcılar tırmanış için gerekli
hazırlıkları burada tamamlayarak oto mobil ile Eli köyüne ulaşırlar. Burada su
ikmali yapıldıktan sonra 7-8 saatlik bir yürüyüşle 2800 m. yükseklikteki ilk
kamp yerine varılır ve burada geceleme yapılır. 2. gün 4-6 saatlik bir
tırmanışla 4200 m. dolaylarında ikinci kamp yerine ulaşılır. Doruk tırmanışı
için krampon, buz kayması ve ip alınması zorunludur. 8-10 saatlik tırmanışla doruğa
ulaşılır ve birinci kamp yeri olan 2800 m. ye dönüş yapılır.
Ağrı
- Bubi Dağı
Doğu Anadolu Bölgesi, Ağrı ili sınırları içinde yer alan
Kayak Merkezi Ağrı şehir merkezine 18 km. mesafedeki Bubi dağında kurulmuştur.
Ulaşım:
Ankara ve İstanbul'dan haftanın belirli günlerinde uçak seferleri
bulunmaktadır. 18 km. uzaklığındaki şehir merkezine ulaşım, özel araçlarla
mümkündür.
Coğrafya:
Karasal iklimin hüküm sürdüğü kayak merkezinde kayak için en uygun sezon
Aralık-Nisan aylarıdır. Alpin Çayırlarla kaplı
merkezde, kayak mevsiminde kar yüksekliği 1-2 metreyi bulmaktadır.
Konaklama
ve Diğer Hizmetler: Ağrı il Özel İdare Müdürlüğüne ait bir
kayak evi hizmete girmiştir. Merkezde 60 kişilik bir kafeterya bulunmaktadır.
Mekanik
Tesisler ve Pistler: Kayak Merkezinde uzunluğu 1227 m. olan
600 kişi/saat kapasiteli teleski hizmet vermektedir.
Ayrıca Ağrı'ya 45 km., Eleşkirt ilçesine 4 km. uzaklıkta, 4 kişilik iskemleli
sökülebilir telesiyej tesisi daha yapılmıştır. Tesis
uzunluğu 1650 m olup kapasitesi. 1000 kişi/saattir.
Ağrı
Dağı
Türkiye'nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı (5165 m.) eskiden
beri bilginlerin, dağcıların, serüvencilerin ilgisini çekmiş ve birçok hikaye,
türkü ve efsaneye konu olmuştur.
İncil ve Tevrat'ta da adı geçen dağa, turizm açısından
önemli bir konum kazandıran yaygın inanca göre; Nuh Peygamber zamanında
yeryüzünü kötülükler kaplamıştır. İnsanlara bir ders vermek amacı ile Tanrı,
Nuh'a bir gemi yapmasını emreder. 300 arşın boyunda, 50 arşın genişliğinde ve
30 arşın yüksekliğinde yapılacak gemiye, Nuh Peygamber, eşi, oğulları,
oğullarının eşleri ile birlikte yeryüzünde bulunan bütün canlı türlerinden 7
erkek, 7 dişi, sürüngenlerden 2 erkek, 2 dişi, yeterli yiyecek de alarak
binecektir. Nuh Peygamber, Tanrının emri doğrultusunda gemiyi yapar ve
canlılarla beraber gemiye girer. 7 gün sonra 40 gün 40 gece süren tufan
sonucunda gemidekilerin dışında kalan tüm canlılar yok olur. Suların çekilmesi
ile gemi, Ağrı Dağı'na oturur ve içindeki canlılar sevinçle gemiden ayrılarak
yeryüzüne dağılır. Bu; yönüyle dini açıdan çok özel olan dağ, düz bir arazide
aniden yeryüzünden göğe doğru yükselen heybetli görünümü, yazın bile karlı
dorukları, bitki örtüsü ve barındırdığı hayvan türleri ile etkileyicidir.
Nuh'un
Gemisinin İzi
Türkiye-İran transit yoluna 3.5 km. uzaklıkta, Ağrı Dağı'nın
güneyinde Telçeker ile Meşar
köyleri arasında yer alan doğal bir anıttır. Bu anıt gemiye benzer bir
siluettedir. Başta Amerikalı araştırmacı James Irwin
olmak üzere birçok araştırmacı büyük tufandan sonra Nuh'un gemisinin buraya
oturduğu yönündeki iddiaları araştırmak üzere kutsal geminin kalıntılarını
bulmak için 1983 yılından itibaren çalışmalara girişmişlerdir. Kültür Bakanlığı
gemi kütlesine benzeyen bu jeomorfolojik yapının "Korunması Gerekli Taşınmaz
Kültür Varlığı" özelliği taşıması münasebetiyle 1987'de 3657 sayılı kararı
ile burayı doğal SİT alanı ilan etmiştir.
