EDİRNE
GENEL
BİLGİLER
Yüzölçümü
: 6.276 km²
Nüfus
: 40.599 (1990)
İl
Trafik No : 22
Türkiye ile Yunanistan arasındaki Tekirdağ'ın kuzeyinde yer
alan Edirne yıllar boyu Osmanlı başkenti, 18 inci yüzyılda ise Avrupa'nın en
büyük yedi şehrinden biri olmuştur.100 yıl kadar bir süre Osmanlı
İmparatorluğunun başkenti olması buradaki tarihi ve mimari açıdan önemli
yapıların sebebidir. Edirne, camileri, dini kompleksleri, köprüleri, eski pazar
yerleri, kervansarayları ve saraylarıyla yaşayan bir müzedir.
İLÇELER
Edirne ilinin ilçeleri; Enez, Havsa, İpsala, Keşan,
Lalapaşa, Meriç, Süloğlu ve Uzunköprü'dür.
Havsa
: Havsa, Edirne'nin kuzey yarısında ve Lalapaşa yaylası
üzerindedir. Havsa'ya Hafsa
Hatun bir han, Sadrazam Sokollu Mehmet Paşa bir
külliye ve zamanın defterdarı (Maliye Bakanı) bir cami yaptırmıştır. Çok
işlevli yapı topluluğu olan külliye, Mimar Sinan'ın eseridir.
İpsala
: İpsala, Edirne'nin güney yarısında yer alır. Ayakta kalmış
olan Osmanlı yapısı, Alaca Mustafa Paşa Camii'dir. Tek kubbeli ve tek
minarelidir. Tahta işçiliği bakımından sanat değeri taşır.
Keşan
: İlçe, Edirne'nin güney yarısındadır. Tarihsel değer taşıyan
yapıları, Hersekzade Ahmet Paşa Cami ile İbrice-Keşan kervan yolu üstündeki üç taş köprüdür. Uzunkum adlı alçak kıyı, deniz turizmi bakımından
elverişlidir. Düzgün yolları ve turistik işletme belgeli konaklama yerleri
bulunan ilçe, Edirne'nin turistik yerlerindendir. İlçenin iç turizm bakımından
önemli olayı, panayırı ile Hıdırellez'de yapılan
dallık adlı bahar şenliğidir.
Lalapaşa
: İlçe Edirne'nin kuzey yarısındadır. İlçedeki en önemli
tarihsel eserler, taş devrinden kalma türbe ve tapınaklardır. Bu türbelere, Tablataş, Kapaklıkaya, Perikızı Evi (dolmen) denir. Tapınma yerleri ise Ulutaş (menhir) adını taşır.
Bunlar, dünyada benzeri az bulunan eserlerdir. Sinanköy'deki
kale ören durumundadır.
Meriç
: İlçe, Edirne'nin orta kısmında ve Lalapaşa Yaylasının güney
batı köşesindedir. İç turizm bakımından önemli olayları, Beyköy
dallığı ve Mayalar adıyla anılan ilkbahar şenlikleridir.
Süloğlu :
Edirne'nin kuzey yarısında ve Lalapaşa Yaylası üstündedir. Baraj gölü çevresi
bir piknik yeri olarak ilgi çeker.
Uzunköprü
: İlçe Edirne' nin orta kısmında ve
Trakya Yontukdüzü üstündedir. En ünlü tarihi yapısı, Mimar Muslihiddin'in
eseri olan Ergene Köprüsüdür. Uzunluğu 1200 metreyi, kemer sayısı 170'i geçer.
Diğer önemli yapılar, II. Murat Külliyesi'nin tek minareli ve çatılı Muradiye
Camii, II. Bayezit zamanında Mimar Hayreddin'in yaptığı Halise Hatun Camii, külliyenin bir
vakfı olan Çifte Hamam, köprüye eklenmiş çeşmelerdir. Köprünün kentten yana
ucuna, İkinci Meşrutiyet döneminde eklenen, Hürriyet Çeşmesi adıyla anılır.
Daha eski öteki tarihi çeşmeler Gazi Mahmut (Belediye parkı), Halise Hatun
(Hacı İbrahim Ağa ya da Tosbağacı) çeşmeleriyle Telli
Çeşme'dir. Önemli iç turizm olayları, Bülbül Deresi'nde yapılan Dallık adlı
bahar şenliği, av partileri ve panayırdır.
