İSTANBUL
GENEL
BİLGİLER
Yüzölçümü:
5.712 km²
Nüfus:
7.309.190 (1990)
İl
Trafik No: 34
"Orada, Tanrı ve insan, doğa ve sanat hep birlikte,
yeryüzünde öylesine mükemmel bir yer yarattılar ki, görülmeğe değer." Bir
koluyla Asya'ya, diğeriyle Avrupa'ya uzanarak iki kıtayı da kucaklayan kenti Lamartine böyle tanımlıyor.
Başkentler başkenti olarak bilinen, önce Roma, ardından Doğu
Roma (Bizans) İmparatorluğu ve kıtalara hükmederek büyük barış coğrafyaları
yaratmış, Osmanlı İmparatorluğuna başkentlik yapan İstanbul, geçmişin
ihtişamını gururla korurken modern bir geleceğe doğru ilerlemektedir. İstanbul'daki
çeşitlilik ziyaretçileri gerçekten büyülemektedir. Müzeleri, kiliseleri,
sarayları, camileri, pazar yerleri ve doğal güzellikleri bitmez tükenmez
nüanslar sunmaktadır. Boğazın kıyısında şöyle bir arkanıza yaslandığınızda,
grupta kızaran renklerin karşı sahildeki evlerin pencerelerine yansımasını
seyrederek, yüzyıllar öncesinde, insanların bu olağanüstü yeri neden
seçtiklerini birden anlar ve İstanbul'un "dünyanın merkezindeki"
şehir olduğunu hissedersiniz.
Şehrin en güzel anıtları, Haliç-Marmara Denizi-Surlar
arasında kalan yarımadada yer alır. Kentin tepelerinden yükselen 500'ü aşkın
caminin sulieti baş döndürücü bir atmosfer yaratır.
İnsan kendini geçmiş zamanla bugün arasında bir rüyada gibi hisseder! Altı
minaresiyle İstanbul'un sembolü haline gelen, dekorasyonunda kullanılan mavi
çiniler nedeni ile "Mavi Cami" diye anılan Sultanahmet Camii'ni
mutlaka görmelisiniz. Karşısında, İmparator Justinien
zamanında kilise olarak inşa edilmiş olan ünlü Ayasofya
Müzesi yer alır; mimari hünerler örneği olan bu yapı, Hz.
İsa'yı, Hz. Meryem'i ve imparatorları tasvir eden
nefis mozaik panolarla bezenmiştir. Bir başka tepeden bu iki muhteşem abideyi
seyreden Süleymaniye Cami ise Osmanlı mimarlık
sanatının zirvesidir. Kanuni Sultan Süleyman'ın isteği üzerine Mimar Sinan
tarafından inşa edilmiştir.
Marmara'ya ve Boğaz'a hakim bir tepe üzerinde, 400 yıl
boyunca Osmanlı sultanlarına konutluk ve siyasi merkezlik etmiş olan Topkapı Sarayı yer alır. Topkapı'da
Çin Porselenleri koleksiyonunu, altın işlemeli ve değerli taşlarla süslü
tahtları, sultan kostümlerini, masallardakileri andıran mücevherleri, nadir
elyazması kitapları, yüzyıllarca merak uyandırmış olan harem salonlarını
görebilirsiniz.
Ayasofya
ile Sultanahmet Cami arasında araba yarışlarının yapıldığı Bizans Devrinin ünlü
Hipodromu ve bu Hipodromun orta yerinde, bu dönemden kalma üç dikilitaş
bulunur.
Yerebatan
Sarayı Bizans döneminde yapılmış en önemli su sarnıçlarından biridir. En güzel
Bizans devri eserlerinden biri sayılan Kariye Müzesi mozaik ve fresklerle süslü
orijinal dekorunu muhafaza etmektedir. İstanbul'da görmeden edemeyeceğiniz bir
başka mekan da Eyüp Camiidir. Burası, Eyüp Sultan'ı ziyaret edip manevi haz
arayanlara güvercin sesleriyle her an cıvıl cıvıl bir
ortam sunar.
İstanbul tarihsel yapıların yeniyle buluştuğu, yenilendiği
bir şehirdir aynı zamanda. Kapalıçarşı labirentvari yapısıyla geçmişin hülyalı günlerinin izlerini
taşımakta ısrar ederken bir yandan da modern dünyanın yepyeni ürünlerini serer
önünüze; büyüleyici mücevherler, bakır eşyalar, halılar, çeşit çeşit deri ve süet giyim... Cazibesine kapılınca en ufak
bir yorgunluk duymadan saatlerce dolaşabilirsiniz bu çarşıda.
Boğaz'da bir vapur gezisi, unutulmaz anılarınız arasına
girecektir. Boğaz'ın iki yakasında sıralanan her birinden ayrı bir sevda
masalının sulara yansıdığı asude ve emsalsiz yalılar, 20. yüzyılda yapılan lüks
villalar, Dolmabahçe, Göksu ve Beylerbeyi Sarayları,
Rumeli ve Anadolu Hisarları, balıkçı köylerinden kalma izler, lokantalar, çay
bahçeleri, parklar, gece kulüpleri sizi büyüleyebilir. Aynı günde Karadeniz'in
vahşi sahillerinde denize girip ardından Marmara'nın sakin kıyılarında bir çay
bahçesinde bir fincan kahvenizi yudumlarken belki de tarihe geçecek
anılarınızı kaleme alabilirsiniz.
Eşsiz tarihi ve kültürel geçmişi ve sayısız cazibesine ilave
olarak modern oteller, istisnai lokantalar, gece kulüpleri, kabareler, tarihi
çarşılar ve dükkanlar İstanbul'u konferans ve kongreler için dört dörtlük bir
mekan yapmaktadır.
İlçeler
Adalar, Bakırköy, Beşiktaş, Beykoz, Beyoğlu, Eminönü, Eyüb, Fatih, Gazi Osman Paşa, Kadıköy, Kâğıthane, Kartal, Küçükçekmece, Pendik, Sarıyer, Şişli, Ümraniye, Üsküdar, Zeytinburnu, Büyükçekmece,
Çatalca, Silivri, Şile, Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bayrampaşa, Esenler,
Güngören, Maltepe, Sultanbeyli, Tuzla.
Önemli
Semtler
Boğaz:
Avrupa ve Asya'yı ayıran Boğaz'da Karadeniz'e doğru
geleneksel ve unutulmaz bir deniz gezisi yapmadan İstanbul ziyareti tamamlanmış
sayılamaz. Büyük bir ihtişam ve saf bir güzellik yansıtan kıyıları geçmiş ve
günümüzün karmasıdır. Yalıların yanında modern oteller, taştan hisarların yanı
başında rustik saraylar ve küçük balıkçı köylerinin
hatırasını taşıyan semtlerde şık yapılar... Boğaz'ı görmenin en iyi yolu
kıyılarında zig zag çizen
yolcu vapurlarından birine binmektir. Eminönü'nden başlayan gezi sanki bir
bayramda akraba ziyaret ediyormuş gibi sırayla Boğazın Asya ve Avrupa
kıyılarına uğranarak devam eder. Gezi, aşağı yukarı 6 saat sürmektedir. Eğer
gezi özel bir biçimde gerçekleştirilmek istenirse, bu konuda gece veya gündüz
kısa düzenlemeler yapan ihtisaslaşmış acentalara başvurulabilinir.
Haliç:
Uzun ve dar, boynuz biçimindeki Haliç İstanbul'un Avrupa tarafını bölmektedir.
Dünyanın en tabii limanlarından biri olduğundan Bizans ve Osmanlı donanmaları
ve ticari gemicilikle ilgilenenler burada toplanmışlardır. Gurup vakti suyun
altın rengini aldığı bu yerin kıyıları bugün hoş parklarla ve yürüme
alanlarıyla çevrilidir. Haliç'in ortasına doğru gidildiğinde yer alan Fener ve
Balat semtlerinde, Bizans ve Osmanlı döneminden kalma ahşap evler, kiliseler ve
sinagoglarla dolu sokaklar bulunmaktadır. Ortodoks Patriği de burada
oturmaktadır. Biraz yukarıdaki Eyüp, Osmanlı mimarisinde oymacılığın yansıdığı
bir yerdir.
Tepelerin yamaçlarını yer yer koyu
selvilerin bulunduğu mezarlıklar kaplamaktadır.
Dualarının kabul göreceğine inananlar buradaki Eyüp Türbesini ziyaret ederler.
Bu tarafa bakan tepedeki Pierre Loti
Kahvesi manzaranın keyfine varmak için mükemmel bir mekandır.
Beyoğlu
Ve Taksim: Beyoğlu yapıldığı devrin özelliklerini
koruyan, 100 yıl evvelki Avrupa tesirli mimari mirasıyla görülmeye değer bir
semttir. Avrupa'nın ikinci eski metrosu Tünel halen en kısa metro unvanını
korumaktadır. Metro ile kulesi bir sembol haline gelen Galata bölgesine geçmek mümkündür. Tünelin üst ucu Istiklal
Caddesinin başlangıcıdır. Eski tramvayların tekrar servise konulduğu, yalnız
yayalara açık cadde, Cumhuriyet devrinde konsolosluklara tahsis edilen eski
elçilik binaları ile çevrilidir. Tünelin üst kısmında, İstiklal Caddesinin
başlangıcındaki Divan Edebiyati Müzesi (Mevlevi
Tekkesi - 18. yy. eseri) güzel bir yapıdır. Caddenin iki yanında birbirinden
meşhur mekanlar vardır. Bir yanda Galatasaray Lisesi, karşı sırada rengarek, otantik restoranları ve Balık Pazarını içine alan
Çiçek Pasajı... Sonra cadde boyunca sinemalar, tiyatro, kafe,
lokanta ve eğlence yerleri... Taksim meydanına ulaşan cadde eski parlak,
hareketli, daima kalabalık gün ve gecelerine yeniden kavuşmuştur.
Türk'ün Kurtuluş Savaşını, Atatürk ve arkadaşlarını
sembolize eden, göz okşayan abide Taksim meydanını süslemektedir. Yeni metronun
ana terminali meydanın altında, Atatürk Kültür Merkezi de kuzeyde yer almaktadir. Beş yıldızlı Hyatt ve
Intercontinental Otelleri Taksim Parkındadır, Istanbul Hilton Oteli de
buradadır. Sınıfında Türkiye'de yapılan ilk otel olan Hilton
(1955) halen en meşhur ve en iyi olma özelliğini korumaktadır. Radyo Evi,
türünün en zenginlerinden olan Istanbul Askeri
Müzesi, Lütfü Kırdar Kongre Sarayı, Açık Hava
Tiyatrosu da bu civardadır.
Sultanahmet:
Tarihi yarımadanın batı ucunda yer alan semtte farklı İmparatorlukların önemli
dini, idari ve sivil yapıları yer almaktadır. Tarihi Sultanahmet meydanının
etrafı Ayasofya, Haseki Hürrem
Hamamı, Sultanahmet Camii, Hippodrome, Dikilitaşla
gibi tarihi eserlerle çevrilidir.
Ortaköy:
Boğazın en güzel yerine tahtlanan, zamanında
padişahların sayfiye yeri olan Ortaköy Osmanlı
Dönemi'nden beri ilgi çeken bir yerleşim merkezidir. Bugün Çırağan
Sarayı, Kabataş Erkek Lisesi, Feriye, Princess Oteli,
ve cami kilise ve sinagog üçgeninde yer alan Ortaköy,
çarşısı ve içindeki seyyar "entel pazarı",
hediyelik eşya dükkanları, kafeleri, barları ve
restoranlarıyla İstanbulun önemli eğlence ve
alışveriş merkezlerinden birisidir.
Sarıyer:
Tarabya'dan sonraki virajdan Boğaziçi'nin Karadeniz'e
kavuşması ilk defa görünür. Buradan Sarıyer semti içlerine kadar elçiliklere ve
şahıslara ait eski yazlıklar ve balık lokantaları sıralıdır. Büyükdere'den ayrılan dar bir yol orman içlerini aşarak,
bentleri geçerek Karadeniz sahillerine, meşhur Kilyos plajlarına ulaşır.
Sarıyer ve sonraki Rumeli Kavaği
vapur seferleri ile Boğazı gezenlerin Avrupa yakasındaki son iskeleleridir.
Balık lokantaları ile şöhretli her iki komşu semt ve karşı kıyıda bulunan
Anadolu Kavağı tatil günleri çok kalabalık olur.
Boğaziçi bu yerleşimleri geçtikten
sonra sadece yeşil koruluklarla örtülü yamaçlara sahiptir. Her iki kıyıda son
yerleşimler Karadeniz'e komşu Anadolu ve Rumeli Fenerleri ile balıkçı köyleridir.
Üsküdar:
Üsküdar, Kız Kulesi ile bütünleşen bir semttir. Karşıya, Avrupa'ya geçişin iskelesidir. Meydandaki 16. yüzyıl camileri,
ortadaki abidevi çeşme, sahildeki minyatür Şemsi Paşa Cami ve Medresesi Türk
sanatının güzel örnekleridir. Tarihi Karacaahmet
Mezarlığı ve daha ilerideki büyük ve küçük Çamlıca tepeleri Üsküdarın
sırtlarında bulunur. Tepeler çamlıklarla örtülü olup, Adaların ve Boğazın kuş
bakışı manzaralarına hakimdir.
Kadıköy:
Marmara sahillerindeki güzel Kadıköy'de tarihi yapı
bulunmaz. Istanbul'un son yüzyılda hızla gelişen
semtlerinden biridir. Antik Kahlkedon yerleşim
biriminde sonraları bir çok manastır inşaa edilmişti.
M.S. 5. yüzyıl Hıristiyanlık dünyası önemli konsül toplantıları burada
yapılmıştı. Eski bahçeli malikanelerin çok azı zamanımıza gelebilmiştir. Yat
Kulüpleri, marinalar, geniş caddeler, Kadıköy sahilleri boyu uzanır.
Fenerbahçe güzel bir gezinti yeridir. Meşhur Bağdat Caddesi
de alışveriş imkanları ile ünlüdür. 1908 yılında tamamlanan Prusya mimari
üslubundaki Haydarpaşa Tren İstasyonu, Üsküdar çıkışındadır. İstasyon Bağdat
demiryolunun ilk (veya son) duraği idi. Yandaki
yamaçta Kırım Savaşında hayatlarını kaybeden Ingiliz
ve Fransız askerlerinin mezarları ve abideleri, büyük askeri hastanenin yanında
bulunmaktadır.<br><br>Ticari
liman tesisleri arkasındaki tepelere yerleşmiş iki büyük bina vardır. Saat
kuleli olan eski Haydarpaşa Lisesi, şimdi üniversitedir. Diğeri, büyük ve 4
kuleli olan Selimiye Kışlasıdır (19. yy). Kırım Savaşı sırasında buradaki
yaralılara hemşirelik yapan Florence Nightingale anısına kaldığı oda o günlerdeki gibi
korunmaktadır.
