İZMİR
GENEL
BİLGİLER
Yüzölçümü
: 1.973 km²
Nüfus
: 2.694.770 (1990)
İl
Trafik No : 35
Türkiye'nin üçüncü büyük şehri olan İzmir, çağdaş, gelişmiş,
aynı zamanda işlek bir ticaret merkezidir. Cıvıl cıvıl
olan alışveriş merkezinde dolaşmak oldukça keyiflidir. İzmir'in batısında nefis
renkli denizi, plajları ve termal merkezleriyle Çeşme Yarımadası uzanır. Antik
çağların en ünlü kentleri arasında yer alan Efes, Roma devrinde dünyanın en
büyük kentlerinden biriydi. Tüm İon kültürünün
zenginliklerini bünyesinde barındıran Efes, yoğun sanatsal etkinliklerle de
adını duyuruyordu.
Türkçe'de ''Güzel İzmir'' olarak adlandırılan İzmir, yatlar
ve gemilerle çevrilmiş uzun ve dar bir körfezin başında yer almaktadır. Ilıman
bir iklime sahip olup, yazında denizden gelen taze bir serinlik güneşin
sıcaklığını alıp götürmektedir. Sahil boyunca palmiye ağaçları ve geniş
caddeler bulunmaktadır. İzmir Limanı İstanbul'dan sonra ikinci büyük limandır.
Canlı ve kozmopolit bir şehir olan İzmir Uluslararası Sanat Festivali ve
Uluslararası Fuarı ile de önemli bir yer tutar.
İLÇELER
İzmir ilinin ilçeleri; Balçova,
Çiğli, Gaziemir, Karşıyaka, Konak, Aliağa, Bayındır,
Bergama, Beydağ, Bornova, Buca, Çeşme, Dikili, Foça, Karaburun, Kemalpaşa,
Kınık, Kiraz, Menderes, Menemen, Narlıbahçe, Ödemiş,
Seferihisar, Selçuk, Tire, Torbalı ve Urla'dır.
Aliağa
: İzmir'in 60 km. kuzeyindeki Aliağa, İzmir ve Bergama
uygarlıklarından izler taşımaktadır. Ege kıyılarında sayıları 30'u aşan Aiol kentleri arasında en büyük ve önemlilerini oluşturan
12 kentten 4'ü Aigaia, Kyme,
Myrna ve Gryneion ilçe
sınırları içerisinde bulunmaktadır.
Dikili
: İzmir'in kuzeyinde 120 km. uzaklıktadır. Yerli ve yabancı
turistlerin ilgisini çeken şirin bir ilçedir. Hem tarihi hem de olağanüstü
güzellikleri olan turistik Çandarlı beldesi Dikili'ye
bağlıdır. Doğal güzellikleri arasında Merdivenli Köyünde bir krater gölü, Demirtaş ve Deliktaş Köylerinde
de çamlık ve tarihi mağaralar bulunmaktadır. Dikili ilçesi ılıcaları ile de
oldukça ünlüdür. Nebiler, Bademli ve Kocaoba
köylerinde sıcak su ılıcaları vardır. İlçede karayolunun dışında deniz
ulaşımında da Dikili Limanı, üç yolcu gemisinin yanaşabileceği kapasiteyle
hizmet vermektedir.
Seferihisar
: Yerleşim tarihi M.Ö. 1000 yıllarına uzanan ilçenin Sığacık
mevkiinde Teos antik kenti, Doğanbey-Gerenalanı mevkiinde Karaköse
Harabeleri, Sığacık' ta Osmanlılar tarafından inşa edilen kale ile kale
içerisindeki eski yerleşim alanı, ilçe merkezinde Selçuklu ve Osmanlı Dönemi'ne
ait anıtsal yapılar, yörenin arkeolojik ve tarihi kaynak potansiyelini
oluşturmaktadır. Seferihisar 27 km.lik sahil şeridi ile güzel plajlara ve
koylara sahiptir.
Menderes
: Satsumasıyla, güzel koylarıyla, tarihi değerleriyle dikkat
çeken Menderes ilçesinin İzmir'e uzaklığı 20 km'dir.
İlçenin batısında Ürkmez mevkiinde Lebedos Antik
Kenti bulunmaktadır. Menderes-Selçuk yolu üzerinde birbirine yakın konumda yer
alan Kolophon, Klaros, Notion ve Lebedos Antik
Kentlerine ait kalıntılar, ilçenin önemli arkeolojik kaynaklarını
oluşturmaktadır. Gümüldür beldesi dünyaca ünlü
mandalina türü olan satsumanın yetiştirici bölgesidir. Özdere,
Ege'deki dokuz büyük turistik bölgeden biri olup temiz denizi ve sahilinin yanı
sıra amatör balıkçıların avlanabildiği turistik bir beldedir. Menderes'in
Görece Köyü'nde de halkın evlerde imal ettiği değişik renk ve biçimdeki boncuklar
yerli ve yabancı turistin oldukça dikkatini çekmektedir.
Karaburun
: Karaburun, Urla Yarımadası'nın kuzeyinde kurulmuştur. İzmir
Körfezi boyunca kuzey ve batı kıyıları güzel koylarıyla bir şerit halinde
uzanır. İlçenin yerleşimi taş devrine kadar uzanır. Çakmaktepe
mevkiinde yapılan kazılarda elde edilen buluntulardan Hititler Dönemi'nde
buranın ileri bir kültür merkezi olduğu, daha sonra yöreye egemen olan Aiol, Lidya. Helen ve Roma uygarlıkları döneminde kültür ve
ticaret merkezi olarak geliştiği bilinmektedir.
Urla
: Ege Bölgesi'nin tüm özelliklerini taşıyan Urla, İzmir'in
batısında 38 km. uzaklıkta kendi adını taşıyan yarımadanın orta kısmında yer
alır. Urla tarih boyunca bir kültür merkezi olmuştur. Yapılan kazılarda ele
geçen eserler arasında Hititlere ait Gaga ağızlı sürahi çıkarılmıştır. Limantepe Höyüğü kazılarında ele geçen buluntulara göre Klazomenai Limanının dünyanın en eski ve düzenli limanı
olduğu ortaya çıkmıştır. Klazomenai' de bulunan
eserler Louvre Müzesi ve Atina Milli Müzesi ile İzmir
Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir.
Torbalı
: İzmir'in 45 km. doğusunda yer alan Torbalı'nın ilk yerleşim
alanı, Torbalı Ovası'nın batısında Yeniköy ile Özbey köyleri arasında bir tepe üzerinde kurulan Metropolis Antik kentidir. Bir İon
kenti olan Metropolis Roma ve Bizans dönemlerinde
önemini korumuş, daha sonra terk edilmiştir. Şarapları ile ünlü kent aynı
zamanda bir piskoposluk merkeziydi. Ovaya hakim bir konumda olan Geç Helenistik
Dönem'e ait tiyatroda Roma İmparotoru Augustus ve evlatlığı Germanikus'a
adanan üç mermer sunak bulunmaktadır. Kazılarda bulunan eserler İzmir ve Efes
Müzelerinde sergilenmektedir.