Meteor
Çukuru
Alaska'daki
meteor çukurundan sonra dünyanın 2. büyük göktaşı çukurudur. Gürbulak Hudut Kapısı ile Sarıçavuş
köyü arasında, İran sınırına 2 km. kadar mesafededir. 70-80 yıl önce düşen bir
Göktaşı tarafından oluşturulan meteor çukuru 35 m. genişliğinde ve 60 m.
derinliğindedir.
Müzeler
Ağrı
İshak Paşa Sarayı
Doğubayazıt
ilçesinin 5 km. doğusunda, bir tepe üzerine kurulan saray İstanbul Topkapı Sarayı'ndan sonra yapılmış sarayların en ünlüsüdür.
Osmanlı İmparatorluğu'nun Lale Devri’ndeki son büyük anıt
yapısıdır. 18. yüzyıl Osmanlı mimarisinin en belirgin ve seçkin örneklerinden
olduğu kadar, sanat tarihi yönünden de değeri büyüktür.
Saray binasının bulunduğu zemin, vadi yakası olduğundan,
kayalık ve sert bir yerdir. Eski Beyazıt şehrinin merkezinde olmasına rağmen,
bu yapının üç tarafı (kuzey, batı, güney) dik ve meyillidir. Sadece doğu tarafında
müsait bir düzlük vardır. Sarayın giriş kapısı buradadır. Saray, kalelerin
özelliğini kaybettiği, ateşli silahların bulunduğu bir çağda yapıldığından,
doğu yönündeki tepelere karşı müdafaası zayıftır. Cümle kapısı savunma
bakımından en zayıf noktasıdır. Cümle kapısı bölümü, İstanbul ve Anadolu'da
kurulan saraylarınkinden farksız olup, taş işçiliği ve oymacılığı yönünden
muntazamdır. Türklere özgü tarihi saray örneklerindendir. 366 odadan oluşan
sarayın yapımına Çıldır Beyi Çolak Abdi Paşa tarafından 1685 yılında
başlanmıştır. 1784 yılında saray iki avlu ve bu avluda bulunan yapılar
topluluğundan meydana gelmiştir. Birinci avludaki yapıların bazıları
yıkılmıştır. Dört tarafı yapılarla çevrili ikinci avlu dikdörtgen planlıdır.
Girişe göre sağ tarafta selamlık ve onun arkasında haremlik vardır. Bunların
sonunda cami ve türbe bulunmaktadır. Türbe Selçuklu kümbet mimarisi üslubunda
inşa edilmiştir.
Mağaralar
Buz
Mağarası: Küçük Ağrı Dağı eteğinin bittiği düzlükte bulunmaktadır. Doğubayazıt-Gürbulak transit
yolunda Hallaç köyü yolu sapağına 3 km. mesafededir. Örneğine çok az
rastlanılabilecek doğal bir anıt durumundaki mağara toprağın 15-20 m.
derinliğinde yer almakta olup 100 m. uzunluğa ve 50 m. genişliğe sahiptir.
Mağara içinde insan büyüklüğünde buzdan dikitler yer almakta ve bu dikitler
ışık altında farklı renklere bürünmektedir.
Meya Mağaraları:
Diyadin'e 15 km. uzaklıkta bulunan, kayaların insan eliyle oyularak barınma,
ibadet ve diğer yaşamsal faaliyetlerin gerçekleştirilmesi amacına yönelik olarak
yapılmış mağaralardır. Eski bir yerleşim merkezi olan bu mağaralar bütün olarak
ele alındığında adeta bir anıt kent niteliğinde olup, değişik inanç ve
kültürlerin izlerini taşımaktadırlar. Oldukça geniş olan mağaralarda kilise ve
mezar kalıntıları ve su kanalı bulunmaktadır. Tokluca Kalesi'nden yer altına
inen merdivenler aracılığı ile bu mağaranın bağlantısı olduğu düşünülmektedir.