Şile:
Üsküdar'dan 50 km. mesafedeki şirin ve güzel turistik kasaba
Karadeniz sahillerindedir. Kısmen tamamlanmış otoyolu ve sonrası ormanları aşan
viraj yol ile geniş ve meşhur Şile plajlarına ulaşılır. Balıkçı barınaği, Ceneviz kale kalıntısı ve şöhretli feneri
görülmeye değer yerlerdir. Batıda plajlar, kasabanın doğusunda da bir sıra
küçük kumsal koy uzanır. Yaz aylan hareketli ve kalabalık geçer, bol sayıda
pansiyon ve oteller mevcuttur.
Adalar:
Prens Adaları adı ile de bilinen Istanbul Adaları,
Marmara Denizinde, şehre bir saat kadar yakınlıkta 8 adadır. Haliç girişi ve
Kabataş Iskelelerinden kalkan vapur veya deniz
otobüsleri dört adaya muntazam seferler yaparlar.
Bizans devrinde manastırların kurulduğu Adalar, saray
mensuplarına yazlık veya sürgün yeri olmuş; Heybeliada'da Bizans'ın son yapısı,
Meryem Ana'ya ithaf edilmiş küçük kilise, Deniz Lisesi üst binası avlusunda
bulunur.
19. yüzyıl başlarında servise giren buharlı vapurlar ile
Adalar'a ulaşım kolaylaşmış, okullar ve oteller de inşa edilince nüfus artışı
başlamıştır. Büyükçe olan, yan yana sıralı dört ada yazlık evler, villalar,
çamlık korularla kaplı olup, plaj ve piknik yöreleri ile ünlüdürler. Mayıs ayından
eylül sonuna kadar kalabalıklaşan Adalar diğer zamanlarda tenhadır. Yerleşim
bölgelerinin iskelelere yakın çevrelerde, şehre bakan yönde geliştiği, tepeleri
çamlıklarla örtülü ada yollarının tek vasıtası faytonlardır. Mevsim boyu,
bilhassa tatil günlerinde koylar ve plajlar özel yat ve motorların, yelkenli
teknelerin çekici duraklarıdır.
Her adada bulunan Yelken ve Su Sporlan
kulüplerinin ilki ve meşhuru Burgaz Adasındadır.
Hikaye yazarı Salt Faik Abasiyanık adada yaşamış,
yaşadığı ev müzeye çevrilmiş ve uğrağı, gün batımı ile şöhretli Kalpazan Kaya
mahalli meşhur bir kahve olmuştur.
Heybeli yönünde, şeklinden dolayı adlandırılmış, Kaşık Adası
yer alır. Heybeli Ada'nın ikiz tepeleri arasında Deniz Lisesi üst binası
bulunurken, öndeki diğer tepe üzerinde, çamlık içerisinde, Rum Ruhban Okulu ilk
görülen büyük yapılardır. Ada iskelesi yanında Deniz Lisesi sahil boyu uzanır.
Lokanta ve çayhaneler diğer yöndedir. Yerleşim alanlarının arka cephesinde çok
güzel bir koy ile, Kaşık Adası'na bakan tarafta halk plajı ve Deniz Kulübü
tesisleri ile arkasında meşhur Değirmen Burnu piknik alanı bulunur. Tepeleri
çevreleyen yollarda, çamlar içerisinde güzel ve manzaralı yürüyüş güzergahlan adayı dolanır. Ada okullar ve sanatoryum
tesislerinden dolayı kış aylannda da nispeten
hareketlidir.
Takım Adaların en büyüğü ve meşhuru Büyük Ada'dır. Fayton
turu ile etrafı iki saate yakın bir sürede dolaşabilirsiniz. Ancak bir saatte
dolaşılan yarım tur daha enteresandır. Halk plajlarından Heybeli Ada yönündeki
Yörük Plajı şahane bir koyda bulunmaktadir. Dil Burnu
mesire alanı tercih edilen güzel bir yerdir. Iskele civarı
kalabalık yerleşim bölgesinin aksine adanın güney tarafı ıssızdır. Buralardaki
koylar teknelerin ziyaret yerleridir. Adanın üst sırtlarında harap halde
bulunan 19. yüzyıl yapısı eski oteli, belki dünyadaki en büyük ahşap yapı, ihya
edileceği zamanın özlemi ile ayakta durmaya çabalamaktadır. Büyük Ada iskele
civarı lokantaları, çayhaneleri ve dükkanları ile renkli ve hareketlidir. Yaz
aylarında servis veren dört oteli vardır. Güzel evler, bakımlı bahçeler eşsiz
manzaralar adaları gezenlerde unutulmaz anlar bırakır. Sonraki Sedef Adası
sakinlerinin dışında gelenlere plajı ile açıktır.
Çevresi
İstanbul'un dışından 25. km.de, Karadeniz'in Avrupa
kıyısında Kilyos'un geniş kumsalları yaz aylarında
İstanbulluları çekmektedir. Karadeniz'den içeride, Avrupa kıyısındaki Belgrad Ormanı İstanbul'un çevresindeki en geniş ormandır.
İstanbullular, hafta sonlarında, gölgeliklerinde, mangallı aile piknikleri
yapmak amacıyla arabalarıyla buraya giderler. Yöredeki 7 adet eski su deposu ve
bazı doğal kaynaklar farklı bir atmosfer oluşturur. Osmanlı su kemerlerinden
16.'ncı yüzyılda Mimar Sinan tarafından yapılan Moğlova Su Kemeri en muhteşemidir. Golf Kulübü'nün
üzerinden geçen yine Sinan'ın eseri 800 m. uzunluğundaki Sultan Süleyman Su
Kemeri Türkiye'deki su kemerlerinin en uzunlarından biridir.
İstanbul'dan 25 km. uzaklıktaki Polonezköy,
19'uncu yüzyılda Polonyalı göçmenler tarafından Asya kıyısında kurulmuştur. Köy
atmosferi içinde yürüyüşler, atlı gezintiler yapmak, buraya ilk gelenlerin
yakınlarınca sunulan geleneksel Polonya yemeklerinden tatmak için Polonezköy, İstanbulluların uğrak yeridir. Üsküdar'a 70 km.
uzaklıkta Karadeniz kıyısındaki Şile'nin kumsalları, restoranları ve otelleri
burayı İstanbul'un en hoş tatil mekanlarından biri haline getirmektedir.
Turistik açıdan popüler olan yöre, tanınmış Şile bezinin üretildiği yerdir.
Bayramoğlu
- Darıca Kuş Cenneti ve Botanik Parkı İstanbul'un 38 km uzağında eşsiz bir
dinlenme yeridir. Yaya yürüyüş yolları, restoranları ile bu devasa park
dünyanın farklı bölgelerinden gelen kuş çeşitleri ve bitkilerle doludur.
Marmara Denizi'ndeki günlük seyirlerinden sonra yatçıların
marinasına yanaşabildiği şirin Eskihisar balıkçı
kasabası İstanbul'un güneydoğusundadır. Türkiye'nin 19'uncu yüzyıl büyük
ressamı Osman Hamdi Bey'in kasabadaki evi müzeye
dönüştürülmüştür. Eskihisar ve Gebze arasında yer
alan Anibal'ın mezarı bir Bizans kalesi çevresindeki sitlerdendir.
İstanbul'dan 65 km. mesafedeki popüler tatil yeri Silivri'de
birçok İstanbullunun yazlık evi bulunmaktadır. Burası harika restoranları, spor
ve sağlık merkezleri ile büyük bir tatil yeridir. Konferans merkezi de iş -
tatil karışımı faaliyetleri ve "kültür turizmi" için şehrin hızlı
temposundan kaçan iş adamlarını çekmektedir. Tarifeli deniz otobüsü servisi İstanbul'u
Silivri'ye bağlamaktadır.
Dokuz ada ile bezeli Marmara Denizi'ndeki adalar Bizanslı
prenslerin sürgün yeriydi. Bugün artık varlıklı İstanbulluların yaz aylarında
serin meltemlerine ve 19'uncu yüzyıl şık evlerine kaçtıkları mekanlardır.
Adaların en büyüğü Büyükada'dır. Çam ağaçları arasında harika bir fayton gezisi
yapabilir veya adanın çevresindeki sayısız küçük koylardan birinde denize
girebilirsiniz!
Diğer popüler adalar Kınalı, Sedef, Burgaz
ve Heybeliada'dır. Muntazam araba vapuru seferleri adaları her iki Avrupa ve
Asya kıyılarına bağlamaktadır. Yazın Kabataş'tan hızlı deniz otobüsü servisi
vardır.
NASIL
GİDİLİR?
Karayolu:
Şehir içi ulaşım:Minibüs ve otobüslerin yanısıra,
merkezi Aksarayda olan tranway,
Taksim ile Levent arasındaki metro, Beyoğlundaki elektrikli
tranway sıkça kullanılan şehir içi ulaşım
araçlarıdır.
Şehirlerarası
ulaşım:İstanbuldan
yurdun her tarafına karayolu bağlantısı vardır. Yurtiçi ulaşımının hareket
noktası, Anadolu yakasında Harem, Avrupa yakasında Esenler de bulunan
uluslararası otogarıdır.
Uluslararası
ulaşım:İstanbuldan
yurdışına Yunanistan, Üsküp,
Makedonya, Almanya, Fransa, Avusturya, İsviçre, Suudi Arabistan, Suriye, Rusya
(Moskova) Romanya, Bulgaristan, Ürdün (Amman) seferleri yapılmaktadır.
Otogar Tel : (+90-212) 658 05 05 -
658 10 10 - 658 00 36 (9 Hat) - 333 37 63 - 310 63 63
Demiryolu:
İstanbul'dan Ankara, İzmir ile Doğu Anadolu şehirlerine demiryolu bağlantısı
vardır. İstanbul'dan yurtdışına Sirkeci- Viyana, Münih, Budapeşte, Selanik,
(Eskişehir, Konya, Gaziantep)- Halep, (Tatavan, Van)-
Tahran, S, Moskova, Büktreşe tren seferleri
bulunmaktadır.
İstasyon Tel : (+90-212) 348 80 20 - 336 19 16 - 337 87 24
Haydarpaşa Gar: Tel: (+90-216) 348 80 20/336 19 16
Rezervasyon Tel: (+90-216) 337 87 24
Danışma Tel: (+90-216) 336 04 75
Sirkeci Gar Tel: (+90-216) 520 65 75
Danışma Tel: (+90-216) 527 00 50
Denizyolu:
İstanbulda hem şehir içi, hem de yurt içi ulaşım
sağlanmaktadır. Ayrıca marinaların Avrupa limanlarına bağlantısı vardır.
Şehir
içi Denizyolu Ulaşımı:Kadıköy- H.Paşa- Karaköy, Eminönü- Üsküdar, Eminönü-Kadıköy, Köprü-Yeniköy, Beykoz-Kavaklar, Sirkecii-
Bostancı, Köprü-Adalar, Köprü-Yalova, Kabataş-Çınarcık, Bostancı-Çınarcık
arasında vapur işlemektedir.
Şehirlerarası
Ulaşım: Karadeniz (İstanbul, Zonguldak, Sinop, Samsun, Giresun,
Trabzon, Rize), İzmir, Marmara hattı (Marmara adası, Bandırma, Mudanya), Avşa Adalarına turlar bulunmaktadır.
Liman Tel : (+90-212) 245 53 66 - 249 71 78 - 249 18 96
Adres: TDİ Denizyolları Acentası
Rıhtım Cad. Kadıköy/İstanbul
Merkez Ofis: Tel: (+90-212) 245 53 66-249 71 78-249 18 96
Rezervasyon:Tel: (+90-212) 249 92 22-293 74 54
Danışma:Tel: (+90-212) 244 25 02-244 02 07
Havayolu:
İstanbul Uluslararası Atatürk Havalimanı, şehir merkezine 20 km mesafededir.
Ayrıca İstanbulda uçak ve helikopter kiralama olanağı
vardır.
Hava Limanı Tel : (+90-212) 663 64 00 - 663 63 00 - 663 63
71 - 663 63 72 - 663 63 73 - 663 63 74 - 663 63 75
Atatürk Havalimanı DHM İşletmesi: (+90-212) 663 64 00
THY Genel Müdürlüğü : (+90-212) 663 63 00 71 5 Hat,
THY Rezervasyon: (+90-212) 663 63 63
İç Hatlar: (+90-212) 663 63 00
Dış Hatlar: (+90-212) 663 63 00 (THY),
Kargo Rezervasyon: (+90-212) 663 63 00
GEZİLECEK
YERLER
Müzeler
Arkeoloji
Müzesi
Adres: Osman Hamdi Bey Yokuşu
Gülhane - İstanbul
Tel: (212) 520 77 40
Faks: (212) 527 43 00
Askeri
Müze
Seferlerde Osmanlı orduları tarafından kullanılan büyük saha
çadırları Askeri Müze'de sergilenmektedir. Osmanlı silah ve askeri teçhizatları
da sergide yer almaktadır. Osmanlı askeri bandosu, Mehter Takımı öğleden
sonraları saat 15.00-16.00 arasında Osmanlı askeri müziği ile gösteri
yapmaktadır.
Ziyarete açık günler : Pazartesi hariç her gün açıktır
Atatürk
Müzesi
Şişli'de
Atatürk'ün oturduğu ev daha sonra onun anısına müzeye dönüştürülmüştür. Kişisel
eşyaları sergilenmektedir.
Ziyarete açık günler : Pazartesi ve Salı hariç her gün
açıktır
Aya
İrini Kilisesi (St. İrene)
İstanbul'da yapılan ilk kilisedir. Konstantin'in
emri üzerine 4'üncü yüzyılda yapılmış, sonradan Jüstinyen
zamanında restore edilmiştir. Yapı, Hıristiyanlık öncesi dönemi tapınağının
üzerine inşa edilmiştir.
Ayasofya Müzesi
Adres: Sultanahmet Meydanı - İstanbul
Tel: (212) 528 45 00
Fax:
(212) 512 54 74
Mimarisi, ihtişamı, büyüklüğü ve işlevselliği yönünden ilk
ve son ünik uygulama olarak görülen Ayasofya; Osmanlı camilerine fikir bazında da olsa esin
kaynağı olmuş, doğu-batı sentezinin bir ürünüdür. Bu eser dünya mimarlık
tarihinin günümüze kadar ayakta kalmış en önemli anıtları arasında yer
almaktadır. Bu nedenle, Ayasofya, tarihi geçmişinin
yanı sıra, mimarisi, mozaikleri ve Türk çağı yapıları ile yüzyıllar boyunca tüm
insanlığın ilgisini çekmiştir. Ayasofya 916 yıl
kilise, 481 yıl cami olmuş, 1935'ten bu yana müze olarak tarihi işlevini
sürdürmektedir.