Ödemiş
: İzmir'in 113 km. doğusunda yer alan Ödemiş'in kuzeyinde
bulunan Hypaiapa Antik Kent kalıntıları yörenin
yerleşim tarihinin ilk çağlara uzandığını göstermektedir. Ödemiş yöresinin
tarihsel önemi Birgi'nin Aydınoğulları
döneminde başkent olmasıyla başlamıştır. Birgi'de
büyük ölçüde özgünlüğünü koruyan kent dokusunda Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin
seçkin örnekleri, 18. ve 19. yüzyıl sivil mimarlık yapılarının oluşturduğu
kültürel birikim ve mimari çevre zenginliği ile doğal çevre güzellikleri yörede
çok önemli düzeyde turizm potansiyeli yaratmaktadır. "Dünya Kültür
Mirası" listesine giren Birgi, 1994 yılında
inanç turizmi kapsamına alınmıştır. Çakırağa Konağı,
İmam-ı Birgivi Medresesi, Sultan Şah Türbesi
görülmeye değer eserlerdendir.
Tire
: İzmir'in büyük ilçelerinden biri olan Tire, şehir merkezine
82 km uzaklıktadır. Aydın Dağlarının kuzey eteklerinde kurulmuştur. Hitit, Frig, Lidya, Pers, Helen, Roma ve Bizans dönemlerini
yaşayan Tire zengin bir kültür mirasına sahiptir. Beylikler ve Osmanlı
döneminde ekonomik açıdan büyük gelişme sağlanmış ve mimarlık tarihi açısından
da zengin örnekler ortaya çıkmıştır.
Kemalpaşa
: İzmir'in 29 km batısında yer alan Kemalpaşa'nın tarihi
geçmişi İ.Ö. 1300'lere dayanmaktadır. Akadlar ve
Hititlerden başlayarak Selçuklu ve Osmanlı dönemine kadar birçok medeniyete
sahne olan Kemalpaşa, Helen, Roma ve Bizans dönemlerinde Sart
ve İon kentleri arasında kervan yollarının uğrak yeri
olmuştur. Antik adı Nymphaion olarak bilinen günümüz
Kemalpaşa ilçesi, Nif dağı eteklerinde 200 m
yükseklikte kurulmuştur. Ege Bölgesi'nde Hititlerden kalan tek örneği olan Karabel Kabartması ilçe sınırları içerisindedir. Kemalpaşa,
dünyaca ünlü kirazı ve çam ormanlarıyla tanınır.
NASIL
GİDİLİR
Karayolu
: Şehirlerarası Otobüs Firmaları ile Türkiye'nin tüm illerine
gece ve gündüz düzenli otobüs seferleri yapılmaktadır. Terminalin merkeze
uzaklığı 12 km. dir.
Otogar Tel : (+90-232) 472 10 10
Üçkuyular
Otogarı: Çeşme- Seferihisar ve Gümüldür ilçelerine
yaz kış düzenli olarak otobüs ve dolmuş seferleri yapılmaktadır. Merkeze
uzaklığı 10 km. dir.
Otogar Tel : (+90-232) 259 88 62
Demiryolu
: İzmir'den Ankara, İstanbul, Denizli, Aydın gibi şehirlere
düzenli tren seferleri yapılmaktadır.
Merkez Basmane Garı, Tel:0.232.484
86 38
Alsancak
Garı, Tel: 0.232.458 31 31
Denizyolu
: Adres: İzmir Limanı- Alsancak,
Devlet Denizyolları İzmir Acentası,
Diğer Limanlar; Çeşme Limanı, Dikili Limanı,
Seferihisar-Sığacık Yat Limanı
Liman Tel : (+90-232) 464 88 64 - 464 88 89
Havayolu
: Adnan Menderes Havalimanından yurtiçi ve yurtdışına
periyodik olarak seferler yapılmaktadır. Merkeze uzaklığı 16 km. dir.
Hava Limanı Tel : (+90-232) 484 12 20
GEZİLECEK
YERLER
BERGAMA
İzmir'in kuzeyinde 100 km uzaklıkta, Bakırçay
Havzasında yer alan ve ülkemiz uygarlık tarihinin en eski yerleşmelerinden biri
olan Bergama, tarih öncesi dönemlerden başlayarak İon,
Roma ve Bizans uygarlıkları ile devam eden dönemde, Dünya çapında önemi olan arkeolojik eserlere sahip olmuştur.
Bergama'nın güneybatısında Antik Dönemin önemli sağlık merkezlerinden Asklepion, ilk yerleşim alanı olan 300 m. yüksekliğinde dik
bir tepe üzerinde kurulan Akropol ve M.S. 2. yüzyıla tarihlenen Serapis Tapınağı (Kızıl Avlu) yörenin turistik cazibesini
oluşturmaktadır. Zeus Sunağı 1897 yılında Almanya'ya
kaçırılmıştır.
Bergama güzellik ılıcalarıyla, meşhur Kozak yaylasıyla,
plajlarıyla ünlü Ayvalık ilçesi bağlantısıyla, gelişmiş dokumacılığı ve
kilimciliğiyle ünlü bir ilçedir.
Tarihçe: Bugünkü adı antik dönemdeki ismi olan Pergomon 'dan gelmektedir. İlk çağda muhteşem abideleriyle
büyük bir şehir ve aynı adı taşıyan krallığın merkezi olmasının yanı sıra
Ortaçağın önemli stratejik mevkii, Karesioğullarının
merkezi ve son olarak Osmanlı İmparatorluğunun önemli merkezlerindendir.
Kesin kuruluş tarihi bilinmeyen kentte yapılan arkeolojik
kazılardan elde edilen bilgilere göre M.Ö.7. yüzyıllarda sur duvarlarının inşa
edildiği saptanmış olup, bu yıllarda kentleşmenin başladığı anlaşılmaktadır. Bergama, Pers,
Büyük İskender, Frigya, Trakya Krallığı, Selevkos Krallığı, Roma ve Bizans dönemlerini görmüştür.
1302 yılında Bizans hakimiyeti ortadan kalkan şehirde Karesioğulları Beyliği idareyi ele almış, 1341 yılından
hemen sonra ise Bergama Osmanlılar tarafından alınmıştır.
İklim: Bölgede Akdeniz İklimi etkisi görülmektedir. Yazlar
sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı geçer.
Şirince
Köyü
Doğu Roma İmparatorluğu döneminde bir yerleşim alanı olduğu
tahmin edilen Şirince köyünde, bazı yapı kalıntıları ortaya çıkarılmıştır. Kule
kalıntısı, su kemerleri ile 11. yüzyıldan beri varolduğu sanılan
manastır/kilise yapıları, Şirince’de günümüze kadar
kalan arkeolojik ve tarihi kaynaklardır.