Kaleler
Tokluca
Kalesi: Diyadin ilçesine 19 km. mesafede bulunan Tokluca köyünün
hemen arkasındaki tepe üzerinde bulunmaktadır. 100-150 m. uzunluğunda bütün bir
kaya kütlesi gibi duran kale 2 m. uzunluk ve genişliğindeki taşlardan
yapılmıştır. Kalenin üstünde yer alan 3 m. genişliğindeki bir giriş deliğinden
30 basamaklı merdivenle kale içindeki sahanlığa inilmektedir. Bu sahanlıktan üç
ayrı yeraltı tüneline açılan giriş kapıları ve merdivenler bulunmaktadır. Bu
tünellerden birine 70 basamaklı, diğerine de 350 basamaklı merdivenle inilmekte
olup bu tünellerin Meya Mağaraları'na ulaşmakta
kullanıldığı tahmin edilmektedir.
Kan
Kalesi: Tutak ilçesinin 15 km. batısında eski adıyla "Kalekule" denilen Dönertaş
köyü yakınlarında bulunmaktadır. Hangi tarihte ve kimler tarafından
yaptırıldığı bilinmeyen kale "Kale-i Hum" adıyla da bilinmektedir.
Doğubayazıt Kalesi:
Eski Beyazıt'ın kuzey doğusundaki Belleburç denilen
yerde, kayalar üzerinde, Doğubayazıt'ın 5 km.
doğusundadır. Kaledeki Urartu mezarları ve antik çağlara ait kalıntılar,
buranın antik kent olduğunu göstermektedir. Kaleyi inşa edenler ya da yapım tarihi ile ilgili bir bilgi bulunmamaktadır.
Diyadin
Kalesi: Diyadin ilçe merkezinde Murat Nehri kıyısındaki
kayalıklarda kurulmuş olan kale, Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sine göre Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan'ın oğlu Ziyaüddin
tarafından yaptırılmıştır. Gerçekte ise, kullanılan malzemeler ve yapılış
tarzı, Urartular tarafından inşa edildiğini göstermektedir. Akkoyunlu,
Karakoyunlu ve Osmanlılar döneminde onarım görmüştür.
Havaran Kalesi:
Hamur ilçe merkezinde bulunmaktadır. Hamur Deresi'nin üzerindeki kayalıklara
kurulmuştur. Dereden yüksekliği 100 m. civarındadır. Selçuklu dönemine ait olan
kale içinde cami, kalebeyi konağı, deve hanları ile
kaleden 400 m. uzaklıkta ve kaleden daha yüksek bir tepe üzerinde gözetleme
kulesi bulunmaktadır.
Şoşik Kalesi:
Hamur ilçesine 35 km. uzaklıkta bulunan Karlıca köyündeki sarp kayalıklar
üzerine kurulmuş bir kaledir. Kalenin ne zaman ve kimler tarafından
yaptırıldığı kesin olarak bilinmemekle beraber Evliya Çelebi'nin
Seyahatname'sinde kaleden "Azerbaycan Hükümdarı Ziyaüddin
tarafından yaptırılmıştır" şeklinde bahsedilmektedir. Kale içerisinde
ibadethane, hamam, gözetleme kulesi, zindanlar ile su kulesi bulunmaktadır.
Kale Karakoyunlular zamanında tamir görmüştür.
Kız
Kalesi: Şoşik Kalesi'nin 2 km.
doğusundaki bir tepe üstünde yer alan kalenin Şoşik kalebeyinin kızı için yaptırıldığı rivayet edilmektedir.
Küpkıran (Harabe Göl) Kalesi: Ağrı
il merkezinin 20 km. doğusunda yer alan Yukarı Küpkıran
köyü ile Harabegöl köyü arasında bulunmaktadır. Büyük
kesme taşlardan yapılmış mazgallı bir kaledir. Eski ve önemli bir yerleşim yeri
olan Harabegöl köyünün depremler ve toprak kaymaları
sonucunda batmasıyla oluşan çukura zamanla su dolması nedeniyle köyün yakınında
bulanan kaleye bu ad verilmiştir.
Toprakkale: Eleşkirt
ilçesinin 14 km. doğusunda Toprakkale köyünde
bulunmaktadır. Urartulara ait olan kalenin tapınak ve yerleşim yerleri tamamen
yok olmuş, günümüze ancak burç ve duvar kalıntıları kalmıştır.
Anzavur Kalesi:
Patnos ilçesinin 2 km. kuzey batısındaki Anzavur
Tepesinde bulunan kale, Urartu medeniyetine ait olup M.Ö. 8. yüzyılda
yapılmıştır. Kalenin duvarları Urartu Kralı Menua,
tapınak kısmı ise İşpuini tarafından inşa
ettirilmiştir.