Bizans tarihçileri tarafından İmparator I. Konstantinos (324-337) zamanında yapıldığı ileri sürülen
ilk Ayasofya bir ayaklanma sonunda yanmış, bu yapıdan
günümüze hiç bir kalıntı gelmemiştir. İmparator II. Theodosius,
Ayasofya'yı ikinci defa yaptırmış ve 415'te ibadete
açmıştır. Yine bazilika planlı bu yapı 532'de Nika
ihtilali sırasında yanmıştır. 1936 yılında yapılan kazılarda bununla ilgili
bazı kalıntılar ortaya çıkmıştır. Bunlar mabede girişi gösteren basamaklar,
sütunlar, başlıklar, çeşitli mimari parçalardır.
İmparator Iustinianus (527-565)
ilk iki Ayasofya'dan daha büyük bir kilise yaptırmak
istemiş, çağın ünlü mimarlarından Miletos'lu İsidoros ve Tralles'i Anthemios'a günümüze ulaşan Ayasofya'yı
yaptırmıştır. Anadolu'nun antik şehir kalıntılarından sütunlar, başlıklar,
mermerler ve renkli taşlar Ayasofya'da kullanılmak
üzere İstanbul'a getirilmiştir.
Ayasofya'nın
yapımına 23 Aralık 532'de başlanmış, 27 Aralık 537'de tamamlanmıştır. Mimari
yönden incelendiğinde büyük bir orta mekân, iki yan mekân (nef),
absis, iç ve dış nartekslerden
meydana gelmiştir. İç mekân, 100 x 70 m. ölçüsünde olup, üzeri dört büyük
ayağın taşıdığı 55 m. yüksekliğinde, 30.31 m. çapında kubbe ile örtülmüştür.
Ayasofya'nın
mimarisinin yanı sıra mozaikleri de büyük önem taşımaktadır. En eski mozaikler
iç narteks ve yan neflerde
altın yaldızlı geometrik ve bitkisel motifli olan mozaiklerdir. Figürlü
mozaikler IX.-XII. yüzyıllarda yapılmıştır. Bunlar İmparator kapısı üzerinde, absiste, çıkış kapısı üzerinde ve üst kat galeride
görülmektedir.
Ayasofya
İstanbul'un fethi ile birlikte başlayan Türk döneminde çeşitli onarımlar
görmüştür. Mihrap çevresi, Türk çini sanatı ve Türk yazı sanatının en güzel
örneklerini içerir. Bunlardan kubbedeki ünlü Türk Hattatı Kazasker Mustafa
İzzet Efendi'nin Kuran'dan alınma bir suresi ile 7.50 m. çapındaki yuvarlak
levhalar en ilgi çekici olanıdır. Bu levhalarda, Allah, Muhammed, Ömer, Osman,
Ali, Hasan, Ebu Bekir, Hüseyin'in isimleri yazılıdır.
Mihrabın yan duvarlarında ise Osmanlı padişahlarının yazıp buraya hediye ettiği
levhalar vardır.
Sultan II. Selim, Sultan III. Mehmet, Sultan III. Murat ve
şehzadelerin türbeleri, Sultan I. Mahmut'un şadırvanı, sıbyan
mektebi, imareti, kütüphanesi, Sultan Abdülmecid'in
hünkar mahfeli, muvakkithanesi, Ayasofya'daki
Türk çağı örnekleri olup türbeler, iç donanımı, çinileri ve mimarisiyle klasik
Osmanlı türbe geleneğinin en güzel örneklerini oluşturmaktadır.
Müze pazartesi dışında hergün
09.30-16.30 saatleri arasında gezilebilir. ÇİNİLİ KÖŞK: 15 inci yüzyılda, Fatih
Sultan Mehmet zamanında bir köşk veya pavyon şeklinde yaptırılmıştır. İznik
parçaları dahil 16'nci yüzyıl Selçuk ve Osmanlı çömlek ve çini sanatının en iyi
örneklerini barındıran Türk Seramikleri Müzesi yer almaktadır.
Ayasofya Müzesi I.Mahmud
Kütüphanesi
Büyük
Saray Mozaikleri Müzesi
Adres: Sultanahmet Arastası - İstanbul
Tel: (212) 511 97 00
Mozaik Müzesi, Bizans imparatorlarının Büyük Sarayı'ndan
kalmadır. 5. ve 6'ncı yüzyıl nadide mozaik döşemeler burada korunmaktadır.
Denizcilik
Müzesi
Beşiktaş'tadır. Osmanlı denizcilik tarihine ait bir çok
ilginç eserler yanında, sultanların Boğazı geçerken kullandıkları
"saltanat kayıkları" da sergilenmektedir.
Ziyarete açık günler : Cumartesi ve Pazar hariç her gün
açıktır
Divan
Edebiyatı Müzesi (Galata Mevlevihanesi)
Adres: Galipdede Cad. 15 Beyoğlu -
İstanbul
Tel: (212) 245 41 41
Fethiye
Müzesi (Pammakaristos)
Güzel
Sanatlar Müzesi
Beşiktaş'taki Güzel Sanatlar Müzesi'nde 19. uncu yüzyılın
sonundan günümüze uzanan döneme ait Türk resim ve heykel örnekleri yer
almaktadır.
Ziyarete açık günler : Pazartesi ve perşembe hariç her gün
açıktır
Havacılık
Müzesi
Yeşilköy'dedir. Türk havacılığının gelişmesi teması üzerine
kurulmuştur.
Ziyarete açık günler : Salı hariç her gün açıktır
İmrahor Anıtı (İlyas
Bey Camii) St. Studios
Manastırı Hagios Ionnes Prodromos Bazilikası
Kariye
Müzesi
Adres: Edirnekapı - İstanbul
Tel: (212) 523 30 09
11. yüzyıl eseridir ve "Hz.
İsa" Kilisesi adıyla da anılır. İstanbul'da Ayasofya'dan
sonra en önemli Bizans yapısıdır. İstanbul Edirnekapı yakınlarında yer alan
mozaik ve freksleriyle ünlü bu kilise Bizans
İmparatoru Alexius Komnenos'un
kayınvalidesi Maria Dukaina
tarafından yaptırılarak Hz. İsa'ya ithaf edilmiş daha
sonra büyütülmüştür. Hz. İsa ve Hz.
Meryem'in yaşantılarını sahneleyen mozaik ve fresklerinin çoğu 1305-1320
yıllarında yapılmıştır. II. Bayazıt döneminde camiye
çevrilen kilise Cumhuriyet döneminde 1929'da restore edilmiş, mozaikleri
meydana çıkarıldıktan sonra müze olarak ziyarete açılmıştır. Bu arada, müze
ziyareti sonrasında Kilise'yi çevreleyen ahşap evlerde, şehrin koşuşturan
ortamından uzakta, rahat bir atmosfer içinde çay ve kahve sunulmaktadır.
Orhan
Kemal Müzesi
Müze Tel : (+90-212) 292 92 45 - 292 12 13 Fax: (+90-212) 243 67 82
Yakın edebiyatımıza ışık tutan Orhan Kemal için, Orhan Kemal
Kültür Sanat Koordinatörlüğü katkıları ile İstanbul'da, Akarsu caddesi No:32
Cihangir 80060 adresindeki ev müze haline getirildi. Müzede Orhan Kemal'in
fotoğrafları, ilk baskı kitapları, yabancı dilde yayınlanan kitapları, çalışma
odası, kullandığı eşyalar ve giysileri sergilenmektedir.
Ziyarete açık günler : Her gün 10.00-17.00 saatleri arasında
açıktır. Giriş ücretsizdir.
Rumelihisarı
Müzesi - Anadoluhisarı Müzesi - Yedikulehisarı Müzesi
Rumelihisarı
Müzesi
Adres: Yahya Kemal Cad. No:42 Hisarönü
- İstanbul
Tel: (212) 263 53 05
Anadoluhisarı
Müzesi
Adres: Beykoz - İstanbul
Tel: (212) 263 53 05
Rahmi
Koç Endüstri Müzesi
Hasköy'ün
banliyösünde, Haliç kıyısında, daha önceleri Lengerhane
adıyla anılan Osmanlı dönemi demir ve çelik işçiliğinin mekanı Rahmi Koç
Endüstri Müzesi endüstrideki gelişmeleri sergilemektedir.
Ziyarete açık günler : Pazartesi hariç her gün açıktır
Sadberk Hanım Müzesi
Boğazdan yukarıya doğru, Büyükdere'nin
kenar mahallesindeki, 19 uncu yüzyıl iki ahşap villayı Sadberk
Hanım Müzesi koleksiyonları doldurmaktadır. Önceden Türk süsleme sanatı
örneklerinin sergilendiği bu özel müze yeni arkeolojik koleksiyonun eklenmesi
ile daha da büyümüştür.
Ziyarete açık günler : Çarşamba hariç her gün açıktır.
Şehir
Müzesi
Yıldız Sarayı'nın bahçesindeki Şehir Müzesi'nde ise Osmanlı
fethinden bu yana İstanbul'un tarihi ile ilgili belgeleri korumaktadır.
Ziyarete açık günler : Perşembe hariç her gün açıktır. Yine
Yıldız Sarayı bahçesinde çok zengin dekor ve sahnesi, zarif kostümleri ile
Tiyatro ve Tarihi Sahne Kostümleri Müzesi yer almaktadır.
Tekel
Müzesi
Topkapı Sarayı Müzesi
Adres: Sarayiçi Sultanahmet -
İstanbul
Tel: (212) 522 44 22
Fax:
(212) 522 44 22
Türk
Halıları Müzesi
İbrahim Paşa Sarayı'nın bulunduğu sokağın karşısındadır.
Türkiye'nin her yöresinden toplanan çok güzel antika halı ve kilimler
sergilenmektedir.
Ziyarete açık günler : Pazartesi hariç her gün açıktır
Türk
- İslâm Eserleri Müzesi
Adres: İbrahim Paşa Sarayı Sultanahmet - İstanbul
Tel: (212) 518 18 05
Faks: (212) 518 18 07
Müzede Türk ve İslam sanatı eserleri sergilenmektedir. Bina,
1524'de Muhteşem Süleyman'ın Baş Veziri İbrahim Paşa tarafından ikametgahı
olarak yaptırılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu döneminin en büyük özel konutudur.
Bugün, zarif seramik koleksiyonlarının, minyatürlerin, hat sanatı örneklerinin,
tekstillerin, en eski halıların yanında ağaç oyma eserlerin sergilendiği bir
mekandır.
Türbeler
Müzesi
Adres: Atmeydanı Sultanahmet -
İstanbul
Tel: (212) 517 05 44
Yıldız
Sarayı Müzesi
Adres: Beşiktaş - İstanbul
Tel: (212) 258 30 80
Faks: (212) 258 30 85
Yerebatan Sarnıcı
Bizans Sarnıcı olarak da anılan sarnıç, Ayasofya'nın
yakınındadır. Büyük salonun ince tuğla kemerleri 136 adet korint
stili sutünla desteklenmektedir.
Ziyarete açık günler : Salı hariç her gün açıktır
Örenyerleri
Polonezköy
Kuleler
Kız
Kulesi: İstanbulun sembolü olan Kız
Kulesi, Boğaz girişindeki kayalık üzerine kurulmuş küçük, şirin bir kuledir.
Tarih içinde gözetleme kulesi, deniz feneri olarak kullanılan kule günümüzde
turizme tahsis edilmiştir. Batı kaynakları burayı sevgilisi Hera'ya
kavuşmak için yüzerken boğulan Leander'in kulesi
olarak tanıtır. Bir diğer hikayeye göre de burası, kızının yılan tarafindan sokulacağını rüyalarında gören İmparatorun,
emniyette olması için genç kızı yerleştirdiği kule idi. Meyve sepeti içinde
gelen yılan trajediye sebep olur.
Galata
Kulesi: Bizanslıların Cenevizliler aleyhine hareketlerine karşılık,
Cenevizliler tarafından yapılmıştır. Bölgeyi her türlü saldırıdan korumak için
de bu kuleyi yaptırmışlardı. Kulede büyük sahanlığa kadar duvar içinde dönerek
çıkan bir taş merdiven vardır. Son yıllarda 1967'de restore edilmiş, içine asansör
konmuş, diğer katlarına da lokanta yapılmıştır.
Beyazıt
Kulesi: Bugünkü İstanbul Üniversitesi merkez binasının bulunduğu
yerdeki yapı (eski saray), II. Mahmut devrinde Milli Savunma Bakanlığı
(Seraskerlik) olarak kullanılmıştır. Seraskerliğin avlusundaki ahşap kule,
yangın gözcüleri için uzun süre varlığını sürdürmüştür. II. Mahmut, daha
güzelini yaptırtmak için bu kuleyi yıktırmıştır ve kitabesine göre, onun emri
ile, 1828 yılında Serasker Hüseyin Paşa tarafından o devrin mimari özelliklerini
yansıtan, kagir bir kule yapılmıştır. 50 m yüksekliğindeki bu abide, belirgin
kütlesiyle, kente karekteristik bir çizgi
kazandırmaktadır. Ahşap bir merdivenle çıkılan yukarıdaki sahanlık, şehrin
büyük bir kısmını kuşbakışı seyretme olanağı sağlar.
Hisarlar
Üçgeni andıran eski İstanbul yarımadasının etrafı 5.
yüzyılda Roma döneminde yapılan, 22 km.yi bulan surlarla çevrilidir. Byzantion şehir sitesi, kurulmasından itibaren batı yönüne
doğru genişleyerek 4 defa yeni surlarla çevrilmiştir. Marmara Denizi ve Haliç
kıyıları da tek sıra fakat güçlü surlarla çevrili idi. Şehrin akropolisini çevreleyen surlardan, 3. yüzyılda yapılmış
İmparator Septimus Severius
ve 320'de Büyük Konstantin'in yaptırdığı 3. sur
tamamen yıkılmıştır. Kara surları deniz kıyısından başlayarak tepeleri ve
vadileri geçerek Haliç surlarına iner.
Yedikule:
Bu surlardaki en görkemli kapı, Marmara Denizi'ne yakın olan "Altın
Kapı" idi. Bu Imparator merasim kapısı, iki
mermer kule arasında zafer takı gibi yerleştirilmişti. Zaferden dönen ordular, Imparator ve erkanı şehre bu kapıdan girerdi. Burayı çevreleyen
Türk devri eseri 5 kule ilavesi ile 7 kule, bir iç kale haline sokulmuştu.