Selçuk ilçe merkezine 8 km. uzaklıktaki Şirince köyü, 19.
yüzyılda bir Osmanlı yerleşimi olarak vadi yamaçlarında gelişmiştir. Arazi
yapısı ile uyumlu kentsel dokuda, doğal çevre ile bütünleşmiş yaklaşık 200 ev
günümüze kadar korunabilmiştir.
Müzeler
İzmir
Müzesi
Adres: Halil Rıfat Cad. No: 4 Konak - İzmir
Tel: (232) 484 83 24
Faks: (232) 425 46 77
İzmir
Arkeoloji Müzesi
Atatürk
Müzesi
Adres: Atatürk Cad. No: 24 Alsancak
- İzmir
Tel: (232) 421 70 26
Bergama
Müzesi
Adres: Cumhuriyet Cad. Bergama - İzmir
Tel: (232) 633 10 96
Faks: (232) 631 07 77
Çeşme
Müzesi
Adres: Kale Sok. No:1 Çeşme - İzmir
Tel: (232) 712 66 09
Efes
Müzesi
Adres: Kuşadası Cad. Selçuk - İzmir
Tel: (232) 892 60 10
Faks: (232) 892 70 02
Ödemiş
Müzesi
Birgi Çakırağa
Konağı
Adres: Ödemiş - İzmir
Tel: (232) 545 11 84
Tire
Müzesi
Adres: Samizade Meydanı Tire -
İzmir
Tel: (232) 512 18 60
Faks: (232) 512 18 62
Örenyerleri
Bayraklı
(Eski İzmir):İzmir Körfezi'nin kuzeydoğusunda Tepekule mevkiinde bulunan yerleşim alanı İzmir'in ilk
yerleşim alanı olarak bilinmektedir. Kentin M.Ö. 3000 yıllarında kurulduğu
arkeolojik bulgulardan anlaşılmaktadır. Bayraklı'nın
üst kesiminde 205 m. yüksekliğindeki burun üzerinde mitolojik kral Tantalos'un mezarı olarak bilinen ve M.Ö. 7. yüzyıla
tarihlenen yapı bulunmaktadır.
Kadifekale (Pagos):
M.Ö. 4. yüzyılda İzmir'de Büyük İskender'in generallerinden Lysimakhos'un
körfeze hakim bir konumda kurduğu kent, bugünkü Kadifekale
(Pagos) Tepesi ile tepenin iç limana bakan yamacında
gelişmiştir. Kadifekale antik kentindeki Akropol
kalıntılarının duvarlarında Roma ve Bizans etkisi görülmektedir. Anadolu
ticaretinde büyük potansiyele sahip olan İzmir, gymnasium,
stadium, tiyatro ve agoranın yanı sıra büyük su
kemerleri ve sarnıçlarıyla son derece düzenli ve gelişmiş bir kent
olagelmiştir. Bugün güney duvarları ile batıdaki beş kulesi görülen İçkale, Ortaçağ'a aittir.
Kızılçullu Su Kemerleri:
Eski adı Kızılçullu olan ve Şirinyer'de
bulunan su kemerleri Meles (Kemer) Çayı üzerindedir ve Kadifekale'de
kurulan kente su getirmek için yapılmıştır.
Agora:
İzmir'in Konak ilçesinde, Namazgah-Tilkilik mevkiinde bulunan Agora, Roma
Dönemi'ne ait bir devlet agorasıdır. Politik toplantıların ve seçimlerin
yapıldığı bir yerdir. Kazılarda agoranın büyük bir bölümü ortaya çıkarılmıştır.
Günümüzde sadece kuzey ve batı bölümleri açıktır. Kuzey yapısında yer alan Roma
Dönemi'ne ait Poseidon, Demeter
ve Artemis'in kabartmaları bulundukları yerde
sergilenmektedir. Agorada çıkarılan buluntular ve bazı heykeller İzmir
Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir.
Efes
Harabeleri
Vedius Gymnasium:
M.S. II. Yüzyılda Vedius Antonius
adına zengin bir Efes' li tarafından yaptırılmıştır.
Doğudaki avlusu, ortada yer alan tören salonu, soyunma odası ve hamamları ile
dönemin özelliklerini karekterize eden sportif ve
kültürel eğitimin yapıldığı görkemli bir yapıdır.
Stadyum:
Vedius Gymnasium' dan sonra
harabelere doğru sol tarafta stadyum vardır. Sportif tüm yarışların ,
oyunların, olimpiyat düzenlemelerinin araba yarışlarının yapıldığı stadyum
döneminin sportif ve kültürel bütün ihtiyaçları karşılanmaktaydı.
Akropol:
Stadyumun karşısında Akropol olarak kabul edilen tepede M.Ö. 6. yüzyıla tarihlenen
bir yapı mevcuttur. Tepenin kuzey batısında ise M.Ö. 350 yıllarına ait bir
tapınak bulunmaktadır.
Bizans
Hamamları: Stadyumdan sonra Bizans hamamları ile
karşılaşılır.
Çifte
Kiliseleri (Konsül Kilisesi): Bizans hamamlarının
karşısında yer alan Çifte Kiliselerin Hıristiyanlık dünyası için son derece
özel bir önemi vardır. 431-438 yıllarında konsüllerin toplandıkları kilise
265x29.5 m. boyutlarında bir yapıdır. M.S. 11. yüzyılda Roma döneminde bir
bazilikaya dönüşen yapı Meryem Ana' ya adanmış,
burada yapılan 3. Konsül toplantısında Katolizmin
doğması kararları alınmıştır. Kilise dünyada Hıristiyanlığın ilk yedi
kilisesinden birisi olması nedeniyle bugün bile büyük önem taşımaktadır.
M.S.7. yüzyılda kilisenin apsisinden açılan bir kapı ile ikinci
bir kilise inşa edilmiş ve böylece kiliselerin adı '' Çifte Kiliseler '' olarak
tanınmıştır. Bu yeni açılan bölüm din adamlarının ikametlerine ayrılan
kısımları ihtiva eder. Meryem ana adına sunulan ilk kilise olması nedeniyle
kilise ve çevresi dini bir merkez durumundadır.
Liman
Hamamları: İlk kez M.S. 2. Yüzyılda yapılan
hamam, 4. yüzyılda İmparator Konstantinus döneminde
onarım görmüş ve bazı değişiklikler yapılmıştır.
Arkadiane (Liman Caddesi):
Efes'teki harabeleri gezmek için hamamların karşısında bulunan ve limana kadar
uzanan mermer döşeli bir caddeye çıkılır .
11m. genişliğinde 530m. uzunluğunda olan bu görkemli
caddenin sağında ve solunda yer alan mermer sütunlar bugün de ayaktadırlar.