NASIL
GİDİLİR
Karayolu
: Edirne gerek D-100 devlet yolu, gerekse TEM otoyolu
üzerinden İstanbul'a dolayısıyla Anadolu'ya ve D-100 devlet yolu üzerinden de
Çanakkale üzerinden Ege'ye bağlanan karayollarının üzerindedir. Ayrıca Kapıkule
Sınır Kapısı'ndan Bulgaristan ve Avrupa'ya sadece kara yolundan değil demiryolu
ile de bağlanmaktadır. Pazarkule ve İpsala Sınır
Kapısıyla kara yolundan, Uzunköprü demiryolu ile de Yunanistan'a ulaşım
sağlanmaktadır. Edirne İstanbul ve Çanakkale üzerinden Anadolu ile düzenli bir
ulaşıma sahiptir.
Otogar Tel : (+90-284) 226 00 20
Demiryolu
:
Edirne İstasyon Tel : (+90-284) 235 26 71- 4 hat
Kapıkule İstasyon : (+90-284) 238 20 36 - 238 23 12
Oto Kuşet : (+90-284) 235 26 29 - 235 25 99 - 235 64 93-94
Faks : (+90-284) 235 24 89
Uzunköprü İstasyon : (+90-284) 513 48 05
Denizyolu
:
Liman Tel : (+90-284) 811 60 27
GEZİLECEK
YERLER
Edirne
Evleri
Taş duvar ve sıvayla örülmüş ahşap iskelet sistemleri ile
yapılırdı. Bu evler genellikle yanındaki daha yüksek saçaklara çift eğri öğe
ile bağlanan bir çatıyla örtülü, az derinde kalan locanın içine yerleştirilmiş
merkezi girişi ile kusursuz bir simetriye sahipti.
Balkan Yarımadası'nın hemen her tarafında en küçüğünden en
gösterişlisine kadar bütün evlerde "hayat" denilen bölümler vardır.
Oda kapılarının açıldığı yer olan bu bölüm, doğrudan evin bahçesine bakan yönde
1,5-2 metrelik direkler üzerine dayandırılmıştır. Hayatların sonunda bir
basamak yükseklikte dört köşe bir kısım ayrılarak, tahta sedirlerle çevrilirdi.
Evin harem ve selamlıklarında büyük kapıların açıldığı bahçe
kısımları olan avluların uygun bir yerinde mermer bir çeşme bulunurdu. Bazı
evlerde avluların ortasında küçük havuzlar, üzerine asma sardırılmış çardaklar
vardı. Harem ve selamlık avlularından birbirine geçilecek
küçük kapı bulunurdu.
Müzeler
Edirne
Müzesi
Adres: Selimiye Camii Yanı - Edirne
Tel: (284) 225 11 20
Edirne
Arkeoloji ve Etnografya Müzesi
Edirne
Türk İslam Eserleri Müzesi
Örenyerleri
Enez
Antik Kenti: Enez ( Ainos
) tarihi dönemlerde çok önemli bir liman iken bugün kıyıdan 3.5 km içeridedir.
Tarih boyunca birçok kereler restore edilmiş olan Enez Kalesi görülmeye değer.
Aynı zamanda M.Ö. 6 ıncı yüzyıla dayanan bir kilise,
bazı oyma mezarlar ve suları berrak bir de plajı bulunmaktadır.
Dolmenler
(Menhir, Taş Mezarlar):
Lalapaşa ilçesinde İ.Ö.2000 sonları ile İ.Ö. 1000 başlarından kalma 'Dolmenler'
(menhir, taş mezarlar) bulunmaktadır. Yapılan
kazılarda mezar içlerinde bazı araçlar (Göz yaşı şişesi, madeni takılar)
bulunmuş ve bunlar Edirne Arkeoloji ve Etnografya Müzesi'nde sergilenmektedir.