Zaman içerisinde hazine, depo ve elçi hapishanesi olarak kullanılmış iken,
günümüzde enteresan girişi ve "Altın Kapı" kuleleri ile şehrin bir
diğer müzesidir. Yaz aylannda çeşitli etkinlikler ve
konserler yapılmaktadır.
Anadolu
Hisarı: Karadeniz'in tek çıkışı Boğaziçi'nin Asya kısmında yer alan
hisar, 1390'lı yıllarında Sultan Bayazıt tarafından
yaptırılmıştır. Karşı kıyıdakı Rumelihisarı ile
birlikte Boğaziçi transit geçişinin tam kontrol
altında tutulması sağlayan bu küçük kale, burçlarına yaslanan eski ahşap evler
ve civarı ile pitoresk bir manzara oluşturur.
Rumeli
Hisarı: İstanbul Boğazı'nın Rumeli yakasındadır. Bizans'a kuzeyden
yardım gelmesini önlemek amacıyla Fatih Sultan Mehmet tarafından 1452 yılında
yaptırılmıştır. Üç büyük kule yapımını üstlenen Çandarlı
Kara Halil, Saruca ve Zaganos
Paşaların adlarıyla anılır.
Saraylar,
Köşkler ve Kasırlar
Aynalıkavak Kasrı
Aynalı Kavak Yazlık Köşkü 18 inci yüzyılda yapılmış ve daha
sonra çeşitli sultanlar tarafından restore ettirilmiştir. 1718'de takılan, bir
kısmı Venediklilerden hediye aynaları nedeniyle bu ismi aldığı sanılmaktadır.
Haliç üzerindeki saray, geleneksel Türk mimarisinin en güzel örneklerinden
biridir.
Beylerbeyi
Sarayı
Boğaziçi Köprüsü Asya kulesinin dikili olduğu Beylerbeyi, Bizanstan beri saraylara tahsis edilmiş güzel bir semttir.
Beylerbeyi Sarayı 1861-1865 yıllarında, eski ahşap bir sahil sarayının yerinde
Sultan Abdülmecit tarafından yaptırılmıştır. Cephe ve iç dekorasyonda Doğu ve
Türk motifleri, Batı süs öğeleri ile birlikte kullanılmıştır. Dolmabahçe Sarayının havasını taşıyan üç katlı yapı, harem
ve selamlık bölümlerini oluşturan 26 oda ve altı salondan ibarettir. Bu küçük
sarayın içi her biri küçük çapta bir servet olan Bohemya avizeleri, Yıldız
imalatı çiniler ve seramik vazolarla süslenmiştir.Yaldızlı mobilyaları ile
nefis halıları buraya ayrı bir güzellik vermektedir. Otantik mobilyalar,
halılar, perdeler ve diğer eşyalar olduğu gibi korunmuşlardır.
Denize bakan cephe süsleri, bakımlı bahçe ve orta bölümdeki
havuzlu salon ile spiral merdivenler dikkat çeken yerlerdir. Arka yamaçta bir
büyük havuz, teraslar ve türünün güzel örneği at ahırları yer almıştır. 1970'li
yıllara kadar kullanılan eski yol bir tünel saray bahçesinin altından geçerdi.
Sahilde iki küçük seyir köşkü bulunan sarayda devlet misafirleri de
ağırlanırdı.
Çırağan Sarayı
Haliç ve Boğaziçinin en güzel
yerleri sultanlar ve önemli kişilere saray ve köşkleri için tahsis edilmişti.
Zaman içinde bunların bir çoğu yok olmuştur. Büyük bir saray olan Çırağan 1910 yılında yanmıştır. Önceki bir ahşap sarayın
yerinde 1871 yIında Sultan Abdülaziz tarafından Saray
Mimar Serkis Balyan'a
yaptırılmıştı. Dört yılda dört milyon altına mal olan yapının ara bölme ve
tavanı ahşap, duvarlarda mermer kaplıydı. Taş işçiliğinin üstün örnekleri
sütunları, zengin döşenmiş mekanlar tamamlardı. Odalar nadide halılarla,
mobilyalar altın yaldızlar ve sedef kalem işleri ile süslüydü. Boğaziçi'nin
diğer sarayları gibi Çırağan da birçok önemli
toplantıya mekan olmuştu. Renkli mermerle süslenmiş cepheleri, abidevi kapıları
vardı ve arka sırtlardaki Yıldız Sarayına bir köprü ile bağlanmıştı. Cadde
tarafı yüksek duvarlar ile çevriliydi. Yıllar boyu harabe halinde duran kalıntı
büyük tamirler sonunda yeniden ihya olmuş, yanına ilave edilen eklentiler ile 5
yıldızlı, güzel bir otele dönüştürülmüştür.
Dolmabahçe Sarayı
19 uncu yüzyılda Sultan I. Abdülmecit tarafından yaptırılan Dolmabahçe Sarayı'nın cephesi Boğaz'ın Avrupa kıyısında 600
m boyunca uzanmaktadır. Dolmabahçe Sarayı, Avrupa
sanatı üsluplarının bir karışımı olarak 1843-1856 yılları arasında inşa
edilmiştir. Sultan Abdülmecit'in mimarı Karabet Balyanın eseridir. Osmanlı
Sultanlarının her devirde birçok sarayı bulunurdu. Ancak esas saray Topkapı, Dolmabahçe Saraylarının
tamamlanmasından sonra terk edilmiştir.
Dolmabahçe
Sarayı üç katlı, simetrik planlıdır. 285 odası ve 43 salonu vardır. Denizden
600 metrelik bir rıhtımı, kara tarafında ise birisi çok süslü iki abidevi
kapısı vardır. Bakımlı ve güzel bir bahçenin çevrelediği bu sahil sarayının
ortasında, diğer bölümlerden daha yüksek olan tören ve balo salonu yer alır.
Büyük, 56 sütunlu kabul salonu 750 ışıkla aydınlanan 4.5 tonluk muazzam kristal
avizesi ile ziyaretçileri hayrete düşürür.
Sarayın giriş tarafı Sultanın kabul ve görüşmeleri, tören
salonunun diğer tarafındaki kanat ise harem bölümü olarak kullanılmıştır. Iç dekorasyonu, mobilyaları, ipek halı ve perdeleri ve
diğer tüm eşyası eksiksiz olarak, orijinaldeki gibi günümüze gelmiştir. Dolmabahçe Sarayı mevcut hiç bir sarayda bulunmayan bir
zenginlik ve ihtişama sahiptir. Duvar ve tavanlar devrin Avrupalı
sanatkarlarının resimleri ve tonlarca ağırlığında altın süslemeleri ile dekore
edilmiştir. Önemli oda ve salonlarda her şey aynı renk tona sahiptir. Bütün
zeminler birbirinden farklı, çok süslü ahşap parke ile kaplıdır. Meşhur Hereke ipek ve yün halılar, Türk sanatının en güzel
eserleri, birçok yerde serilidir. Avrupa ve Uzak doğunun ender dekoratif el işi
eserleri sarayın her yerini süsler. Pırıl pırıl
kristal avize, şamdan ve şömineler sarayın pek çok odasında güzelliklerini
sergiler.
Dünyadaki saraylar içerisinde en büyük balo salonu
buradakidir. 36 m. yüksekliğindeki kubbesinden ağırlığı 4.5 ton olan devasa
kristal avize asılı durur. Önemli siyasi toplantılarda, tebrik ve balolarda
kullanılan bu salon, önceleri alttaki, fırına benzer bir düzen ile ısıtılırdı.
Saraya kalorifer ve elektrik sistemi daha sonraları eklenmiştir. Altı hamamdan
Selamlık bölümündeki, eşi olmayan, güzel oymalı alabaster
mermerleri ile dekorludur. Büyük salonun üst galerileri orkestra ve diplomatlar
için ayrılmıştır.
Uzun koridorlar geçilerek varılan
harem bölümünde, sultan yatak odaları ve sultanın annesinin bölümü ile diğer
kadın ve hizmetkarlar bölümleri bulunmaktadır. Sarayın kuzey eklenti bölümü
şehzadelere tahsis edilmiştir. Girişi Beşiktaş semtinde olan yapı Resim ve
Heykel Müzesi olarak hizmet vermektedir. Cumhuriyet döneminde, Atatürk'ün Istanbul ziyaretlerinde ikametgah olarak kullanıldığı
sarayda en önemli olay, 1938'de Atatürk'ün ölümüdür.
Filizli
Köşk
Florya
Atatürk Deniz Köşkü
Atatürk'ün Florya Deniz Köşkü Türkiye cumhurbaşkanlarının
yazlığı şeklinde kullanılmıştır. Marmara Denizi'ne T biçiminde uzantısı ile bu
köşk, 1935'de inşa edilmiştir. Erken 20 inci yüzyıl mobilyalarından en iyi
örneklerin görülebildiği bir sergendir. Atatürk burada kalan ilk
cumhurbaşkanıdır.
Hereke İpekli Dokuma ve Halı Fabrikası
Ihlamur
Kasırları
19 uncu yüzyıl yaptırılan Ihlamur Köşkü ismini bahçesinde
yetişen ıhlamur ağaçlarından almıştır. Şimdilerde İstanbul'un ortasında yer
alan bu köşk eskiden şehrin dışındaydı.
Küçüksu Kasrı
Yazlık olarak kullanılan saray, 19 uncu yüzyılın ortasında
I. Abdülmecit tarafından yaptırılmıştır.
Maslak
Kasırları
Sultan Abdülaziz tarafından av evi olarak tasarlanan Maslak
Köşkü, 19 uncu yüzyıl Osmanlı süsleme sanatının kayda değer en güzel
örneklerini taşımaktadır.
Merasim
Köşkü
Resmi törenler için kullanılmaktayken, Maiyet Köşkü sultanın
maiyetini, bazı hallerde de saraydan gezinti için ayrıldıklarında haremini
barındırmıştır. (Pazartesi ve Perşembe hariç her gün açıktır.)
Tekfur
Sarayı
Topkapı Sarayı
15-19 uncu yüzyıllar arasında Osmanlı İmparatorluğu'nun
merkezinde bulunan Topkapı Sarayı, labirentleriyle,
Boğaz, Haliç ve Marmara Denizi'nin sularının karıştığı noktada, bir kara
parçası üzerinde yer almaktadır. Yeni sarayın (Topkapı
Sarayının) yapımına 1466'dan sonra başlanmış ve Fatih ölmeden birkaç sene önce
1478'de tamamlanmıştır. Bu saray diğer Avrupa Sarayları gibi tek bir binada
olmayıp çeşitli köşk ve dairelerden oluşmuştur. İlk olarak yapılan Çinili Köşk
Sırça Saray'dır ve 1472'de bitmiştir. Orta Asya mimarisi karakterinde ve iki
katlı köşk 1875'te Arkeoloji, 1908 senesinde de Türk İslam Eserleri Müzesi
olmuştur. 1953'te ise Fatih Eserleri Müzesi olarak açılmıştır. Çinili Köşkü,
Kubbealtı Arzodası, Hasoda,
Hazine, Kiler ve Seferliler gibi koğuşlar, mutfakların bir kısmı, hastalar
odası, hamam şimdi kütüphane olan Ağalar Cami, ahır ve diğer binaların yapımı
izlemiş ve son olarak da yapı 1478'de Saray surlarının ve Bab-ı
Humayun denen Sultanahmet yönündeki asıl kapının
inşaatı ile tamamlanmıştır.
Fatih devrinde ortalama 750 kişi olan saray halkı gittikçe
artmış ve XIX. yüzyılda normal günlerde 5000, bayram günleri gibi fevkalade
zamanlarda ise 10.000'i bulmuştur. Bu sebeple bu saraya zamanla yeni yeni ilaveler yapılmıştır.
Topkapı
Sarayı Harem kısmı III. Sultan Murat devrinde 1574 - 1595 yıllarında yapılmış
ve ondan sonra Bayazıt'daki harem halkı buraya
nakledilmiştir. XIX. yüzyıl başlarında harem halkı 474 kişi idi. Harem'e
girerken Kızlar Ağası Dairesi ve onun üst katında da küçük şehzadelerle
Sultanlar için Şehzadeler Mektebi vardı. Sarayda zamanla Enderun Mektebi,
Hekimbaşı Odası, Enderun Eczanesi, iç avlulardaki köşklerle Sarayburnu
sahillerinde yazlık köşkler yapılmış, mutfaklar, ahırlar genişletilmiş, yeni yeni cami ve küyüphaneler ilave
edilmiştir.
Yıldız
Porselen Fabrikası
Yıldız
Sarayı
Boğaziçine
hakim tepeler ve vadileri kaplayan geniş alan üzerine serpiştirilmiş, yüksek
duvarların çevrelediği avlular içerisinde köşkler, bahçeler kompleksidir.
İstanbul'un bu ikinci büyük sarayı günümüzde değişik hizmetlere ayrılmış,
bölünmüş durumu ile gelmiştir. Yıldız Sarayı, III.Selim'in annesi Mihrişah Sultan tarafından ilk yaptırılan bir köşkler
bütünüdür. II.Mahmut Yıldız adını verdiği ikinci bir köşk yaptırmış, bu isim
daha sonra Abdülmecit, Abdülaziz ve Abdülhamit'in hükümdarlığında yaptırılan
bütün gruba geçmiştir. Sultan Abdüaziz zamanında
köşkler çoğalmaya başlamış, Malta, Çit, Çadır, Şale
Köşkleri yapılmış, koru usta bahçevanların elinde
bakir görünüşüne dokunulmadan düzenlenmiştir. Sultan Abdülhamit, burada 32 yıl
yaşamış, 33 yıllık saltanatında, şehir içinde şehir gibi olan bu korunaklı
sarayı resmi daire ve haremi olarak kullanmıştır.
Yönetim Kısımları'na ilaveten Yıldız Sarayı'nda birçok bölüm
ve bir de cami bulunmaktadır. 19 uncu yüzyılın sonunda, II. Abdülhamit
zamanında tamamlanmıştır. Yapıların en büyük ve zarifi Şale,
sultanların nasıl bir lüks içinde yaşayıp eğlendiklerini göstermektedir.
Dünyanın her yöresinden getirilen çiçekler, ağaçlar ve bodur bitkilerle bezeli
büyük saray parkından Boğaz'ın panoramik görüntüsü çok güzeldir. Restorasyon
çalışmaları nedeniyle sadece Şale ve park halka
açıktır.
Camiler,
Kiliseler ve Sinagoglar
İsanbul'un
ünlü camileri arasında Sultanahmet Cami, Süleymaniye
Cami, Rüstem Paşa Cami, Fatih Cami, Eyüp Cami, Yeni
Cami, Sokullu Mehmet Paşa Cami ve Mihrimah
Sultan Cami sayılabilir.