Kralların karşılandığı bir çok önemli gösterinin ve dini törenlerin yapıldığı
bu cadde, aynı zamanda limana gelen giden tüm mal ve servetin aktığı yol
olduğundan ''Liman Caddesi'' olarak anılır.
Tiyatro:
Efes harabelerinin en güzel yapılarından biri olan tiyatro, oldukça sağlam
kalmış ve bir süre öncesine kadar Efes Festivali gibi şenliklerde rahatlıkla
kullanılabilmiştir.25000 kişilik tiyatronun ilk kez Helenistik dönemde
yapıldığı bilinmekte ise de bugüne gelen tiyatronun İmparator Cladius zamanında yeniden inşasına başlandığı, İmparator Trianus M.S..98-117 döneminde tamamlandığı bilinmektedir.
Mermer
Cadde: Efes'in güneydoğusunda bulunan Magnesia
kapısından kuzeybatıda Koresos Kapısına kadar uzanan
yaklaşık 400 m.lik mermer döşeli cadde M.S. 5. Yüzyılda yeniden yapılmıştır.
Celsus Kitaplığı:
Ticari Agoranın yanında bulunan Celsus Kitaplığı
M.S.135 yıllarında Asya Konsülü Julius Aguila tarafından Romalı Mimar Vitruoya'
ya yaptırılmıştır. Arka duvardaki bir kapıdan Celsus'un mezarına geçilir. Celsus'un burada bulunan heykeli bugün İstanbul Arkeoloji
Müzesinde bulunmaktadır. Roma mimari özelliklerini tümüyle yansıtan yapının ön
cephesinin dekorasyonu, devrinin en güzel örnekleri arasında yer alır. Ön cephe
kolonları arasında yer alan dört kadın heykeli ''Akıl'', ''Kader'', ''İlim'' ve
''Erdem'' öğelerini sembolize eder. Bu heykellerin orijinalleri bugün Viyana
Müzesinde bulunmaktadır.
Aşk
Evi:Mermer caddeden yukarı çıkıldığında Kuretler
Caddesi ile kesişen noktada Aşk Evi bulunur. M.S.1. yüzyıla tarihlenen bu
ilginç ev, ana bir hol ve bu hole açılan bir çok odadan oluşmaktadır. Aşk
Evinde bulunan mozaik kız portreleri bu evde çalışan kızlara ait olduğu
sanılmaktadır. Aşk Evinin duvarları içinde bugünün modern klima sistemine eşdeğer
bir soğutma ve ısıtma sisteminin bulunması son derece ilginçtir. Burada şarap
mahzenleri, dev ocaklar, hamamlar, havuzlar, yatak odaları, konferans salonları
ile muhteşem bir kütüphanesi bulunduğu bilinmektedir.
Skolastika Hamamı:
Efes'te yaşayan zengin Romalı bayan Skolastika
tarafından yaptırıldığı anlaşılan hamam M.S.400 yıllarına tarihlenmektedir.
Merkezi sistemle ısıtılan hamam mermer kullanımının ilginç bir örneğidir.
Hadrian Tapınağı:
Kuretler Caddesinin en güzel yapılarından birisi de Hadrian Tapınağıdır.Bu tapınaktan geriye cephe alınlığı
kalmıştır.
Tapınağın arşitravında tasvir
edilen mitolojik sahnelerden en ilginci Efes'in kurucusu mitolojik kral Andoklos' un yaban domuzunu öldürüşü ile ilgili sahnedir.
Trajan Çeşmesi:
Hadrian Tapınağını geçtikten
sonra biraz ilerde solda Trajan Çeşmesi yer alır.
Çeşmenin katlarını süsleyen heykeller Efes Müzesinde sergilenmektedir.
Yamaç
Evler: Celsus Kütüphanesinden Kuretler Caddesine dönüşte, sağ tarafta Bülbül Dağının
yamaçlarında Efesli zenginlerin ikamet ettikleri belirtilen evler vardı. Yakın
zamanda restore edilerek orijinal durumlarına biraz daha yaklaşan bu evler,
geniş merdivenlerle caddeye dikey olarak açılmakta, duvarlarında fresk ve
mozaiklerle süslü, mermer kaplamalar bulunmaktadır.
Domitian Tapınağı:
Efes'te bir imparator adına yapılmış ilk tapınaktır. Devlet Agorasının hemen
karşısında, kentin en güzel ve en merkezi yerindedir. Yalnız başı ve kolu ele
geçen Domitian`in oldukça büyük ölçülerdeki kült
heykeli bugün İzmir Arkeoloji Müzesinde, tapınağın giriş altarı
ise Efes Müzesinde sergilenmektedir.
Belediye
Sarayı (Prytaneion):
Efes`in kutsal mekanı sayılan meclis sarayının sağ tarafında Hestia sunağı bulunmaktadır. Bu sunakta sürekli olarak bir
kutsal ateş yanardı. Prytaneion politik işlerin
görüldüğü ayrıca önemli törenlerin şölenlerin ve kabullerin yapıldığı yerdi.
İki Efes Artemis' ininde buruda bulunmuş olması Prytaneion' un dini açıdan da son derece önemli bir mekan
olduğunu göstermektedir.
Odeon
(Bouleuterion): M.S.2.
yüzyılda Efesli zenginlerden Publis Vedius Antonius tarafından
yaptırılan Odeon`un zamanında üstü ahşap kaplamalıydı.
Artemis Tapınağı:
Efeslilerin ilk yerleşimlerinin bu tapınağın olduğu yerde bulunduğu
bilinmektedir.Daha sonra bir depremle tapınağın yıkılması üzerine Roma
imparatoru yardımı ile Efesliler tapınağı yeniden ve daha gösterişli inşa
ederler. Dünyanın yedi harikasından biri olarak bilinen Efes Artemis Tapınağının bu gün sadece temel kalıntıları
bulunmaktadır.
St. Jean Bazilikası:
Bizans İmparatoru Justinyen 'in M.S.6. yüzyılda St. Jean adına yaptırdığı bazilika Ayasuluk
Tepesinde yer almaktadır.40X110 m. boyutlarında batıdan girişi olan yapı haç
planlı, kubbeli bir bazilikadır.
Yedi
Uyuyanlar: M.S. 5. ve 6. yüzyıla rastlayan
dönemde yapıldığı sanılan Yedi Uyuyanlar Ören yeri dini bir merkez
hüviyetindedir.Rivayete göre Hıristiyanlığın resmi dini olarak kabulünden önce,
putperestlerden kaçarak buraya sığınan yedi genç uykuya dalıp iki yüzyıl sonra
uyanmışlardır. Uyandıklarında Hıristiyanlık resmi din olmuştur. Bu mucize olay
üzerine , öldükten sonra bu yedi gencin tekrar gömüldüğü ve adlarına büyük bir
bina yaptırıldığı sanılmaktadır. Bugün kazılarda ortaya çıkarılan yapı oldukça
büyük abidevi boyutlardadır ve çoğu kaya oyma mezar buluntularına, iki kilise
ile katakomplara rastlamaktadır.