Saraylar
Edirne
Sarayı: Sultan I. Murad tarafından
yaptırılan ilk saraydan sonra, Sultan II. Murad
döneminde Tunca'nın batısında, çok büyük bir alan
üzerine 1450'de Edirne Sarayı'nın inşaatına başlandı. Sultan'ın 1451'de
ölümünden sonra oğlu Fatih Sultan Mehmed tarafından
yapı tamamlatıldı. Kalıntılar arasında, Cihannüma Kasrı, Kum Kasrı Hamamı, Babusseade, Matbahi Amire ve
Adalet Kasrı'dır.
Camiler
ve Kiliseler
Selimiye
Camii: Edirnen'nin en önemli eseri olan
Mimar Sinan'ın ustalık dönemi eseri Selimiye Cami Osmanlı mimarisinin en güzel
örneklerinden biridir.
1569 - 1575 yılları arasında II. Selim tarafından
yaptırılmıştır. Taş işçiliği, çinileri ve kalem işleri bakımından eşsiz bir
eserdir.
Kentin diğer önemli cami ve kiliseleri Üç Şerefeli Cami,
Muradiye Cami, II. Bayezid Cami Ve Külliyesi, Eski
Cami , Yıldırım Camii, Fatih Cami (Enez Ayasofyası), Sokullu Külliyesi (Kasım Paşa Külliyesi), Sweti George Kilisesi, Yahudi Havrasıdır.
Selimiye
Cami (Merkez): Mimar Sinan'ın 80 yaşında yarattığı ve
"Ustalık eserim" dediği anıtsal yapı Osmanlı Türk sanatının ve Dünya
Mimarlık Tarihinin baş eserlerindendir.
Edirne'nin ve Osmanlı İmparatorluğunun simgesi olan cami,
kentin merkezinde yer almaktadır. Çok uzaklardan dört minaresi ile göze çarpan
yapı, kurulduğu yerin seçimiyle, Mimar Sinan'ın aynı zamanda usta bir
şehircilik uzmanı olduğunu da göstermektedir.
Kesme taştan yapılan cami, 2475 m2'lik bir alanı kaplar.
Mimarlık tarihinde en geniş mekana kurulmuş yapı olarak nitelenen Selimiye
Camisi, yerden yüksekliği 43,28 m olan, 31,30 m çapındaki kubbesiyle ilgi
çeker. Ayasofya'nın kubbesinden daha büyük olan kubbe
6 m genişliğindeki kemerlerle birbirine bağlanan sekiz büyük payeye oturur.
Cami, mimari özelliklerinin erişilmezliği yanında taş,
mermer, çini, ahşap, sedef gibi süsleme özellikleriyle de son derece önemlidir.
Mihrap ve minberi mermer işçiliğinin baş yapıtlarındandır. Yapının çini
süslemelerinin, Osmanlı ve Dünya sanatında ayrı bir yeri vardır. XVI. yy.
çiniciliğinin en güzel örnekleri olan bu çiniler, 'sıraltı'
tekniğinde olup, İznik'te yapılmıştır.
Selimiye camisinin 3,80 m çapında 70,89 m yüksekliğinde,
üçer şerefeli dört zarif minaresi vardır. Cümle kapısının iki yanındakiler üçer
yollu olup, her şerefeye ayrı merdivenlerden çıkılır. Diğer iki minare ise
birer yolludur.
Bir külliye olarak inşa edilen yapının, geniş dış avlusunda Darüssıbyan, Darülkur'a ve Darülhadis yapıları bulunmaktadır.
Üç
Şerefeli Cami (Merkez): 1443-1447 yılları arasında, II.
Murat tarafından yaptırılmıştır. Cami Osmanlı sanatında, erken ve klasik
dönemler üslubu arasında yer alır. Burada ilk kez uygulanan bir planla
karşılaşılmaktadır. 24 m çapındaki büyük merkezi kubbe, ikisi paye, dördü duvar
payesi olmak üzere altı dayanağa oturur. Yanlarda daha küçük ikişer kubbe ile
örtülü kare bölümler vardır. Yapı, bir yenilik olarak enine dikdörtgen
planlıdır. Bu planı Mimar Sinan, İstanbul camilerinde daha gelişmiş biçimi ile
uygulamıştır. Ayrıca Osmanlı mimarisinde revaklı avlu
ilk kez bu camide kullanılmıştır. Avlunun dört köşesine minareler
yerleştirilmiştir. Üç şerefeli cami, bu özellikleriyle sonraki camilere öncü
olan anıtsal bir yapıdır.