Cami,
Kümbet ve Kiliseler
Beyazıt
Eski Camisi (Cami-i Gevher Digar): Beyazıt
Kalesi'nin güney eteğinde Birinci Selim tarafından yaptırıldığı kabul edilen
camidir. Caminin yer aldığı vadi yamacı düzeltilerek duvar örülmek suretiyle
düz bir platform oluşturulmuş ve üzerine bina inşa edilmiştir. Kesme taştan
inşa edilen cami 15x15 m. boyutlarında kare planlı ve tek kubbelidir. Yapıda
kahverengi, sarı ve beyaz renkte taşlar karışık bir biçimde kullanılmıştır.
Caminin giriş kapısı, beden duvarları, mihrabı, son cemaat yeri duvar payları,
kubbeye geçiş sistemleri duvarlardaki kemerler, pencereler
ve minare estetik bir sadelikte yapılmıştır.
Toprakkale Camisi: Toprakkale köyünde 1684
tarihinde Mirza Bin Adbi Paşa'nın yaptırdığı camidir.
Höyüğün güney yamacındadır.
Sürmeli Mehmet Paşa Türbesi: Hamur ilçesi merkezinde olup, Osmanlı
döneminde inşa edilmiştir. Beyaz, yumuşak taştan yapılan kümbetin duvarlarında
iki sıralı kırmızı taştan kuşak mevcuttur.
Üç
Kümbetler: Üç kümbetlerden birisi Patnos ilçesine
2 km. mesafede olan Ziyaret, ikincisi Süphan Dağı
eteğindeki Taşkıran, üçüncüsü de Dedeli bucağının
Acım köyündedir.
Hamur
Kümbeti: Hamur ilçe merkezinin kuzeydoğusunda, Ağrı-Van yoluna 300
m. uzaklıktadır. Selçuklu kümbetlerinden ayrı bir mimari tarzda, altı (gövde
kısmı) dikdörtgen, üstü balık sırtı biçimindedir. Kümbetin 18. yüzyılda İshak Paşa'nın torunlarından İbrahim Paşa tarafından
yapıldığı söylenmektedir.
Karagöz
Kilisesi: Tutak ilçesinin 26 km. batısındaki Dayıpınarı
köyü yakınında kayalar oyulmak suretiyle yapılmış bir yeraltı kilisesidir.
Üç
Kilise: E-23 karayolunun hemen güneyinde olan Taşlıcay
ilçe merkezine 18 km. uzaklıktaki Taşteker
köyündedir.
Termal
Merkezler
Termal merkezler yönünden oldukça zengin olan Ağrı'nın
Diyadin ilçesinde Yılanlı, Davut ve Köprü kaplıcaları bulunmaktadır. Suları
romatizma ve deri hastalıklarına iyi gelmektedir. İlçenin girişinde 3 yıldızlı
bir termal otel bulunmaktadır.
Dambat Çermiği ve Maden Suyu:
Ağrı'ya 5 km. uzaklıktaki Yolluyazı (Dambat) köyünde, Murat Nehri'nin kıyısındadır. Yerden
fışkıran su kükürtlüdür. Yara, çıban, sivilce gibi deri hastalıkları ve
romatizma için şifalıdır.
Diyadin
Kaplıcaları: Diyadin ilçesinin 5 km. güneyindedir.
Köprü, Yılanlı ve Davut adlarını alan üç sıcak su kaynağından oluşmaktadır.
Deri hastalıkları ile enfeksiyonlara bağlı romatizmal
hastalıklara iyi geldiği bilinmektedir. Kaplıcalar Diyadin'in 7 km.
güneyindedir. Sezon süresince devamlı dolmuş seferleri yapılan kaplıcalarda 150
yatak kapasiteli turistik bir otel bulunmaktadır.
Kuş
Gözlem Alanı
Sarısu
Ovası
Doğubeyazıt Sazlığı
COĞRAFYA
Ağrı, kuzeyden Kars ve Iğdır, Batıdan Erzurum ve Muş
güneyden Bitlis ve Van, doğudan İran sınırı ile çevrilidir.
Ağrı' da mevcut toprağın büyük kısmını dalgalı, yüksek
dağlık arazi meydana getirir. Ağrı ilinde dağlar sıralar halindedir.
Ağrıda bitki örtüsü olarak zengin otsu bitki türleri
egemendir. İlkbaharda canlanan otlar, sonbaharda havaların soğumasıyla tükenir.
Kışları soğuk ve sert yazları kurak ve sıcaktır.