Meryem
Ana Evi: Bülbül Dağı üzerinde Hıristiyanlığın kutsal anası Hz. Meryem'in Evi bulunmaktadır. Hıristiyanlarca ''Panaya Kapulu'' olarak da
adlandırılan kutsal yerin M.S.4. yüzyılda inşa edildiği sanılmaktadır.Hz. İsa'nın yakalanıp çarmıha gerilişinden kısa bir süre
önce annesini arkadaşı ve havarisi olan St. Jean'a
teslim etmiştir. St. Jean Hz.
İsa'nın çarmıha gerilişinden sonra Hz. Meryem'in
Kudüs'te kalmasını sakıncalı bulduğundan onu yanına alarak kaçırmış ve buraya
getirmiştir. Hıristiyanlık dinini yaymak gibi kutsal bir görevi üstlenmiş olan St. Jean çağın en büyük kenti durumundaki Efes'i kendine
hedef seçmiş Hz. Meryem'i putperestlerin diyarına
sokmak istemediğinden onu Bülbül Dağı eteklerinde sık ağaçlarla kaplı bir
köşede yaptığı kulübede gizlemiştir.
St.
Jean'ın her gün gizli gizli onu ziyarete gittiği ve
yiyecek içecek götürerek yokladığı bilinmektedir. Hz.
Meryem'in tam 101 yaşına kadar Bülbül dağındaki bu yerde yaşadığı ve burada
öldüğü kabul edilmektedir. St. Jean Meryem Ana' yı yine bu dağda kendisinden başka hiç kimsenin bilmediği
bir yere götürmüştür. Hıristiyanlığın yayılmasından sonra Hz.
Meryem'in bulunduğu yere Hıristiyanlarca ''Haç'' şeklinde bir kilise inşa
edilmiştir. Burası kötürüm olan ve Türkiye'ye gelemeyen bir Alman rahibenin
tarifleri üzerine bulunmuştur.
Camiler,
Kiliseler ve Sinagoglar
Hisar
Camii: Bugünkü Kemeraltı iş merkezinde, Hisarönü mevkiinde bulunmaktadır. 1592 yılında Yakup Bey
tarafından yaptırılmıştır. Kesme taştan inşa edilen cami, İzmir’in en
gösterişli camilerinden biridir. İç mekân Osmanlı süsleme sanatının en güzel
örneklerinden birini sergilemektedir. Ahşap minberi sedef kakmalıdır.
Salepçioğlu Camii: 1906
yılında Salepçizade Hacı Mehmet Efendi tarafından
yaptırılan cami, tek kubbeli olup, iki katlıdır. Dış duvarları mermer ve yeşil
taşlarla örülmüştür.
Kestane
Pazarı Camii: İzmir’de Kestane Pazarı adıyla anılan
çarşıdaki yapı, 1663 yılında Eminoğlu Hacı Mehmet Ağa
tarafından yaptırılmıştır. İki katlı caminin alt katında dükkanlar, depolar
vardır. Büyük kubbe dört sütuna oturtulmuştur. Köşelerinde küçük kubbeler
vardır.
Şadırvan
Camii: Çarşı içinde bulunan camiye yanında bulunan şadırvan
nedeniyle bu isim verilmiştir. 16. yüzyılda yaptırılan cami 1815’te büyük
ölçüde onarılmıştır. Ana mekân on sütuna dayanan kubbeyle örtülüdür. Kubbenin
iç kısmındaki kalem işi süslemeler dikkat çekicidir. Batıda bulunan kitaplık
cami ile içten bağlantılıdır. Kesme taştan minaresi tek şerefelidir.
Konak
(Yalı) Camii: Konak Meydanı’nda bulunan yapı, 1754
yılında Mehmet Paşa’nın kızı Ayşe tarafından yaptırılmıştır. Klasik Osmanlı
mimarisi üslubunda, sekizgen planlı, üstü kubbeli bir yapıdır. Taş ve tuğla
karışımı duvarlarda pencerelerin çevresi çinilerle süslenmiştir. Kesme taştan
tek şerefeli minarenin petek kısmında firuze çiniler bulunmaktadır.
Hatuniye Camii:
Anafartalar Caddesi’nde 17. yüzyıla tarihlenen
yapının Yusuf Çavuş oğlu Ahmet Ağa’nın annesi Tayyibe
Hatun’un yaptırdığı bilinmektedir. Caminin ilk bölümünde ana mekânı örten kubbe
12 köşeli kasnağa oturmaktadır. Sonradan camiye bir bölüm daha eklenmiş,
kemerlerle ana mekâna bağlanmıştır.
Faik
Paşa Camii: Basmane’nin
güneyinde, Altınordu Mahallesi’ndedir. 16. yüzyılda
Faik Paşa yaptırmıştır. 13 sütunlu ibadet mekânı ahşap çatı ile örtülüdür.
Hacı
Hüseyin (Başdurak) Camii:
Başdurak Semtinde yer alan yapı, 17.yüzyıla
tarihlenmektedir. Ana mekân, sekizgen kasnağa oturmuş büyük bir kubbe ile
örtülüdür. Mihrabı çini panolarla kaplıdır. Bütün başlıkları altın olup,
pencereler vitraylıdır.
Ali
Ağa Camii: 1672’de Gediz Ali Ağa tarafından
yaptırılmış olan cami, kare planlı ve sekiz köşeli ahşap sütunların üzerinde
tek kubbelidir. Sütun başlıklarının altın yaldız süslemeleri ve kubbenin kalem
işleri 19. yüzyıldandır.
Kurşunlu
Camii: Namazgâh Meydanı’nda, kentin en eski camilerindendir. Yavuz
Sultan Selim tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. Ana mekânın çatısı ahşap
olup, kiremitle örtülüdür. Ahşap oyma minberi sedef kakma çiçeklerle bezelidir.
Mihrap nişi kalem işiyle süslüdür.
İki
Çeşmelik Camii: İkiçeşmelik
semtinde, 1893’e tarihlenen caminin ana mekânı, iki ayak ve dört sütuna dayanan
kubbe ile örtülüdür. Kubbe, kalem işiyle bezelidir. Doğusunda küçük bir avlu
bulunmaktadır.
Çorakkapı Camii:
Basmahane’de Gar karşısındadır. 1747 yılında yaptırılmıştır. Ana mekân,
sekizgen kasnağa oturan tek kubbe ile örtülüdür. Yanlarda üçer kubbeli
mekânlarla genişletilmiştir. Minberi mermer, minaresi kesme taştandır.