Camiye adını veren üç şerefeli abidevi minare, 67,62 m
yüksekliğindedir. Her şerefeye ayrı yollardan çıkılmaktadır. Caminin
süslemeleri de ilginçtir. Revak kubbelerindeki özgün
kalem işleri, Osmanlı camilerindeki en eski örneklerdendir.
Muradiye
Cami (Merkez): Muradiye mahallesinde, Sarayiçi'ne egemen bir tepeye II. Murat tarafından
yaptırılmıştır. Yazıtında tarih yoktur. Yan mekanlı (zaviyeli) camilerin en
güzel örneğidir.
Cami, dış görünüşünün yalınlığına karşın,iç süslemesi
yönünden XV. yüzyıl Osmanlı sanatının dikkat çeken yapıtlarındandır. Mihrap ve
duvarları kaplayan çiniler, Türk çini sanatının en güzel örneklerindendir.
II.
Bayezit Cami ve Külliyesi (Merkez):
Tunca Nehri kıyısında, şehir merkezine 2 km uzaklıkta bulunan külliye,
Edirne'nin en önemli yapıtlarındandır. Cami, tıp medresesi, imaret, darüşşifa, hamam, mutfak, erzak depoları ve diğer
bölümleriyle geniş bir alana yayılmıştır. II. Bayezıt'ın
1484-1488'de yaptırdığı külliyenin mimarı Hayreddin'dir.
Çok etkileyici bir görünümü olan külliye, küçüklü büyüklü yüze yakın kubbeyle
örtülüdür.
Yapıların en ilginci 20,55 m çaplı, tek kubbeli, iki
minareli anıtsal camidir. Ana kubbeli mekanın yanlarında dokuzar kubbeli Tabhane (kitap basım yeri) bölümleri vardır. Bu bölümler
doğrudan dışarı açılmaktadır. Mermer mihrap ve minber yalın görünüşlüdür.
Somaki mermerden, son derece zarif hünkar mahfili, Edirne'deki ilk örnektir.
Eski
Cami (Merkez): Edirne'de Osmanlılardan günümüze
ulaşmış en eski anıtsal yapıdır. 1403’de Emir Süleyman tarafından yapımına
başlanmış, Çelebi Sultan Mehmet zamanında 1414'te bitirilmiştir. Mimarı,
Konyalı Hacı Alaaddin, kalfası Ömer ibn İbrahim'dir.
Yıldırım
Camii (Merkez): Edirne'nin XIV. yüzyıldan kalma en eski
camisi olup, şehir merkezine 3 km uzaklıktadır. Gerek planı, gerekse sütun
başlıkları, yapının haç planlı bir Bizans kilisesi olduğunu göstermektedir.
Yıldırım Bayezıt adına camiye dönüştürülürken (1400)
temel dışında yeniden yapılmıştır. Ancak kıble yapının eksenine uymadığından,
mihrap, haç kollarından birinin köşesine konmuş, eğimli bir görünüş almıştır.
Günümüzdeki görünümüyle dört kemerli, kubbeli ve tek minareli camidir.
Fatih
Cami (Enez Ayasofyası-Enez):
Bizans döneminden kalan yapı, oldukça büyüktür. Köşe duvarlı, haç planlı
kiliseler grubundandır.
Yapı, Osmanlı döneminde güneydeki kola mihrap ve minber
yerleştirilerek camiye dönüştürülmüştür. Uzunlamasına gelişmiş haç planı ile
Orta Bizans, dış yüzdeki tuğla süslemeleriyle de geç Bizans dönemi özellikleri
göstermesi bakımından ilginçtir. Cami günümüzde yıkık durumdadır.
Sokullu Külliyesi (Kasım Paşa
Külliyesi-Havsa): Havsa ilçesinde, Edirne yolundadır.
1576-1577'de Sokullu Mehmet Paşanın oğlu Kasım Paşa
adına Mimar Sinan'a yaptırılmıştır. Külliye; iki kervansaray, cami, medrese,
imaret, çifte hamam, tekke, köprü ve arastadan oluşuyordu. Günümüzde yalnızca
cami, hamam, cami avlusuna dayalı ve ne olduğu anlaşılamayan ocaklı-nişli bir
duvar, arastanın ortasında cami ile kervansarayı bağlayan dua kubbesi ve
külliyeye daha sonra eklenmiş çeşme görülmektedir.