TARİHÇE
Ağrı ilinin tarihi, Paleolitik
Çağ’a kadar uzanmaktadır. Daha geç dönemlerde bu bölge ile Mezopotamya arasında
kültürel ilişkiler olduğunu gösteren Tunç Çağı araç gereçleri bulunmuştur. Ağrı
ve çevresine yerleşen en eski topluluklardan biri Hurrilerdir.
M.Ö. 14. yüzyılda Hititlerin Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki etkinliklerini yitirmeleriyle
ortaya çıkan Hurrilerden sonra yöre Urartu, Pers,
Makedon, Roma ve Bizans hâkimiyetine girmiştir. M.S. 7. yy. ortalarında
Arapların eline geçen ve stratejik konumu nedeniyle istilalara uğrayan Ağrı’yı
11. yüzyılda Selçuklular egemenlikleri altına almışlardır. Selçukluların
aralıklarla süren egemenlikleri Moğol akınlarıyla son bulmuştur. Sonradan
İlhanlılar, Celayirliler, Karakoyunlular,
Akkoyunlular, Safeviler ve
Osmanlı İmparatorluğu egemenliğine girmiştir. I. Dünya Savaşı’nda Ruslar
tarafından işgal edilen bölge, 1921 yılında yapılan Kars Antlaşması ile
Türkiye’ye iade edilmiştir.
NE
YENİR?
Ağrı yöresinde hayvancılığın büyük çapta olması nedeniyle
hayvan ürünleri büyük miktarda kullanılmaktadır. Ağrı zengin bir mutfak
kültürüne sahiptir. Saç kavurma en meşhur yemeğidir. Gosteberg
buğulama, Abdigör köftesi, Hengel,
haşıl, erişte, kuymak, kete, bişi,
erdek, hasude, bulgur
pilavı, yalancı köfte, ekmek aşı,lalanga, ayran aşı, halise,çiriş ketesi, murtuğa ve ağızyakan ve deveci
çorbası gibi yöreye özgü yemekleri vardır.
Ağrı'dan
Yemek Tarifleri
Gosteberg Buğulama
Malzemeler:
Genç kuzu veya oğlak eti
Tereyağı
Salça
Gosteberg
adı verilen dağ otu
Hazırlanışı:
Genç kuzu veya oğlak kesilip yüzüldükten sonra ayıklanıp doğranır. Tereyağı ve
salça ile yoğrulur. Üzerine gosteberg otu ince
kıyılarak serpilir. Tüm bu karışım aynı hayvanın postu içerisine koyularak açık
yerleri dikilir. Düz bir yerde üzerine nemli toprak yığılır, bu toprağın
üzerinde bir saat kızgın ateş yakılır. Bir süre dinlendirildikten sonra post
açılarak servis yapılır.
Selekli
Saç Kavurma
Malzemeler:
Taze oğlak veya kuzu eti
Sarımsaklı yoğurt
Tereyağı
Hazırlanışı:
Et doğranır içine tereyağında eritilmiş salça konur, bu şekilde
kızartılan et indirilip bir süre dinlendirilir. Üzerine sarımsaklı yoğurt
dökülerek servis yapılır.
Abdigör Köftesi
Malzemeler:
Kemiksiz kuzu, oğlak veya dana eti
Soğan
Haşlanmış pirinç
Baharat
Hazırlanışı:
Taze et dövülerek hamur haline getirilir, baharat ve haşlanmış pirinçle
yoğrulur köfte yapılır. İnce doğranmış soğanlar suda tuzla birlikte kaynatılır,
kaynayan suya köfteler atılır. Piştikten sonra bir saat kadar dinlendirilen;
köfteler; pilav üzerine konularak servis yapılır.
NE
ALINIR?
Ağrı’da küçükbaş hayvancılığın fazla yapılması nedeniyle
halıcılık en önemli el sanatıdır. Bunun yanında kilim, kazak, keçe ve çorap
gibi el sanatları da vardır.
LİNKLER
Ağrı Valiliği http://www.agri.gov.tr/
OHAL Valiliği http://www.ohal.gov.tr/
YAPMADAN
DÖNME
İshak
Paşa Sarayı'nı görmeden,
Dağcılar için, Türkiye ve Avrupa'nın en yüksek dağı olan
Ağrı Dağına çıkmadan, (izin almayı unutmayın)
Abdigör
Köftesini tatmadan,
Kış ayları için bir kaç çift tiftik eldiven ve çorap almadan
...
Dönmeyin