Kemeraltı Camii:
Anafartalar Caddesi’nde, 1671 yılında Yusuf Çamazade Ahmed Ağa tarafından
yaptırılmıştır. Tek kubbeli yapının duvarları taştandır. Minaresi tek
şerefelidir.
Bergama
Ulu Camii: 1393 yılında Sultan Yıldırım Bayezit zamanında yaptırılmıştır. Dikdörtgen planlı yapı, 4
kalın ayak üzerine oturan üç kubbe ile örtülmüştür. Mihrapta, Selçuklu mimari
düzeninde sülüs, girift yazılar ve geometrik bezemeler ve alçı kabartmalar
dikkat çekicidir. Mermer minberi geometrik bezelidir.
Ödemiş
Ulu Camii: 1312 yılında Aydınoğlu
Mehmet Bey tarafından yaptırılmıştır. Kare planlı ve beş sahınlı
yapı, sekiz sütunun taşıdığı ahşap bir çatı ile örtülü olup, mihrap önünde
küçük bir kubbe bulunmaktadır. Minaresi, firuze sırlı tuğlaların baklava
biçiminde dizilmesiyle süslenmiştir. Firuze ve koyu mor renkli geometrik yıldız
ve geçmelerden oluşan mozaik çinili mihrabı, rumilerle çevrilidir. Ahşap minberi çivisiz geçmeli (kündekari) teknikle
yapılmıştır.
Selçuk
İsa Bey Camii: Selçuk’ta, Ayasuluk
Tepesi’nin yamacında 1375 yılında Aydınoğlu İsa Bey
tarafından yaptırılmıştır. Dikdörtgen planlı yapının, üç yanı revaklı avlusu bulunmaktadır. Ana mekân iki dizi halinde 4
sütunla bölünmüş ve mihrapla girişin üstündeki bölüm iki kubbe ile örtülmüştür.
Mihrap üzerine rastlayan kubbenin başlangıcı levhalarla süslenmiştir. Kemeri
taşıyan başlıklar Selçuklu taş işçiliğinin özgün örneklerindendir. Pencerelerin
her biri ayrı desendeki taş işlemelerin güzelliği ile dikkati çekmektedir.
Sultan
Şah Türbesi: Ödemiş ilçesi merkezinde, Ulu Cami’nin
güneyindedir. Aydınoğlu Mehmed
Bey’in kız kardeşi Sultan Şah için 1310’da yaptırılan türbe, altıgen planlı
olup, kubbeyle örtülüdür.
Mehmed Bey Türbesi:
Ödemiş’de Ulu Cami’nin kuzeybatısındadır. 1333
yılında Aydınoğlu Mehmed
Bey ile üç oğlu için yaptırılmıştır. Kare plan üzerine sekizgen bir yapıdır.
Pencere köşelerinde firuze ve lacivert çinilerden yıldız biçiminde süsler
vardır. Kubbenin iç kısmında mozaik çiniden yuvarlak bir madalyon
.görülmektedir.
Süleyman
Şah Türbesi: Tire ilçesi merkezinde yer almaktadır. Aydınoğlu Süleyman Şah için 1349’da, mermer ve taştan yaptırılan
türbe kare planlı olup, kubbeyle örtülüdür.
Medreseler:
Osmanlı döneminde İzmir’deki eğitim ve kültür düzeyinin anlaşılması açısından
medreseler önem taşımaktadır. Yazılı kaynaklarda İzmir’de 40’a yakın medresenin
varlığından söz edilmektedir. En eskileri 16. yüzyıl başlarına tarihlenen
medreselerin başlıcaları; Salepçizade Hacı Ahmet
Efendi, Yalı, Hatuniye, Çorakkapı,
Katipzade Medreseleri olarak sıralanabilir.
St. John Bazilikas:
M.S. 2. yüzyıla kadar uzanan bir Hıristiyan geleneğine göre, St. John öldüğünde bu tepeye gömülmüştür. Kutsal sayılan
mezarın bulunduğu yere, M.S. 4. yüzyılda, çatısı ahşap olan bir kilise
yapılmış, Bizans İmparatoru Iustinianus tarafından
M.S. 6. yüzyılda kubbeli bir bazilika inşa edilmiştir. Üç nefli,
haç planlı, kubbeli yapının batısında atrium (
sütunlu avlu) yer almaktadır. Ortadaki kubbeli bölümün altında St. Jean’ın mezarı olduğu bilinmektedir. St. Jean’ın mezarının kuzeyindeki küçük şapelin duvarları
aziz resimlerinden oluşan fresklerle süslüdür. İmparator Iustinianus
ve eşi Theodora’nın monogramlarını
taşıyan sütunlar bulunmuştur.
Meryem
Ana Evi: Hz. İsa’nın çarmıha gerilmesinden
sonra, havarilerinden St. John‘ın
Meryem Ana’yı Efes’e getirdiği kabul edilmektedir. Meryem Ana adına Bülbül Dağı
üzerinde yer alan Meryem Ana Evi’nin 4. yüzyılda inşa edildiği sanılmaktadır.
Haç planlı ve kubbeli olan bu yapıda giriş, apsisin bulunduğu salona açılır.
Apsis’te Meryem Ana heykeli, apsisin iki yanında mutfak ve yatak odası bulunur.
1957 yılında Papalık tarafından onaylanan Meryem Ana evi, hem Hıristiyanlar hem
de Müslümanlar tarafından çok sık ziyaret edilen bir yerdir. Bu mekânda, her
yıl 15 Ağustos’ta Meryem Ana’yı anma ayinleri düzenlenmektedir.
St. Polycarp
Kilisesi: Kanuni Sultan Süleyman’ın izniyle 1625 yılında inşa edilen St. Polycarp Kilisesi, İzmir’in
halen kullanılmakta olan en eski kilisesidir. İncil’de bahsedilen yedi
kiliseden biri olan İzmir kilisesine ait kalıntıların İki Çeşmelik’teki
St. Polycarp Kilisesi’nin
yerinde olduğu sanılmaktadır.
Beth İsrael
Sinagogu: İzmir’in Karataş
Semti’nde Sultan II. Abdulhamit’in fermanıyla 1905’te
yaptırılmış olup, İzmir’in en büyük sinagogudur.
Hamamlar
Lüks
Hamam (Kadı Hamamı): 16. yüzyılda yapıldığı düşünülen hamam
ilk Osmanlı eserleri arasında sayılmaktadır. Çifte hamam olarak inşa edilen
yapının soyunma yerleri, basık sekizgen kemerli kasnak üzerinde kubbeyle
örtülüdür. Ilıklık bölümü beşik tonozludur. Sıcaklık bölümü dikdörtgen planlı
olup, iki yanda beşik tonoz örtülü eyvanlar bulunmaktadır. Bugün halen işlevini
sürdürmektedir.
Basmane Hamamı:
17. yüzyıl Osmanlı eseri olan hamam halen bakımlı ve işler durumdadır. Ortası
havuzlu, sekizgen kasnağa oturan kubbe ile örtülü yapı tipik özelliklerini
korumaktadır.