Sweti George Kilisesi (Merkez):
Edirne'nin Kıyık semtinde 1880 yılında inşa edilmiştir. 1889'da dekore edilen
kilisedeki yazılar Slav Bulgarcası ile yazılmıştır.
Daha önce aynı yerde bulunan kiliseden kalma bazı tablolar vardır. Yapı bakımlı
durumdadır.
Yahudi
Havrası (Merkez): Edirne'nin Kaleiçi
mevkiinde olup, 1902-1903 yıllarında inşa edilmiştir. Bugün yıkık durumdadır.
Kervansaraylar
Sokak üzerinde bir sıra dükkânı bulunan ve klasik Osmanlı
mimarlığının ilginç örneklerinden olan Rüstem Paşa
Kervansarayı, Kanuni Sultan Süleyman'ın ünlü sadrazamı Rüstem
Paşa tarafından Mimar Sinan'a yaptırıldı.
Ekmekçioğlu
Ahmed Paşa Kervansarayı, I. Sultan Ahmed'in emri ile Defterdar Ekmekçioğlu
Ahmet Paşa tarafından 1609 senesinde yaptırıldı.
Köprüler
Edirne'deki önemli yapı türlerinden biri de köprülerdir.
Edirne'nin içinde bulunan ve Sinan devrinin Edirne dışında inşa ettiği köprülerin
güzelliğine başka kentlerde erişilememiştir.
Bu kentteki köprülerin en eskisi Bizans İmparatoru Michael Palaiologos (1261-1282)
dönemindendir. Köprü sonradan Gazi Mihal Bey
tarafından yeniletildiğinden onun adı ile anılır (1420). 1640'da Kemankeş Kara
Mustafa Paşa bu yirmiyedi gözlü köprüye sivri kemerli
Tarih Köşkü'nü ekletmiştir. 1451'de yapılan Şahabettin
Paşa (Saraçhane) Köprüsü on iki ke- merli ve on bir ayaklıdır.
1452'de Fatih döneminde yaptırılan Fatih Köprüsü, 1488'de
Mimar Hayrettin'in yapıtı olan Bayezid Köprüsü,
1560'da Mimar Sinan'ın eserleri arasında yer alan Saray (Kanuni) Köprüsü,
1608-1615 yılları arasında Sedefkar Mehmed Ağa'nın yaptığı Ekmekçizade
Ahmed Paşa Köprüsü, 1842-1847 yılları arasında
Meriç'le Arda'nın birleştiği yerde tamamlanan Meriç Köprüsü (Yeni Köpıü) Edirne'nin en önemli köprüleridir.
Çarşılar
Geçiş
yolları üzerinde bulunan kentin gelişme döneminde hem artan ekonomi ve ticaret
yoğunluğunu karşılamak hem de cami ve imaretlere gelir sağlamak amacıyla birçok
han, bedesten ve çarşı inşa edildi.
1417-1418 yılları arasında Çelebi Sultan I. Mehmed tarafından Mimar Alaeddin'e
Eski Cami'ye vakıf olarak bir bedesten yaptırıldı.
1569'da Hersekli Semiz Ali
Paşa'nın Mimar Sinan'a yaptırdığı Ali Paşa Çarşısı yüz otuz dükkândan
oluşmaktadır.. Çarşısı üç yüz metre uzunluğunda olup, altı kapılıdır. 73
kemerli, 255 metre uzunluğunda, 124 dükkândan oluşan arasta, III. Murad (1574-1595) tarafından Selimiye Camisi'ne vakıf olmak
üzere Davut Ağa'ya yaptırıldı.
Korunan
Alanlar
Edirne
Gala Gölü Tabiatı Koruma Alanı
Konumu: Marmara Bölgesinde, Edirne ili, Enez ilçesi,
Karpuzlu ve Koyun Tepe köyleri sınırları içerisinde yer almaktadır. Alanın
büyüklüğü 2369 Ha. dır.
Ulaşım: Sahaya; Eceabat-Keşan-Enez yolu ile ulaşılmakta
olup, Enez ilçesine 10 km. uzaklıktadır.