Kente pek çok kilise ve manastır faal durumdadır. Bir kısmı
ise cami haline dönüştürülmüştür. Studios Manastin Kilisesi , Sergios-Bakhos Kilisesi, Hagia Eirene Kilisesi, Pantakrator Manastir Kilisesi, Vefa Kilisesi (Hagios
Theoderos), Nyrelaion
Manastır Kilisesi, Eglise D'hagia
Thekla Manastırı, Eski İmaret Cami (Pantepoptes Manastin Kilisesi), Kalenderhane Cami (Akataleotos
Manastırı), Fenari İsa Cami (Lios
Manastır Kilisesi) ve Fethiye Cami (Pammakaristos Manastr Kilisesi) ünlüleridir.
Bedestenler
Kapalı
Çarşı: Dev ölçülü bir labirent gibi, 60 kadar sokağı, üç binden
fazla dükkanı ile dünyanın en eski ve büyük kapalı çarşısı olan "Kapalı
Çarşı" İstanbul şehrinin merkezinde yer alır. Adeta bir şehri andıran,
bütünü ile örtülü bu site zaman içerisinde gelişip büyümüştür. 15. yüzyıldan
kalma duvarlı, bir seri kubbe ile örtülü eski iki yapının etrafı sonraki
yüzyıllarda, gelişen sokakların üzerleri örtülerek, ekler yapılarak bir
alışveriş merkezi haline getirilmiştir. Geçmişte burası, her sokağında belirli
mesleklerin yer aldığı ve bunların da, el işi imalatın sıkı denetim altında
bulundurulduğu, ticari ahlak ve törelere çok saygı gösterilen bir çarşıydı.
Çarşının ana caddesi sayılan sokakta çoğunlukla mücevher
dükkanları, buraya açılan yan bir sokakta altıncılar bulunur. İstanbul'u
ziyarete gelen turist grupları için alışveriş olanakları, çarşının ana
girişindeki modern ve büyük alışveriş merkezleri tarafından sağlanmaktadır.
Mısır
Çarşısı: İstanbul'un ikinci kapalı çarşısıdır. IV. Mehmet'in annesi
Hatice Turhan Sultan tarafından Yeni Cami'ye vakıf olarak yaptırılmıştır.
Çarşıda 6 kapı vardır. Bunlardan 3'ü revak olup,
yapıyı daha da güzelleştirmektedir.
Bakırcılar
Çarşısı: İstanbul’un özellikle yabancıların dikkatini çeken, bir
çarşısı da Beyazıttaki Bakırcılar Çarşısıdır. Şimdiki
İstanbul Üniversitesi Merkez Binası bahçesinin doğu ve kuzey duvarları altında
bir sıra dükkan halindedir. Burada çeşitli bakır işi levha bakırdan döğme olarak elle yapılmakta ve kazan tencere, kuşhane,
sahan, tava, tas, leğen, ibrik, güğüm, bakraç, kova, maşrapa, sini, mangal,
şamdan, bakırdan, "gülabdab" olarak
satılmaktadır.
Kapalı
Çarşı: (Kuleli Cami Altındaki Kapalı Çarşı) Üstü kapalı çarşıların
bir örneği de, 19 yüzyılda yapılan son senelerde restore edilen Laleli Camii
altı dükkanlarıdır.
Su
Kemerleri
Mualla Kemeri: Mimar
Sinan tarafından yapılan su kemerlerinden biridir. Alibey
deresi vadisindedir. Orta kesimde 4 büyük kemer vardır.
Uzun
Kemer: Mimar Sinanın yaptığı kemerlerden
biridir. Kemerburgazın 1500 m kadar kuzeybatısıdadır. Kanuni Sultan Süleyman zamanında
yaptırılmıştır.
Güzelce
Kemer: Cebeci Köy Kemeri olarak da bilinen eser Kanuni Sultan
Süleyman devrinde Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Kemerburgazın
güneyindeki Cebeci Köyün 1500 m. kadar doğusundadır.
Bahçeköy
Kemeri: Sultan Mahmut Kemeri olarak bilinen kemer Bahçeköyden Büyükdere'ye doğru 1
km mesafededir. I. Mahmut zamanında 1731'de tamamlanmıştır.
Çeşmeler
Sultanahmet
Çeşmesi (III. Ahmet Çeşmesi): Topkapı
sarayının Bab-i Hümayun kapısı önündedir. Binanın
dört cephesindeki taş ve bronz işçiliği yazılar kadar tahta saçaklann
süsleri birer sanat şaheseridir. Çeşme, klasik dönemin mütevazi
çizgilerinden sıyrılmış, hatların zerafeti, zenginlik
ve güzelliği ile emsalleri arasında sivrilmiştir.
Üsküdar
III. Ahmet Çeşmesi: Üsküdar'da iskele meydanında yer alır.
1728'de yapılmıştır. Ahşap çatılı ve dört yüzlü bir meydan çeşmesi olup
mimarlık, hattatlık, taş işçiliği ve şiir sanatının bir şaheseridir.
Alman
Çeşmesi: Sultanahmet meydanında parkın içindedir. Alman İmparatoru
II. Wilhelm'in İstanbul'u ikinci ziyaretinin anısı
için bütün kısımları ile Almanya'da yapılmış, İstanbul'a getirilerek hazırlanan
kemerlerin üzerlerine konmuştur. 20'inci yüzyılın ilk günü olan 1 Ocak 1901'de
açılış töreni yapılan bu çeşmenin üç kubbesi altın mozaik kaplıdır.
Tophane
Çeşmesi: Tophane Meydanındadır. 1732'de I. Mahmut tarafından Hassa
Baş Mimarı Mehmet Ağa'ya yaptırılmıştır.
Beykoz
Ishak Ağa Çeşmesi: İstanbul'da
Beykoz ilçesindedir. Türkiye çapında en güzel çeşme anıtlarımızdan birisidir.
Ayazma
Çeşmesi: Üsküdar'da Ayazma Camii avlusundadır. 18. yüzyılda III.
Mustafa tarafından yaptırılan Çeşme devrin mimari özelliklerini taşır.
Azapkapı Saliha
Sultan Çeşmesi: 1732'de Sultan I. Mahmut tarafından
annesi Saliha Sultan adına yaptırılmıştır.
Göksu
Çeşmesi: Sultan III. Mustafa'nın eşi ve III. Selim'in annesi Mihrişah Sultan tarafından yaptırılmıştır.
Esma
Sultan Çeşmesi: 1799 da III. Ahmet'in kızı Esma Sultan
tarafından yaptırılmıştır. Meydan çeşmelerinin bir örneğidir.
Osmanlı
Dönemi İstanbul Çeşmeleri
Anıtlar
ve Meydanlar
Hipodrom:
Günümüze çok az kalıntıları ulaşan Roma devri önemli yapıları ve abideleri,
Hipodrom çevresinde inşa edilmiştir. "Büyük Saray" diye bilinen
İmparatorluk Sarayı Hipodromun yanında başlar, aşağılara, deniz kenarına kadar
uzanırdı. Bu saraydan günümüze bir büyük salonun yer mozaik panosu
gelebilmiştir. Semt Bizans ve Türk devirlerinde de merkezi önemini devam
ettirmiştir. İstanbul'un en önemli abideleri Ayasofya,
Sultan Ahmet Cami, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Yere Batan Sarnıcı burada,
Hipodromun çevresindedir. Günümüzde Hipodromdan günümüze Theodosius
Dikili Taş, Konstantin Sütunu (Orme
Odelisk), Yılanlı Sütun (Burmalı Sütun) ları kalmıştır.
Theodosius Dikili Taş:
Aslı eski Mısır eseridir. MÖ 1547 yıllarında Firavun III. Tutmosis
(Toothmesis) adına Heliopolis'de
dikilmiştir. Pembe granitten ve yekparedir. Üzerinde Hiyeroglif yazısı ile II. Tutmosis'in zaferleri yazılmıştır. 390 yıllarında Bizans
İmparatoru Iç Theodosius
tarafından İstanbul'a getirilerek Hipodroma dikilmiştir. Kaidedeki kabarmalar
üzerinde I. Theodosius, oğulları, karısı, Arkedios, Honorios ile İmparator
II. Valantinianos görülür. Ayrıca Hipodrom sahneleri
ve anıtın dikilişini gösteren tasvirlerde vardır.
Gotlar
Sütunu: Topkapı Sarayı dış bahçesinde,
Gülhane Parkı Sarayburnu girişinde bulunan ve Roma
Devri'nden günümüze hiç değişikliğe uğramadan gelen çok eski bir abidedir. 3.
veya 4. yüzyılda dikilmiş olan bu sütun yüksek kaide üzerinde 15 m. boyunda monolit mermerden ibarettir. Sütun başı korint
üslubunda kartal arması ile süslüdür. Gotlar'a karşı
kazanılan zaferden bahseden kitabe satırlarından dolayı abide "Gotlar
Sütunu" adıyla da anılır.
Çemberlitaş (Konstantin
Sütunu): MS 330'da Başkentin Roma'dan İstanbula
nakli sebebi ile kentin ikinci tepesindeki büyük oval bir meydan ortasında, Konstantinin şerefine dikilmiş olan ve Çemberlitaş
sütunu olarak da bilinen bu abide orijinalinden daha kısa olarak günümüze
gelebilmiştir.
Yılanlı
Sütun (Burmalı Sütun): Bu sütun Delphi'deki
Apollon tağınağından
4.yüzyılda istanbula getirilmiştir. İstanbuldaki en eski anıtlardan birisidir. Orijinalinin
M.Ö. 409' da yapıldığı bilinmektedir. Birleşmiş olan çeşitli Yunan sitelerinin
Perslere galip gelmesi üzerine Pers ordusunun silahlarının eritilip
dökülmesinden meydana getirilmiştir.
Beyazıt
Meydanı: İmparator Teodosius devrinde MS.
393 yılında şehrin en büyük meydanı olarak inşa edilmiştir. Ortasındaki dev
boyutlu zafer takının üzerinde yer alan bronz boğa başlarında dolayı buraya
"Form Tauri" meydanı ismi verilmiştir.
Üzerinde İmparatorun da heykeli yükselen zafer takından günümüze bir kaç mermer
blok ve sütun kalmıştır. Kuzeyde, Fatih'in yaptırdığı ilk sarayın yerinde
İstanbul Üniversitesi bulunmaktadır. Üniversite girişi abidevi kapı ve
bahçedeki yangın kulesi 19. yy yapılarıdır. Meydanı süsleyen ve adını veren 15.
yüzyıl Beyazıt Camii kalabalık ve hareketli Kapalı Çarşının komşusu olup,
buraya ait külliyeden günümüze medrese, hamam ve dükkanlar kalmıştır.
Korunan
Alanlar
Göknarlık
Tabiatı Koruma Alanı
Polonezköy
Tabiat Parkı
Türkmenbaşı
Tabiat Parkı
Subaşı Havuzlar Çınarı Tabiat Anıtı
Mesire
Yerleri
Adalar, Yıldız Parkı, Emirgan
Korusu, Gülhane Parkı, Boğaziçi, Boğaz, Belgrad
Ormanı, Atatürk Ormanı, Atatürk Ormanı, Çamlıca, Taşdelen,
Beykoz Çayırı, Karakulak, Polonezköy, Küçük ve Büyükçekmece Gölü, Kumburgaz, Kilyos,
Piyerloti Kahvesi, Şile gidilecek mesire yerleridir.
Plajlar
Büyükada, Beykoz, Poyrazköy, Kilyos ve Sarıyerde plajlar
mevcuttur.
Sportif
Etkinlikler
Kamp-Karavan:
Silivri, Büyükçekmece, Küçük Çekmece, Florya, Ataköy,
Bakırköy, Kilyos, Şilede kamping yerleri bulmak
mümkündür.
Av
Turizmi: Bakırköy, Çatalca, Beykoz ve Şile'de av turizm yapılması
mümkündür.
Bakırköy
: Küçüçekmece gölü civarında ender
olarak ördek ve yaban kazı, Alibeyköy baraj gölü
çevresinde ördek ve kaz, Kemerburgaz civarındaki Belgrad
ormanlarının ava açık olan bölgelerinde yaban domuzu, tilki, ender olarak çakal
ve kurt sık ormanlarda çulluk, sülün ve yaban güvercini avı yapılmaktadır.
Çatalca:
İstanbul'un en çok ava müsait ilçesidir. Kuzey batıda Yalıköy
bölgesi karaca ve sülün üretim sahası olarak belirlenmiştir. Bunun haricinde Binkılıç ve civarında yaban domuzu, çulluk ve yaban
güvercini, tavşan ve tilki avı yapılmaktadır. Istranca
Dağlarının yüksek tepelerinde ve sık ormanlıklarda ender de olsa kurta rastlanır. Çulluk avı göç zamanlarında dinlenme periodlarında yapılabilir. Orman içine sıkışmış ve düzlükte
bulunan açıklık alanlarda bıldırcın ve çil keklik avı yapılabilir (güney
kısımlar). Ayrıca ülkemizde ender olarak rastlanan sürülerinden ayrılmış ve
giderek orman içinde vahşileşmiş mandalar, köy muhtarlığının izni ile
avlanabilir. Duru su ve terkoz gölleri, ördek ve
yaban kazı avı için çok uygun bölgelerdir. Ayrıca çevrede bulunan küçük akarsu
ve göllerde yukarıda değinilen ördek kaz ve su kuşları avı yapılmaktadır. Güney
bölgeleri ilçe sınırlan dahilinde bıldırcın, üveyik, çil, keklik, tavşan ve
tilki avlanması uygundur. Kuzey bölgelerinde ormanlık alanlarda yaban domuzu ve
çulluk avı yapılır. Sinekli yöresi sülün koruma sahası olarak belirlenmiştir.
Beykoz:
İlçe sınırlarının kuzeydoğu tarafinda çulluk, tavşan
ve tilki avı ile ender olarak Dağ kekliği bulunur. Ömerli baraj gölü civarında
kaz ve ördek avı yapılır. Sık ormanlık alanlarda yaban domuzu avı da
yapılmaktadır.
Şile:
Asya bölümünde şehrin en iyi av yapılabilen bölümüdür. Karadeniz kıyısındaki
ormanlar yaban domuzu ve çulluk avı için uygun bölgelerdir. Göç zamanlarında
çevre dere ve küçük göllerde (Rez ve Riva) yaban kazı ve yaban ördeği avı yapılmaktadır.