Hanlar
Kızlarağası Hanı:
Kentteki hanların en büyüğüdür. Hisarönü’ne giden yol
üzerinde yer alan yapı 1745’te Kızlarağası Hacı Beşir tarafından yaptırılmıştır. Kareye yakın dikdörtgen
planlı, iki katlı, avlulu büyük bir yapıdır. Yedi kapısı vardır. Güneyinde bir,
kuzeyinde iki koridor beşik tonozlarla örtülüdür. Avlunun etrafında tonozlarla
örtülü ve yuvarlak kemerli girişleri olan 10 oda, üst katta bulunmaktadır.
Duvarları güzel bir taş işçiliği ile örülmüştür.
Mirkelamoğlu Hanı:
Yorgancılar Çarşısı’ndan Fevzipaşa Bulvarı’na çıkan
sokakta yer alan hanın 18. yüzyılda yapıldığı düşünülmektedir. İki katlı ve
avlulu olup, avluyu çevreleyen odalardan oluşmaktadır.
Çakaloğlu Hanı:
18. yüzyıl Osmanlı yapısı olan Çakaloğlu Hanı
İzmir’in önemli tarihi eserlerindendir. Uzun dikdörtgen planlı olup, üstü
tonozlarla kaplı bir çarşı şeklindedir. Düz duvarlar kesme taş ve bir- iki sıra
tuğla dizili olarak inşa edilmiştir.
Karaosmanoğlu Hanı: Kentte
ayakta kalabilen eski hanlardan biri olan Karaosmanoğlu
Hanı, Fevzipaşa Bulvarı üzerinde yer almaktadır. İki
katlı ve avlulu yapı, mimari özelliğini büyük ölçüde yitirmiştir. Duvarları taş
ve tuğla dizili olarak inşa edilmiştir.
Korunan
Alanlar
İzmir
Tabiat Alanları
İzmir-Kunduracı
Çınarı
Yeri: İzmir
Özelliği: 980 yaşında, 30 m. boyunda, 4 m. çap ve 15 m.
çevre genişliğinde çınar ağacı.
Tesis Tarihi: 29.09.1994
İzmir-Kadınlar
Kuyusu Koca Menengici
Yeri: İzmir, Foça
Özelliği: 600 yaşında, 14 m. boy, 2.10. m.çap
ve 7.30 m. çevre genişliğinde menengiç ağacı.
Tesis Tarihi: 31.10.1995
İzmir-Taşdede Pirnal Meşe
Yeri: İzmir, Karşıyaka
Özelliği 250 yaşında, 8 m. boyunda, 1 m. çap ve 3 m. çevre
genişliğinde meşe ağacı.
Tesis Tarihi: 29.09.1994
İzmir-Anadolu
Kestanesi
Yeri: İzmir, Ödemiş
Özelliği: 600 yaşında, 20 m.boyunda,
3 m. çapında ve 10 m. çevre genişliğine sahip kestane ağacı
Tesis Tarihi: 27.09.1994
İzmir-Orvacık Köyü Anadolu Kestanesi
Yeri: İzmir, Ödemiş
Özelliği: 500 yaşında, 18 m. boyunda 2.78 m.çap ve 8.73 m. çevre genişliğinde kestane ağacı.
Tesis Tarihi: 21,02,1995
İzmir-İlk
Kurşun Çınarı
Yeri: İzmir, Ödemiş
Özelliği: 300 yaş , 32 m. boy, 2. m.çap
ve 5.80 m. çevre genişliğinde çınar ağacı.
Tesis Tarihi: 25.07.1995
İzmir-Yarendede Fıstık Çamı
Yeri: İzmir, Urla
Özelliği: 150 yaş, 30 m. boy . 1.30 m. çap ve 4.10 m. çevre
genişliğinde fıstık çamı ağacı.
Tesis Tarihi: 25.07.1995
İzmir-Yemişçi
Çınarı
Yeri: İzmir, Urla
Özelliği: 350 yaş , 20 m. boy, 3 m.çap
ve 9 m. çevre genişliğinde çınar ağacı.
Tesis Tarihi: 25.07.1995
İzmir-Fıstık
Çamı
Yeri: İzmir, Urla
Özelliği: 105 yaş , 20 m. boy, 1.20. m.çap
ve 3.90 m. çevre genişliğinde çam ağacı.
Tesis Tarihi: 25.07.1995
İzmir-Teas Menengici
Yeri: İzmir, Urla
Özelliği: 35 yaşında, 4 m. boyunda, 0.5 m çapında 1.55 m
çevre genişliğinde ve insan görünümündeki menengiç
ağacı.
Tesis Tarihi: 09.11.1994
Mağaralar
İnkaya Mağarası
İzmir merkez ilçeye bağlı Yelki
köyü batısındaki Kocadağın doğu yamacında yer alan İnkaya mağarasına, Yelki Köyü'nden
mağaranın yakınına kadar arazi taşıtı veya traktörle gidilebilir. Sonra dik ve
makilik bir yamaçtan 20 dakika yürünerek mağaraya ulaşılabilir.
Özellikleri: Toplam uzunluğu 222 m. olan mağaranın girişe
göre en derin noktası -30 m dir. Genellikle yatay,
kısmen de dikey tipinde kuru bir mağaradır. Ekim ayında mağara ısısı salonda
18ºC, son kısımda 22ºC'dir.
Mağara içinden çıkan çanak ve çömleklerden tarihi dönemlerde
yerleşme amacıyla kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Jeoloji-Jeomorfoloji: Kretase
yaşlı kireçtaşları içinde, birbirlerine kesen birkaç kırık boyunca gelişmiştir.
Mağara dik bir inişten sonra, geniş bir salon halinde genişlemektedir. Salonun
genişliği 20-20 m., tavan yüksekliği ortalama 5 m. civarındadır.Taban toprak ve
molonlarla örtülüdür.Salon kenarındaki geçitlerle
küçük süslü odacıklara geçilir. Salon güneye doğru
tabanı eğimli bir galeriden devam eder.Galerinin sonunda 7 m. derinliğinde bir
kuyudan mağaranın son ve en alt bölümüne inilir.
Kurudağ Mağarası
Yeri: İzmir, Selçuk İlçesi
Selcuk'un
Kurudağ mevkiindedir.
Özellikleri: Toplam uzunluğu 42 m. olan mağaranın girişe
göre en derin noktası -22 m.dir. Yatay ve kuru mağara tipindedir. Açık havaya
nazaran mağara serindir.
Mağara Mesozoik yaşlı massif dolomitik mermerler içinde
gelişmiştir. Mağaranın dar bir girişi vardır. Daha sonra genişleyerek eni 20
m.ye varır. Uzunluk ise 41 m.dir. Tavan yüksekliği ortalama 3-5 m.dir.