Özellikleri: Sulak saha, göl ve orman ekosistemlerini ve bu
ekosistemlerde barınan çeşitli canlı türlerini ihtiva etmesi, 111 kuş türünün
varlığı, nesli tehlikeye düşmüş veya nadir türleri, özellikle tepeli pelik, pelikan, çeltikçi ve küçük karabatak gibi nesli son
derece azalmış türleri barındırması özelliklerini oluşturmaktadır.
Koruma, bilimsel araştırma ve tabiatın önemi konusundaki
bilinci arttırmaya yönelik tesis ve düzenlemelerin getirilmesi esas amacı
oluşturmaktadır.Giriş -kontrol kulübesi, otopark, koruma binası ve gözetleme
yeri ve kule yapılması öngörülmektedir.
Kuş populasyonunun ve göl
ekosisteminin ekolojik durumu(göl seviyesindeki değişmeler, tuzluluk oranı,
derinlik, plankton ve fitoplakton,ısı gibi)
araştırılacak ve izlenecek konulardır.
Plajlar
Edirne,Ege Denizi sahilinde Saros
körfezinde kumsallarla kaplı,nitelikli bir kıyı şeridine sahiptir.Bu kıyılar
Keşan ve Enez ilçelerinin mülki hudutları içinde yer alır.Kıyı kullanımına
elverişli plajlar; Keşan’da Sazlıdere, Gökçetepe, Mecidiye, Erikli, Danişment
ve Yayla ile Enez’de Karaincirli, Vakıf, Gülçavuş, Sultaniçe ve Enez
plajlarıdır.
Sportif
Etkinlikler
Edirne Orman Kampları
Kuş
Gözlem Alanı
Meriç Deltası
COĞRAFYA
Marmara Bölgesi'nin Trakya bölümünde bulunan Edirne'nin
denizden yüksekliği 41 metredir. Edirne genel olarak geniş düzlüklerle, basık
tepelerin yer almış bulunduğu coğrafi konuma sahiptir. Karasal bir iklime
sahiptir. Kışlar, Akdeniz iklimi etkisini gösterdiği zamanlarda ılık ve
yağışlı, kara iklimi etkisini gösterdiğinde de sert ve yağışlı geçmektedir. Yazlar sıcak ve kurak, bahar dönemi
yağışlıdır. İlde en sıcak aylar, Haziran, Temmuz, Ağustos en soğuk aylar ise
Aralık ve Ocaktır. Yaz ayları ortalama sıcaklığı ise 23,4 Cc
dir.
TARİHÇE
Edirne’nin en eski halkı, Traklar
soyundan Odrisler’in yörede, Meriç ve Tunca
ırmaklarının birleştiği bugünkü Edirne’nin bulunduğu yerde bir kent kurdukları
bilinmektedir. Odrisler’den sonra yöreye egemen olan
Makedonyalılar Dönemi’nde kent, büyük bir olasılıkla Odris
yada Odrisia adının değişmesi sonucu, Orestia/Orestas olarak anılmaya
başlanmıştır.
İS II. yy’ da Roma İmparatoru Hadrianus,
(117-138) Orestia Kasabası’nın stratejik önemi
nedeniyle buraya kent statüsü verdi ve kendi adını koydu. Böylece, Roma
Dönemi’nde kent Hadrianopolis/Hadrianupolis/Adrianupolis/Adrianapolis
adlarıyla anıldı. Adrianopolis zamanla Adrianople/Adrianopel olarak
değişti. Osmanlı dönemi başlarında Edrinus/Edrune/Edrinabolu/Endriye diye anıldı. 1476’da yazılan Aşıkpaşazade
Tarihi’nde kentin adı Edrene olarak geçer. XVI.yy
başlarında kentin Edirne olarak adlandırıldığı görülür. Edirne 1361 yılında
I.Murat tarafından fethedilmiş ve İstanbul’un alınışına kadar 92 yıl boyunca
Osmanlı Devleti’nin başkenti olmuştur.
NE
YENİR
Edirne'ye özgü yiyeceklerin başında Edirne'nin meşhur tava
ciğeri gelmektedir.Edirne'yi ziyaret edenler Edirne'nin tava ciğerini yemeden
kentten ayrılmazlar.