Yatçılık:
İstanbul'da yatçılar için popüler bir başlangıç noktasıdır. Yatcılar
Kuzey Denizi'nden başlayarak Avrupa içinden kanallar yoluyla Ren ve Tuna Nehirlerini kullanarak Karadeniz'e, İstanbul
Boğazı ve marinalarına açılabilirler. İki kıta arasında uzanan köprülerin
altındaki İstanbul Boğazı ve Adalar'ın güzel koylarında yatçıların tercih
ettiği bir güzergahtır.
Bölgenin iki büyük marinası bulunmaktadır.
Golf İstanbul'da Turizm Bakanlığından işletme belgesi
bulunan iki golf tesisi bulunmaktadır.
Kuş
Gözlem Alanı
Büyük Çekmece Gölü ve Şile Adaları Kuş Alanları İstanbul'da
bulunmaktadır.
Sanat,
Kültür ve Eğlence
İstanbul uluslararası bir sanat ve kültür merkezidir.
Uluslararası Sanat ve Kültür Festivali, dünyanın her tarafından gelen
sanatçıların iştirakiyle, her yıl, Haziran ve Temmuz aylarında burada
gerçekleşmektedir. Gösterilerin çoğu Atatürk Kültür Merkezi'nde yapılmaktadır.
Klasik müzikten hoşlananlar bu tür müziği Cemal Reşit Rey Salonu'nda
dinleyebilirler. Operalar, operetler, baleler, filmler, konserler, sergi ve
konferanslar şehrin kültürel paletinde yer alırlar. İstanbul'un ışık gösterisi
programı da çok zengindir. Türk şarkılarından meşhur göbek dansına uzanan
örneklerle, gece kulüpleri akşam yemeği sırasında hoş eğlence mekanlarıdır.
Modern diskolar, kabareler ve caz kulüpleri Taksim - Harbiye
semtindedirler. Sultanahmet'teki restorasyon görmüş Bizans ve Osmanlı
yapılarında yer alan lokantalar dışarıda bir akşam geçirilecek hoş yerlerdir.
Kumkapı,
birçok tavernası, barları ve balık restoranlarıyla çekici diğer bir semttir.
Yıllardan beri insanlar bir iki lokma atıştırmak ve özel deniz mahsullerinden
tatmak için, Beyoğlu'ndaki Çiçek Pasajı'nda buluşmaktadırlar. Çiçek Pasajı'nın
yanındaki dar Nevizade Sokağı rakı içmek ve Türk
yemeklerinden tatmak için İstanbul'daki en iyi yerdir. Boğaz'da Ortaköy, gece kulüpleri, caz kulüpleri, mükemmel deniz
mahsulü sunan restoranları ve barlarıyla İstanbul gece hayatının en iyi
yeridir. Eminönü'ndeki geleneksel Osmanlı kıyafetleri içindeki yine geleneksel
Osmanlı kayıklarındaki balıkçıları görüp, sandallarından meşhur kızartılmış
balıklarından tatma fırsatı kaçırılmamalıdır.
Tiyatro Salonları
Sinema Salonları
Konser Salonları ve Gösteri Merkezleri
Kültür Merkezleri
Fuar ve Kongre Merkezleri
Alışveriş Merkezleri
Sanat
Evi ve Galerileri
AFA Sanat Galerisi
Beyoğlu Tel:0 212 249 22 18
Akademililer Sanat Merkezi
Beyoğlu Tel:0 212 245 02 29
Akbank Bahariye Sanat Galerisi Kadıköy Tel:0 216 336 84 55
Akbank Bebek Sanat Galerisi
Bebek Tel:0 212 263 48 35
Akbank Beylerbeyi Sanat
Beylerbeyi Tel:0 212 321 11 02
Aksanat Beyoğlu Tel:0 212 252 35 00
Alkent
Actual Art Etiler Tel:0 212 257 46 84
Anka Art Sanat Galerisi
Şaşkınbakkal
Tel:0 212 385 76 35 Faks:0 212
422 21 96
Antik Palace Maçka Tel:0 212 236 24 60
Antik Sanat Galerisi
Kadıköy Tel:0 216 330 13 54 Faks:0 216 348 74 33
Apel Sanat Galerisi
Beyoğlu Tel:0 212 292 72 36 Faks:0 212 263 62 33
Ares
Sanat Evi Fenerbahçe Tel: 0 216 345 11
62
Ariyel
Sanat Galerisi Şişli Tel:0 212 296 99
79 Faks:0 212 240 17 11
Art Hall Sanat Galerisi Kozyatağı Tel:0
216 456 04 58
Artemis
Sanat Merkezi Şişli Tel:0 212 232 09
20
Artı Mezat
Teşvikiye Tel:0 212 261 62 55 Faks:0 212 261 62 81
Artisan
Sanat Galerisi Nişantaşı Tel:0 212 247 71 19
Artium
Sanat Galerisi Teşvikiye Tel:0 212 291
01 31 Faks:0 212 231 87 50
Artium
Sungur Sanat Evi Teşvikiye Tel:0 212 227 75 93 Faks:0 212 227 75 93
Artmosfer
Sanat Galerisi Yeniköy Tel:0 212 223 13 14 Faks:0 212 223 18 15
Askeri Müze Hasan Rıza Salonu Harbiye
Tel:0 212 233 27 20
Asmalımescit
Sanat Galerisi Tünel Tel:0 212 249 69 79
Atatürk Kitaplığı
Beyoğlu Tel:0 212 249 09 45
Atölye Örümcek
Teşvikiye Tel:0 212 241 35
58
Avusturya Başkonsolosluğu Kültür Ofisi Yeniköy Tel:0 212
223 78 43 Faks:0 212 223 34 69
Axa
Oyak Sanat Galerisi
Karaköy Tel:0 212 292 58 00 Faks:0 212 249 91
24
Bahariye Sanat Galerisi
Kadıköy Tel:0 216 414 55 06 Faks:0 216 349 04 85
Bakraç Sanat Galerisi
Kozyatağı
Tel:0 216 362 18 26 Faks:0 216 410 91 97
Baraka Galatasaray
Tel:0 212 292 29 79 Faks:0 212 292 30 11
Barış Manço Kültür Merkezi Kadıköy
Tel: 0 216 418 69 58
Bebek PG Art Galerisi
Bebek Tel:0 212 2633390
Beksav
Sanat Galerisi Kadıköy Tel:0 216 349
91 55 Faks:0 216 349 91 55
Benadam
Sanat Galerisi Kadıköy Tel:0 216 346 97
14
Beyoğlu Belediyesi Sanat Galerisi Beyoğlu
Tel:0 212 252 77 55 Faks:0 212 258 77 52
Beytem
Sanat Galerisi Şişli Tel: 0 212 231
23 00
Bilgi Atölye 111
Taksim Tel: 0 212 292 86 97
Bilim Sanat Galerisi&Yurt ve Dünya Sanat Galerisi Moda Tel:0 216 349 26 10 Faks:0 212 414 02
06
Bir Kültür Sanat Merkezi
Nişantaşı Tel:0 212 291 28 71 Faks:0
212 291 28 75
Bizim Atölye
Tünel Tel:0 212 292 21 61
Bizimtepe Kuruçeşme
Tel:0 212 257 88 34 Faks:0 212 257 32 70
BM Çağdaş Sanat Merkezi
Nişantaşı Tel:0 212 231 10
23
Borusan
Sanat Galerisi Beyoğlu Tel:0 212 292
06 55 Faks:0 212 252 45 91
Cafe
Algida
Caddebostan Tel:0 216 385 20 61
Cervantes Tarlabaşı Tel:0 212 292 65 36 Faks: 0 212 292 65 37
Çamlıca Sanat Merkezi Acıbadem Tel:216 339 68 08 Faks: 326 01 31
Fırat Kültür Merkezi Çemberlitaş Tel:0212 517 46 97/98
HİT Kültür Merkezi Beyoğlu Tel:0 212 293 66 71
İş Sanat Kültür Merkezi Levent Tel:0 212 316 15 76
Kadıköy Gençlik Merkezi Kalamış Tel:0 216 349 77 68
Kadıköy Kültür ve Sanat Merkezi Caddebostan Tel:216 360 90 95
Kartal Hasan Ali Yücel Kültür Merkezi İstanbul Tel:216 353 37 78
Kartaltepe
Kültür Merkezi Bakırköy Tel:0 212 543 73
28
Leman
Kültür Merkezi Beyoğlu Tel:0 212 249 91 13
Ortaköy
Kültür Merkezi Sanat Galerisi Ortaköy Tel:212 236 58 02
Profilo
Kültür Merkezi Mecidiyeköy Tel:0 212 216 40 70
Schneidertempel
Sanat Merkezi Galata Tel:0 212 249 0150
Yapı Kredi Kültür Merkezi İstanbul Tel:0 212 293 08 25
Zeytinburnu
Atatürk Kültür Merkezi Zeytinburnu Tel:212 558 89
83
CBM Art Kadıköy
Tel:0 216 455 36 17 Faks:0216 455
36 17
Cemal Reşit Rey Konser Salonu Fuayeleri Harbiye Tel::0 212
248 53 92
Cep Sanat Galerisi Tünel Tel:0 212 245 19 96 Faks:0 212 245 20 57
Cey
Güzel Sanatlar Zekeriyaköy Tel:0 212 202 64 00 Faks:0 212 202 61 00
Contemporray
Art Marketing Teşvikiye Tel:0 212 234 39 01 Faks: 0
212248 36 92
Cumalı Sanat Galerisi Nişantaşı Tel:0 212 248 31 65
Çatı Sanat Evi Nişantaşı
Tel:0 212 247 74 17
Çekirdek Sanat Beyoğlu
Tel:0 212 252 31 61
Darphane-i Amire Sultanahmet Tel:0 212 513 50 82 Faks:0 212 513 54 00
Dega
Sanat Galerisi Suadiye Tel:0 216 463 42 87
dem-art Sanat Galerisi Arnavutköy Tel:0 212 287 78 67
Deniz Müzesi Sanat Galerisi Beşiktaş Tel:0 212 327 43 45
Destek Reasurans Maçka Tel:0 212
231 28 32
Enka
Sanat Galerisi Balmumcu Tel:0 212
274 09 67
Eren Sanat Galerisi Beyoğlu Tel:0 212 244 16 69
Erguvan Sanat Merkezi Kadıköy Tel:216 338 16 38
Estet Sanat Galerisi Nişantaşı Tel:0 212 225 46 77 Faks:0 212 247 26 42
Etibank
Sanat Galerisi Tepebaşı Tel:0212 252 14 05
Evin Sanat Galerisi Bebek Tel:0 212 265 81 58 Faks:0 212 257 76 75
Exclusive
Sanat Galerisi Suadiye Tel:0 216 363 75 94
Eylül Sanat Galerisi Nişantaşı Tel:0 212 231 68 46
Fatih Kıral Sanat Galerisi
Bostancı Tel:0 216 361 03 07 Faks: 0 216 361 03 08
Fotoğrafevi
Galatasaray Tel:0 212 251 05 66 Faks: 0 212 292 31 30
Galatea
Sanat Galerisi Tünel Tel:0212 292 54
30 Faks: 0 212 292 54 33
Galeri 3K Nişantaşı Tel:0 212 233 42 77 Faks: 0 212 219 12 61
Galeri Apel Galatasaray
Tel:0 212 292 72 36
Galeri Artist Yeşilçimen Tel:0 212
227 68 52 Faks:0 212 258 09 32
Galeri Artist Çukurcuma Çukurcuma Tel:0 212 251 91 63
Galeri B Teşvikiye
Tel:0 212 227 03 63
Galeri Baraz Kurtuluş Tel:0 212 240 47 83 Faks:0 212 225 47 02
Galeri Baraz 2 Pangaltı Tel:0 212 240 47 83 Faks: 0 212 231 62
58
Galeri Binyıl Etiler Tel:0 212 280 94 41 Faks: 0 212 325 03 97
Galeri Bozatlı Arnavutköy Tel:0 212 265 45 56
Galeri Çamaş Göztepe Tel:0 212 385 00 15
Galeri Çerçeve Tünel Tel:0 212 251 26 51
Galeri D Kadıköy
Tel:0 212 347 42 40
Galeri Dirimart Nişantaşı Tel:0
212 291 34 34
Galeri G Nişantaşı
Tel:0 212 241 45 69 Faks: 0 212
241 28 43
Galeri İki Maymun Caddebostan Tel:0 212 350 26 24
Galeri MD Elmadağ
Tel:0 212 232 59 59
Galeri Nefise Kadıköy
Tel:0 212 337 06 31
Galeri Nev Maçka Tel:0 212 231 67 63
Galeri Oda Teşvikiye
Tel:0 212 259 22 08
Galeri Pago Kadıköy Tel:0 212 345 48 06
Galeri Remzi Taksim
Tel:0 212 244 78 21
Galeri S.Z. Teşvikiye
Tel:0 212 230 17 45
Galeri Seher Moda
Tel:0216 346 81 38 Faks: 0 216 346 82 34
Galeri Vinci Teşvikiye
Tel:0 212 248 39 86
Galerist
İstanbul Tel:0 212 233 62 68
Galleria
Palladium Salonu Ataköy Tel:0212 559 95 60 Faks: 0 212 560 05 38
Garanti Sanat Galerisi Beyoğlu Tel:0 212 293 63 71
Gf
Sanatevi Kadıköy
Tel:0216 418 62 83 Faks: 0216 346
14 08
Girgin Piano ve Sanat Galerisi
Beşiktaş Tel:0212 227 86 40
Goethe Institut Galatasaray Tel:0212 249 20 09 Faks:0212
252 52 14
Gülmine
Sanat Merkezi Bakırköy Tel:0212 571 60
16 Faks: 0212571 63 62
Güntay
Sanat Evi Caddebostan Tel:212 386 88
98
Hakan Sanat Galerisi Beyoğlu Tel:212 243 07 72
Harmony
Sanat Galerisi Kuzguncuk Tel:0216 310 39 57
Haymatlos
İstanbul Tel:0 212 292 43 63
Heykel Atölye / Galeri Ortaköy Tel:0212 258 81 41
Hobi Sanat Galerisi Nişantaşı Tel:0212 225 23 37
Horhor Sanat Galerisi Fatih
Tel:0212 524 35 92
İlhami
Atalay Sanat Galerisi Sultanahmet Tel:0212 520 10 83
İmaj Sanat Odası Gayrettepe Tel:0212 272 82 10
İMKB Sanat Galerisi İstinye Tel:0212 298 25 11
İstanbul Kültür Merkezi Lale Sanat Galerisi Beyoğlu Tel:0212
249 73 02
İstanbul Kül.Üniv. Halil Akıngüç Sergi Salonu Şirinevler
Tel:0212 639 30 24
İstanbul Ticaret Odası Sanat Galerisi İstanbul Tel:0 212 455 60 00
İstasyon Sanat Evi Erenköy Tel:0216 385 41 31
İş Bankası Erenköy Sanat Galerisi Erenköy Tel:0216 356 01
68
İş Bankası Parmakkapı Beyoğlu
Tel:0212 244 20 21
Kadife Chalet Bahariye Tel:0216
347 85 96