Edirne'den
Yemek Tarifleri
Ciğer
Tava
Malzemeler
:
Dana ciğeri,
buğday unu,
yağ,tuz,
kurutulmuş kırmızı biber.
Hazırlanışı
:
Sinirleri alınan taze dana karaciğeri keskin bir bıçakla
ince ince yaprak şeklinde kıyılıp, yıkanıp
tuzlandıktan sonra kıyılan ciğerler una bulanıp bol ve kızgın yağda
kızartılır.Tavadan alınan kızarmış ciğerler servise sunulur.Ciğer tavanın
yanında mutlaka yazın güneşte kurutulup kırmızı hale gelen biberler kızgın
yağda kızartılıp verilir.
Ciğer
Sarması
Malzemeler
:
1 takım kuzu ciğeri
2 bardak pirinç
6 adet taze soğan
1 adet kuru soğan
1 demet taze nane
1 çorba kaşığı karabiber
1 kaşık salça
3 bardak su
yeterince tuz yağ
Hazırlanışı
:
Ciğerler bir tencerede kavrulur. Sonra soğan ve salça ilave
edilip birlikte kavrulur. Aynı tencereye 2 bardak pirinç ilave edilip
ciğerlerle kavrulur. Daha sonra 3 bardak su, tuz, karabiber ve nane ilave
edilerek kısık ateşte 10 dakika pişirilir. Daha sonra kuzu ciğerinin sarmasına
bohçalar halinde sarılıp bir tepsiye dizilir. Üzerine bir bardak su ilave
edilir, sarmaların üstüne yumurta sarısı sürülüp pişirilir.
Elbasan tava
Malzemeler
:
3 çorba kaşığı margarin
750 gr. kemiksiz kuzu eti
2 orta boy soğan
6 su bardağı su, tuz
6 su bardağı süzme yoğurt
1/2 su bardağı un
3 yumurta sarısı
Hazırlanışı:
Margarin bir tavada eritilir, yağ kızınca etler ilave edilip
bir kez alt üst edilip iki tarafı altın sarısı rengini alıncaya kadar 3'er
dakika pişirilir. İri doğranmış soğanlar, su tuz ilave edilerek kısık ateşte 1,
1.5 saat pişirilir. Başka bir kapta yoğurt unla karıştırılır içine 2.5 bardak
süzülmüş et suyu konarak ağır ateşte 10 dakika pişirilir. Yumurta sarıları
çırpılıp karışıma eklenir. Sos sıcak olarak etlerin üzerine dökülür ve önceden
ısıtılmış fırında 5-10 dakika üzeri kızarıncaya kadar pişirilir. Sıcak servis
yapılır.
NE
ALINIR?
Edirne’de Tarihi Alipaşa kapalı
çarşısının otantik ortamında alış-veriş yapabilirsiniz. Özellikle Edirne ‘ye
özgü ürünlerin satıldığı Selimiye arastasında Edirne’nin meşhur Deva-i Misk
tatlısını , peynir şekerini , misk sabununu; Arasta çarşısındaki sahaflardan
ise her türlü kitap ihtiyacınızı ve Edirne’nin en işlek caddesi olan Saraçlar
caddesinde Edirne’ye özgü bir ürün olan badem ezmesini ve El Sanatları Mağazasından
Edirne’ye özgü el sanatları ürünlerinden satın alabilirsiniz.
LİNKLER
Edirne Belediyesi http://www.edirne-bld.gov.tr/
Edirne Ticaret Borsası http://www.etb.org.tr/
YAPMADAN
DÖNME
Edirne Müzesi,Türk İslam Eserleri Müzesi,Sağlık
Müzesi,Balkan Savaşı Müzesi ve Karaağaç’ı görmeden,
Selimiye Camii,Eski Camii,Üç Şerefeli Camii,Ali Paşa Kapalı
Çarşısı ve II.Bayezit Külliyesini gezmeden,
Meriç kenarında yemek yemeden ve Edirne’nin meşhur ciğer
tavasını tatmadan,
Badem ezmesi,deva-i misk şekeri,mis sabunu ve beyaz peynir
almadan,
Her yıl Haziran ayı son haftasında düzenlenen Kırkpınar Yağlı Güreşleri ve Kültür Etkinliklerinde
Edirne’de bulunmadan...
Dönmeyin.