Kare Sanat Galerisi Teşvikiye Tel:0212 240 44 48 Faks:0212 247 48 78
Karsu
Tekstil Sanat Galerisi Esentepe Tel:0212 288 33 89 Faks: 0212 267 24 44
Karşı Sanat Çalışmaları Beyoğlu
Tel:0 212 245 15 08 Faks: 0 212
245 37 00
Kasa Galeri Karaköy Tel:0212 292 49 39
Kaş Galeri Şişli
Tel:0212 247 11 85 Faks:0212 230
25 79
Kazım Taşkent Sanat Galerisi Galatasaray Tel:0212 245 20
41
Kızıltoprak
Sanat Galerisi Kadıköy Tel:0216 418
38 06
Kibele
Galerisi 4. Levent Tel:0212 316 15
80
Kile Sanat Galerisi Bebek Tel:0212 265 74 96
Lebriz
Sanat Galerisi Nişantaşı Tel:0212
240 22 82
Leylek Cafe & Sanat Evi
Beyoğlu Tel:0212 244 25 29
Maltepe Sanat Galerisi Maltepe Tel:0216 441 91 98 Faks: 0216 441 95 40
Meb
Sanat Galerisi Göztepe Tel:0216 385 47 78
Merhaba Sanat Galerisi Yeşilköy Tel:0212 574 28 21
Metin Sanat Galerisi Bebek Tel:0212 263 13 84
Milli Reasürans Sanat Galerisi Teşvikiye Tel:0212 230 19
76
Mim Sanat Merkezi Kadıköy Tel:0216 449 20 45
Mine Sanat Galerisi Bahariye Tel:0216 345 64 40 Faks:0216 346 78 10
Minyatür Sanat Galerisi Caddebostan Tel:0216 369 70 00
Modern Sanat Evi Kadıköy
Tel:0216 349 94 81
Mudo
Maçka Sanat Galerisi Nişantaşı Tel:0212 240 80 23
Mutlu Sanat Odası Erenköy
Tel:0216 355 35 87
Muzaffer Akyol Atölyesi Tünel Tel:0212 245 03 25
Nadya
Sanat Galerisi Teşvikiye Tel:0212 231 90
87
Nelli
Sanat Evi Teşvikiye Tel: 0212 227 73
75
Neriman Oyman Atölye & Ev Asmalımescit
Tel:0212 243 01 73
Nevzemin
14 Sanat Galerisi Kadıköy Tel:0216 330
88 02
Nil
Sungur Sanat Galerisi Teşvikiye Tel:0212 230 17 45
Nilgün
Şensoy Sanat Galerisi Maçka Tel:0212 236 76 98
Nokta Sanat Galerisi Teşvikiye Tel:0212 261 45 09
Nüans Sanat Merkezi Nişantaşı Tel:0212 234 40 4
Odakule
Sanat Galerisi Beyoğlu Tel:0212 249 87 19
Opera Sanat Galerisi Taksim
Tel:0212 249 92 02
Oruç Çakmaklı Sanat Atölyesi Beyoğlu Tel:0212 292 59 91
Osmanbey
Art Şişli Tel:0212 240 58 30
Osmanlı Bankası Güncel Sanat Merkezi İstanbul Tel:0 212 233 22 38
Otantik House Cihangir Tel:0212 252 79 04
Özden Sanat Galerisi Maçka Tel:0212 260 44 28
Özlem Sanat Galerisi Tünel
Tel:212) 293 19 99
Pabetland
Sanat Galerisi Maslak Tel:0212 293
19 99
PAM Sanat Galerisi Mecidiyeköy Tel:0212 216 44 00
Pamukbank
Fotoğraf Galerisi Teşvikiye Tel:0212 236 67 90
Passion
Sanat Galerisi Ulus Tel:0212 268 12
69
Pera
Sanat Evi Beyoğlu Tel:0212 252 38 57
PG Art Bebek
Tel:0212 263 33 90
Pırıltı Sanat Galerisi Fenerbahçe Fenerbahçe
Tel:0216 330 72 39 Faks:0216 330 54
85
Pırıltı Sanat Galerisi Maçka Maçka
Tel:0212 227 35 56
Pi
Artworks Ortaköy Tel:0212 236 68 53
Platform Garanti Guncel Sanat
Merkezi Beyoğlu Tel:0212 293 23 61
Proje4L İstanbul Güncel Sanat Müzesi Levent Tel:0212 281 51 50 Faks:0 212 283 17 99
Ramko
Sanat Galerisi Teşvikiye Tel:0212
236 18 82
Ressamlar Derneği Sanat Galerisi Levent Tel:0212 279 27 10
Romans Sanat Galerisi Osmanbey
Tel: 0212 233 07 95
Rönesans Sanat Galerisi Teşvikiye Tel:0212 232 96 64
Samancıoğlu
Sanat Galerisi Maçka Tel:0212 258 74 46
Sandoz
Sanat Galerisi Beşiktaş Tel:0212 259
72 00
Seven Sanat Galerisi Moda
Tel:0212 345 56 16
Sevimce Sanat Galerisi Kadıköy Tel:0212 338 53 28
Slideshow
Galeri Kadıköy Tel:0212 369 28 07
Stüdyo Peinture Teşvikiye Tel:0212
232 23 19
Şark Sigorta Sanat Galerisi Altunizade Tel:0212 310 12 50
Şeker Sigorta Sanat Galerisi Fındıklı Tel:0212 251 40 35
Taksim Sanat Galerisi Taksim Tel:0212 245 20 68
Tanak
Sanat Galerisi Etiler Tel:0212 265 19
35
Tekel Sanat Galerisi Eminönü
Tel:0212 533 19 00
Tem Sanat Galerisi Nişantaşı Tel:0212 247 08 99
Teşvikiye Sanat Galerisi Teşvikiye Tel:0212 241 04 58
The
Marmara Istanbul Opera Sanat Galerisi Beyoğlu Tel:0
212 251 46 96
Tolga Eti Sanat Galerisi Selamiçeşme
Tel:0212 368 26 79
Tophane-i Amire Fındıklı
Tel:0212 252 16 00
Toprak Seramik Sanat Galerisi Nişantaşı Tel:0212 231 49 00
Toprakbank
Sanat Galerisi Beşiktaş Tel:0212 326 35
80 Faks:0212 326 86 40
Turgay Sanat Galerisi Bebek Tel:0212 263 32 38
Türk Ticaret Bankası Gn.Md.Sanat
Galerisi Gayrettepe Tel:0212 288 59
00
Türk ve İslam Eserleri Müzesi Sultanahmet Tel:0 212 518 18
05
Uran Sanat Galerisi Üsküdar
Tel:0216 343 10 00
Urart
Sanat Galerisi Nişantaşı Tel:0212 241
21 83
Ürün Sanat Galerisi Tünel
Tel:0212 251 68 25
Ürün Sanat Galerisi Caddebostan Tel:0216 360 99 64
Vakıfbank
Beyoğlu Sanat Galerisi Beyoğlu Tel:0212
292 50 13 Faks:0212 292 50 14
Vakko
Sanat Galerisi Beyoğlu Tel:0212 251
40 92
Yantra
Sanat Galerisi Beyoğlu Tel:0212 251 28
40
Yerebatan
Sarnıcı Sanat Galerisi Sultanahmet
Tel:0212 513 60 61
Zebra Sanat Galerisi Teşvikiye Tel:0212 247 68 42
Zerrin Türen Sanat Galerisi Bostancı Tel:0212 410 34 90
Ziraat Bankası Tünel Sanat Galerisi Tünel Tel:0212 251 42 40
COĞRAFYA
İstanbul, Avrupa ile Asya kıtaları arasında köprü görevi
gören, bunların birbirine en çok yaklaştığı iki uç üzerinde kurulmuş bir
şehirdir. Bu uçlar Avrupa kıtasında Çatalca, Asya kıtasında ise Kocaeli;
güneyden Marmara ve Bursa, güneybatıdan Tekirdağ ve kuzeybatıdan Kırklareli ile
çevrilidir. Şehrin adını aldığı ve Haliç ile Marmara arasında kalan yarımada
üzerinde bulunan asıl İstanbul 253 km², bütünü ise 5712 km² 'dir. Marmara denizindeki Adalar da İstanbul iline dahildir.
İstanbul çevresinin bitki örtüsü, Akdeniz iklimi bitkilerini
andırır. Bölgede en çok görülen bitki türü makidir. Bu bitkiler uzun ve kurak
bir yaz mevsimine kendini uydurmuştur. Fakat iklimin özelliği dolayısı ile
tepeler çıplak değildir. Yer yer görülen ormanlık
alanların en önemlisi kentin 20 km. kuzeyindeki Belgrad
Ormanı'dır.
İstanbul ilinde büyük akarsu yoktur. En büyük akarsu, aynı
zamanda Kocaeli Yarımadası'nın da en büyük suyu olan Riva
çayıdır. 71 km. olan Riva Çayı, kaynaklarını Kocaeli
ilinden alır ve güneydoğu kuzeybatı yönünde akarak Riva
köyü yakınlarında Karadeniz'e dökülür. Boğaza dökülen suların en önemlileri Küçüksu ve Göksu dereleridir. Bunlardan başka Haliç 'e
dökülen Kağıthane ve Alibey Dereleri, Küçükçekmece Gölüne dökülen Sazlıdere,
Büyükçekmece Gölüne dökülen Karasu Deresi, Terkos Gölüne dökülen Trança Deresi, İstanbul İlinin belli
başlı akarsularıdır. İlde küçük fakat önemli üç göl vardır. Bunların üçü de
Avrupa yakasındadır. Denizden ayrılmış olan Terkos
Gölünün suyu tatlıdır. Kentin suyu buradan sağlanır. Marmara Denizi kıyısında
bulunan Küçükçekmece (11 km²) ve Büyükçekmece
(16 km²) Göllerinin suları denizle temasları olduğu için tuzludur.
Yaz ayları genellikle sıcak geçen, kış aylan bölgeyi etkisi
altına alan sistemlere bağlı olarak fazla soğuk geçmeyen
İstanbul, Akdeniz ikliminin özelliklerini taşıyor görünse de, Marmara Denizi ve
İstanbul Boğazı'nın etkisiyle farklı özellikler taşır. Kış aylarında
Karadeniz'den gelen soğuk-kuru hava kütlesi ile Balkanlardan gelen
soğuk-yağışlı hava kütlesinin özellikle Akdeniz'den gelen ılık ve yağışlı
güneyli hava kütlelerinin etkisi altındadır. Bütün ilde Karadeniz'in soğukça
yağışlı (poyrazlı) havasıyla Akdeniz'in ılık (lodoslu) havası birbirini izler.
İlde yaz-kış, gece-gündüz arasında büyük ısı farkları görülmez.
TARİHÇE
İstanbul, Osmanlı'nın 3. Başkenti...
Türkiye'nin Şaheserlerinden Biri Olarak İstanbul
Her ne kadar tarihi şehirde daha erken buluntulara
rastlanmamış ise de; kentin Haliç bölgesinde ve Asya kısmında yapılan kazılarda
ele geçen buluntular bölgedeki ilk yerleşimin MÖ 3 Bin yıllarına dayandığını
göstermektedir. Byzantion olarak anılan kentin
Akropolü bugünkü Topkapı Sarayının bulunduğu alanda
yer almaktaydı. Haliç, günümüzde de kullanılmakta olan sakin bir limana
sahiptir. Buradan başlayan kuvvetli bir sur şehri çevreleyerek Marmara
Denizi'ne ulaşırdı. Byzantion, bir liman ve ticaret
şehri olarak Roma Imparatorluğu döneminde de yaşamını
sürdürürken, M.S. 191 yılında başlayan ve iki yılı aşan bir kuşatmadan sonra
Roma Imparatoru Septimus Severius tarafından fethedilerek yerle bir edilmiştir. Aynı
Imparator tarafından sonradan baştan inşa edilen
şehir genişletilmiş ve yeniden donatılmıştır.
M.S. 4. yüzyılda Roma İmpatorluğu
çok genişlemiş, İstanbul stratejik konumundan dolayı İmparator Büyük Konstantin tarafından Romanın yerine yeni başkent olarak
seçilmiştir. Kent 6 yılı aşkın bir sürede yeniden düzenlenmiş, surlar
genişletilmiş, bir çok tapınak, resmi binalar, saraylar, hamamlar ve hipodrom
inşa edilmiştir. 330 yılında yapılan büyük merasimlerle kentin Roma Imparatorluğunun başkenti olduğu resmen açıklanmıştır.
Yakın çağın başladığı dönemde Ikinci Roma ve Yeni
Roma adları ile anılan kent, daha sonra "Byzantion"
ve geç devirlerde Konstantinopolis olarak adlandırılmıştır. Halk arasında ise
kentin adı tarih boyunca "Polis" olarak anıla gelmiştir.
Büyük Konstantin'den sonraki
imparatorların şehri güzelleştirme çabalarının devam ettiği görülür. Kentteki
ilk kiliseler de Konstantin'den sonra inşa
edilmiştir. Batı Roma Imparatorluğunun 5. yüzyılda
çökmesi nedeniyle İstanbul uzun seneler Doğu Roma İmparatorluğunun (Bizans)
başkenti olmuştur. Bizans döneminde yeniden inşa edilen kent surlarla tekrar
genişletilmiştir. Günümüzdeki 6492 m. uzunluğundaki ihtişamlı şehir surları
İmparator Il. Theodosius
tarafından yaptırılmıştır. 6. yüzyılda nüfusu yarım milyonu aşan kentte,
İmparator Justinyen idaresinde bir altın çağ daha
yaşanmıştır. Günümüze gelen meşhur Ayasofya, bu
İmparatorun eseridir. Bizans İmparatorluğu ve başkent İstanbul'un sonraki
tarihi, saray ve kilise entrikaları, İran ve Arap saldırıları ve sık değişen
imparator sülalelerinin kanlı kavgaları ile doludur.
726-842 yılları arasında kara bir devir olan Latin
egemenliği, 4. Haçlı seferinin 1204 yılında şehri istilası ile başlamış, tüm
kilise ve manastırlar ile abidelere kadar şehir yıllar boyu talan edilmiştir.
1261'de idaresi tekrar Bizanslıların eline geçen kent eski zenginliğine tekrar kavuşamamıştir. Kent, 53 günlük bir kuşatma sonrası 1453'te
Türklerin eline geçmiştir.
Fatih Sultan Mehmet'in savaş tarihinde ilk defa kullanılan
iri boyutlardaki topları Istanbul surlarının
aşılmasının bir sebebidir. Osmanlı Imparatorluğunun
başkenti buraya taşınmış, ülkenin çeşitli yerlerinden getirilen göçmenlerle
şehir nüfusu arttırılmış, boş ve harap olan şehrin imar çalışmalarına
başlanmıştır. Şehrin eski halkına din hürriyeti ve sosyal haklar tanıyarak,
yaşamlarını sürdürmeleri sağlanmıştır. Fatihin tanıdığı haklardan dolayı
Hıristiyan Ortodoks Kilisesinin başı olan Patrikhane günümüze kadar yerinde
kalmıştır. Fetihten yüzyıl sonra da Türk Sanatı şehre damgasını vurmuş,
kubbeler ve minareler şehir siluetine hakim olmuştur.16. yüzyıldan itibaren de
Osmanlı Sultanlarının Halife olmalarından ötürü Istanbul
tüm Islam dünyasının da merkezi olmuştur.
Sultanların idaresinde şehir tamamen imar edilmiş,
büyüleyici bir atmosfere bürünmüştür. Bu devirdeki İstanbul tarihinin renkli
sayfalarında, geniş bölgeleri tahrip eden, sık sık
çıkan yangınlar vardır. Eski akropolde kurulu Sultan Sarayı Boğaziçi'nin ve
Haliç'in eşsiz manzarasına hakimdir. 19. yüzyıldan itibaren Batı dünyası ile
sıklaşan temaslar sonrası, camiler ve saraylar, Avrupa mimarisi tarzında,
Boğaziçi kıyılarına inşa edilmeye başlanmıştır. Kısa sürede inşa edilen bir çok
saray çöküş devrinin de sembolleridir. İstanbul, bir diğer dünya
imparatorluğunun sona ermesine I. Dünya Savaşının bitişine şahit olmuştur.
İmparatorluk bölünmüş, iç ve diş düşmanlar kendi payları
için mücadele ederken, Türk ordusunun asil bir komutanı da Türk ulusu için
mücadeleye girişmiştir. Mustafa Kemal ismindeki bu milli kahraman, 4 yılı aşan
Kurtuluş Savaşından sonra Türkiye Cumhuriyetini 1923 yılında kurmuştur.
Başkentin Ankara'ya taşınması Istanbul'un önemini
değiştirmemiştir. Bu eşsiz şehir büyüleyici görünümü ile yaşamını devam
ettirmektedir.
NE
YENİR?
İstanbul mutfağı, Dünyanın önde gelen mutfaklarındandır.
İmparatorluk başkenti olan kente ülkenin her yanından gelen malzemeler,
ustalar, tarzlar, ve lezzetler Osmanlı Türk mutfağının ortaya çıkmasına neden
olmuştur. İmparatorluk mutfağının devamı olan ve yeni tatlara açık olan Osmanlı
mutfağı her gün zenginleşmektedir.
İstanbul mutfağında, kuzu, koyun veya dana etine ilave
edilen çeşitli sebzeler esas yemeklerdir. Pilav, börek çeşitleri, bulgur, kuru
fasulye, zengin zeytinyağlı sebzeler yan öğünler olarak servis yapılır. Köfte
ve şiş kebabı, döner kebap veya acılı, yoğurtlu, patlıcanlı diğer kebap
çeşitlerinin makbulleri özel kebapçılarda bulunur. Hamur tartları, baklava,
kadayıf ve benzerlerinin hakiki lezzetlisi, bu işi bazen birkaç nesildir devam
ettiren küçük dükkanlardan temin edilir.
İstanbul'da da çeşitli milletlerin lokantaları mevcuttur. Fast-food, hızlı atıştırma
servisi veren çok sayıda mekan mevcuttur. Ancak lezzetli yöresel yemekler tipik
lokantalarda tadılır. Rakı ve ayran, en meşhur iki Türk milli içkisidir. Her
ikisi de süt rengindedir: Alkollü olanı rakı; su katınca beyazlaşan sert bir
içkidir. Diğeri ise sulandırılmış yoğurttan imal edilen serinletici; ayrandır.
Rakı aperatif olarak kuru yemiş veya kavun ve beyaz peynir ile, yemek süresinde
çeşitli meze çeşitleri ile alınabilir, başka içkiler ile birlikte içilmez.
Şarabın ve biranın ana yurdu Anadolu topraklarıdır.
Meşhur Türk Kahvesi, küçük fincanlarda sade veya şekerli
misafirlere her firsatta ikram edilir. "Bir
fincan kahvenin 40 yil hatırı vardır" sözü
kahvenin Türkler tarafından bilinen kıvamı ile kullanılmaya başlandığı 16.
yüzyıldan beri söylenmektedir.
İstanbul'dan
Yemek Tarifleri
Bakla
fava
Malzemeler
:
250 gr. iç bakla
1 adet küçük boy havuç
2 diş sarımsak
1 adet küçük soğan
1 kahve fincanı zeytinyağı
1/2 demet dereotu
1 adet limon
Hazırlanışı:
baklalar iyice yıkanır ve tencereye alınır. Doğranmış havuç, sarımsak ve soğan
ilave edilir. Karışımı 2 parmak geçecek kadar su
ilave edilir ve kaynatılır. Kaynamaya başladıktan sonra üzerinde biriken
köpükler bir kevgir yardımı ile alınır. Zeytinyağı ilave edilerek kaynatmaya
devam edilir. Çırpma teli ile püre haline gelene kadar sık sık
karıştırılır. doğranmış dereotu eklenir. Suyunu çektikten sonra püre haline
gelen karışım yayvan bir tepsiye dökülür ve soğumaya bırakılır. Kare veya
baklava dilimi şeklinde kesilir, üzerine limon suyu ve zeytinyağı dökülerek
servis edilir.
Lakerda
Malzemeler:
1 kg. torik veya palamut
Tuz
Hazırlanışı: Balıklar temizlenir ve buzlu suda 24 saat
bekletilir. Sudan çıkarılan balıklar iyice temizlendikten sonra tekrar buzlu ve
tuzlu suda bekletilir. Her gün yeniden temizlenir ve bu işlem 4 gün boyunca
tekrarlanır. En sonunda balıklar sudan çıkarılır ve iyice kurulanır. Cam veya
teneke kaplara üzerine bol tuz dökülerek yerleştirilir. Yeneceği zaman ince
dilimler halinde kesilerek servis edilir.
Beyinli
Beykoz kebabı
Malzemeler:
500 gr. parça et
4 adet kuzu beyni
2 yemek kaşığı margarin
2 adet soğan
1 adet havuç
1 adet patates
tuz karabiber
Hazırlanışı:
Beyinler sirkeli suda haşlanır ve kuşbaşı
şeklinde doğranır. Soğan yemeklik doğranır. Yağda etle birlikte kavrulur.
Üzerine 2 su bardağı su ekleyip 30 dakika kadar pişirilir. Bu arada üzerinde
biriken köpükler alınır. Havuç ve patatesler doğranır. Kaynamakta olan etin
üzerine tuz ve karabiber ile birlikte ilave edilir. Sebzeler yumuşadıktan sonra
doğranmış beyinler, etlerin üzerine serpiştirilir ve birkaç dakika daha
pişirilir. Sıcak olarak servis edilir.
NE
ALINIR?
İstanbul'a sadece alışveriş amacıyla da gidilebilir. Bu işe
başlamak için en iyi yer şehrin eski kısmındaki Kapalı Çarşı'dır. Labirent
tarzı sokaklarda ve geçitlerde 4000'i aşkın dükkan bulunmaktadır. Kuyumcular
Sokağı, Halıcılar Sokağı, Takkeciler Sokağı gibi isimler burada, önceleri,
kendilerine özgü bölümlerde faaliyet gösteren farklı ticaret kollarını akla
getirmektedir. Burası, hala, şehrin ticaret merkezi, her zevk ve keseye uygun
bir şeyin bulunduğu orijinal bir alışveriş yeridir.
Türk el sanatları, dünyaca bilinen halılar, el boyaması
parlak renkli seramikler, bakır ve pirinçten aynalar, lületaşından pipolar çok
hoş birer hatıra parça ve hediyeliklerdir. İyi aydınlatılmış vitrinlerdeki
altından mücevherler geçenin gözünü kamaştırır. En iyi kalitedeki deri ve süet
eşyaların fiyatları oldukça makuldür. Çarşının ortasındaki Eski Bedesten'de
nadir antika parçalar bulunur. Onlarca yıldan kalma kıymetli bir parça
bulabilmeyi ummak burada gezip dolaşmaya değer doğrusu.
Eminönü'ndeki Yeni Cami'nin yanıbaşındaki
Mısır Çarşısı veya Baharat Pazarı kişiyi mistik doğunun hayal alemine götürür.
Tarçın, kimyon, safran, nane, kekik ve sayılabilecek diğer birçok ot ve
baharatın baştan çıkarıcı kokusu havaya yayılır. Şehrin eski bölgesindeki
Sultanahmet de ayrı bir alışveriş ziyaretgahı haline gelmiştir. 18'inci yüzyıl
Mehmet Efendi Medresesi'ndeki İstanbul Sanatları Çarşısı ve yakınındaki, Sinan
tarafından yapılan 16'ıncı yüzyıl Caferağa
Medresesi'nde zanaatkarları çalışırken görmek ve yaptıklarından satın almak
mümkündür. Sultanahmet Camii Arasta'sının kemeraltı
iyi bir seyir ve uygun bir alışveriş imkanı yaratır.
Taksim - Nişantaşı - Şişli semtlerindeki seçkin dükkanlar
pazar yerlerindeki kargaşanın tam tersini yansıtır. İstiklal, Cumhuriyet ve
Rumeli Caddelerinde, Türkiye'nin yüksek kaliteli tekstillerinden üretilen şık
modelleri satan dükkanlar zevkle ve rahatça gezilir. Nefis mücevherler, zarif
modelli çanta ve ayakkabılar da bulunmaktadır. Ataköy'deki Ataköy Galeria'sı ve Etiler'deki Akmerkez
İstanbul'daki en şık mağazaların şubelerini barındırmaktadır. Asya tarafındaki
Bahariye ve Bağdat Caddelerinde ve Capitol Çarşı
Merkezinde benzer mallar sunulmaktadır.
İstanbul'un bit pazarlarında hem yeni hem de eski, şaşırtıcı
parçalar bulunabilir. Beyazıt'daki Sahaflar Çarşısı
ve Çınaraltı'nda gezerken her gün yeni bir şeyle
karşılaşılır. Pazar günleri, Sahaflar ve Kapalı Çarşı arasındaki işporta
pazarında mallar el arabalarında ya da yaygılar
üzerinde satışa sunulmaktadır. Horhor Çarşısı her yaş ve kalitede mobilya satan
dükkanlarla doludur. Topkapı semtinde, Cihangir -
Çukurcuma Sokağı ve Üsküdar - Büyük Hamam Sokağı ile Kadıköy - Çarşı Durağı
civarında yer alan ve Eminönü ve Tahtakale arasındaki bit pazarları her gün
açıktır. Bir Pazar günü Boğaz'ın yukarısına doğru arabayla gidildiğinde Büyükdere ve Sarıyer arasındaki bir diğer canlı pazar yeri
de durup gezilmelidir.
LİNKLER
İstanbul Valiliği http://www.istanbul.gov.tr/
İstanbul Büyükşehir Belediyesi http://www.ibb.gov.tr/
Milli Eğitim Müdürlüğü http://www.istanbul-meb.gov.tr/
İstanbul Teknik Üniversitesi http://www.itu.edu.tr/
İstanbul Kültür Üniversitesi http://www.iku.edu.tr/
İstanbul Üniversitesi http://www.istanbul.edu.tr/
Maltepe Üniversitesi http://www.maltepe.edu.tr/
Marmara Üniversitesi http://www.marun.edu.tr/
Mimar Sinan Üniversitesi http://www.msu.edu.tr/
Boğaziçi Üniversitesi http://www.boun.edu.tr/
Koç Üniversitesi http://www.ku.edu.tr/
Bilgi Üniversitesi http://www.ibun.edu.tr/
Sabancı Üniversitesi http://www.sabanciuniv.edu.tr/
Yıldız Üniversitesi http://www.yildiz.edu.tr
Bağcılar Belediyesi http://www.bagcilar-bld.gov.tr
Bahçeşehir
Belediyesi http://www.bahcesehir-bld.gov.tr
Bakırköy Belediyesi http://www.bakirkoy-bld.gov.tr
Bayrampaşa Belediyesi http://www.bayrampasa-bld.gov.tr
Beykoz Belediyesi http://www.beykoz-bld.gov.tr
Beyoğlu Belediyesi http://www.beyoglu-bld.gov.tr
Büyükçekmece
Belediyesi http://www.bcekmece-bld.gov.tr
Çavuşbaşı
Belediyesi http://www.cavusbasi-bld.gov.tr
Esenler Belediyesi http://www.esenler-bld.gov.tr
Esenyurt
Belediyesi http://www.esenyurt-bld.gov.tr
Gaziosmanpaşa Belediyesi http://www.istanbulgop-bld.gov.tr
Kadıköy Belediyesi http://www.kadikoy-bld.gov.tr
Kartal Belediyesi http://www.kartal-bld.gov.tr
Ümraniye Belediyesi http://www.umraniye-bld.gov.tr
Uskudar
Belediyesi http://www.uskudar-bld.gov.tr
Zeytinburnu
Belediyesi http://www.zeytinburnu-bld.gov.tr
YAPMADAN
DÖNME
İstanbul'un dini mimari şaheserlerinden Süleymaniye
Camiini ve Sultanahmet Camiini görmeden,
Ayasofya
ve Kariye Müzesi ni ziyaret etmeden,
Topkapı
Sarayı, Dolmabahçe Sarayı ve Rumeli Hisarını
gezmeden,
Boğaz'da ve adalarda vapur gezisi yapmadan,
Galata Kulesinden ve Pierre Loti'de İstanbul manzarası seyretmeden,
Sanat ve kültür etkinliklerini izlemeden,
Eğlence hayatını merak edip, görmeden,
Ortaköy
pazarına uğramadan,
Büyükadada
fayton turu yapmadan,
Boğazda, Kumkapıda, çiçek
pasajında balık, kanlıcada yoğurt, Beyoğlunda profiterol yemeden,
Kapalıçarşı'da
halı, mücevherat, deri giyim eşyaları, Mısır Çarşısında lokum, baklava,
pastırma, şekerleme almadan
Beyoğlunda
ve tüm mega alışveriş merkezlerinde alışveriş yapmadan,
...Dönmeyin.