Mağaranın kuzeye doğru eğimli olan tabanı kaya blokları ve traverten
oluşumları ile örtülüdür. Bu bölümde çeşitli kanılar yapılmıştır. Mağara
boşluğunda sarkıt, dikit ve sütunlar, duvarlarda perde ve bayrak travertenleri vardır.
Eski çağlarda insanlar tarafından barınak olarak
kullanılmıştır. Bu nedenle mağarada çeşitli kazılar yapılmıştır. Doğal ve
arkeolojik değerler bakımından zengin kaynaklara sahip olması nedeniyle turizm
açısından değerlendirilmesi uygun bulunmaktadır. Henüz turizme açılmamıştır.
Kaplıcalar
Balçova Kaplıcaları:
Homeros'un destanlarında ve coğrafyacı Strabon'un eserlerinde
adı geçen "Agamemnon Kaplıcaları" antik
dönemlerden bu güne şifa yurdu olarak kullanılmaktadır. İskender ordularından
bir grubun yaralarını tedavi ettikleri bu kaplıcalar, o dönemde daha da
ünlenmiştir. Bugün Balçova kaplıcaları olarak anılan
bölgede, sıcak su çamur banyosu ve içme suları bulunmaktadır. Halen konaklama
tesislerinin bulunduğu Balçova Kaplıcaları daha çok
üst solunum yollarının kronik iltihapları, nefritler, bazı iltihaplar,
romatizma sendromları, metobolizma
ve deri hastalıkları gibi durumlarda yararlı olmaktadır. Balçova
Kaplıcalarında bulunan şifalı su, sodyum bikarbonat ve klorür ihtiva
etmektedir.
Termal
Turizm Merkezleri
Bayındır
Ilıcaları: Bayındır Ilıcası, Bayındır'ın
kuzeydoğusunda Turgutlu yolu üzerinde 8 km. uzaklıktaki Ergendi Ilıcası Dereköy kaplıcasından oluşmaktadır. Birbirlerine 15 dakika
uzaklıkta bulunan kaplıcalardaki su sıcaklığı ortalama 40ºC dolayındadır.
Kükürt ve sodyum bikarbonat ihtiva eden kaplıcaların daha çok romatizma ve deri
hastalıklarının tedavisinde başarılı olduğu belirtilmektedir.
Menemen
Ilıcaları: Menemen'in kuzeybatısında, Aliağa
çiftliği bucak merkezinin 15 km batısındadır. Sular bir mağaranın içinde
kaynamaktadır. Kayaların eski dönemde yontularak kaynağın doğal bir hamam
içinde kalması sağlanmıştır. Travmatik nedenlere
bağlı kaynaması gecikmiş kırıklar, kemik sisteminin bazı hastalıkları, kan
dolaşımı bozuklukları ve benzeri gibi rahatsızlıklar duyanlar bu sulardan
yararlanmaktadırlar.
Ilıcagöl Ilıcası:
Menemen'in kuzeybatısında ılıca göl bataklığının batı kenarındadır. Su ve çamur
banyosu biçiminde uygulanan tedavide ılıcanın ılık ve kükürtlü suları
romatizma, deri hastalıkları, safra ve idrar yolu taşlarının düşürülmesi gibi
durumlarda yararlı olmaktadır.
Dikili
Ilıcası: Nebiler Kaplıcası Dikili Ayvalık karayolunun 4 km. sağında
yer alır. Yöredeki ihtiyaçları karşılayacak oranda tesislerin bulunduğu kaplıca
suyunda hidroasetat iyonu bulunmaktadır.
Bademli
Ilıcaları: Dikili'den 15 km. uzaklıktadır.
Arsenik ve hidroasetat ihtiva eder.
Tavşan
Adası Ilıcası: Tire İlçe merkezinin 15 km.
güneybatısında Uzgur Köyü yakınında ve Elem Gölü (Bozköy) civarındadır. Ilıcanın çok sıcak olan suları banyo
ve içme olarak kullanılır. Banyo olarak kullanıldığında romatizma ve deri
hastalıkları, çocuk ve kadın hastalıklarına iyi gelmekte, içme olarak
kullanıldığı zaman ise akciğer ve gıda metabolizması hastalıklarında
yararlıdır.
Seferihisar
Kaplıcaları: Seferihisar Doğan Bey Termal bölgesinde
bulunan ılıca ve kaplıcaları şöyle sıralanabilir: Cumalı Ilıcaları, Karakoç Kaplıcaları, Kelalan
Ilıcası.Bu kaplıcalar; romatizma ve deri hastalıklarıyla üst solunum yolları,
kırıklar, kadın hastalıkları gibi rahatsızlıklarda faydalı olmaktadır.
Urla
Ilıcaları ( Malkoç İçmeleri): İzmir - Çeşme
karayolunun 41. Km de (İçmeler) diye anılan bölgede yer alan ılıca suları
karbondioksit ve sodyum klorür ihtiva etmektedir. Ilıca etrafında bulunan
kamping ve oda türü konaklama tesisleri bölgesel ihtiyaca cevap verecek
durumdadır. Deniz kenarında bulunmaktadır. Daha çok mide ve bağırsak
tedavisinde yararlı olduğu belirtilmektedir.
Gülbahçe Ilıcaları:
Urla İlçe merkezinin 15 km. batısında, Gülbahçe
Körfezi'nde deniz kenarında bulunan ılıca aynı zamanda bir hamama sahiptir.
Romatizma ve deri hastalıkları tedavisinde yararlıdır.
Plajlar
İzmir ilinin Ege'ye 629 km kıyısı bulunmaktadır. Bunun 101 km'si doğal plaj (kumsal) niteliğindedir. İzmir kıyıları
yarımada ve koylardan oluşan coğrafyası nedeniyle, plaj kullanımı dışında su
sporlarına da olanak vermektedir. İldeki plajlardan Selçuk-Pamucak,
Urla ve Gülbahçe, Çeşme-Ilıca ve Altınkum,
Gümüldür ve Özdere plajları
ile kuzeyde Dikili ve Çandarlı, Foça-Yeni Foça plajları,
kumsal özellikleri bakımından öne çıkmaktadır. Plajlara ulaşım son derece kolay
ve seridir. İzmir merkez garajdan ve Üçkuyular
garajından hemen her ilçeye günün her saatinde araç temin etme imkanı vardır.
Yat
Limanları
İzmir ilinde özellikle Çeşme Yarımadası'nın güneyi ülkemizin
belli başlı yat güzergahlarından birini oluşturmaktadır. Çeşme-Kuşadası
güzergahı yat turizmi altyapısının en çok geliştiği alandır. Alaçatı İskelesi; Alaçatı
beldesinin güneyinde yan yana sıralanmış koylarla, yatçılar için bir cennet
niteliğindedir. İskelede 80 tekne barınabilmektedir. Yatların barınabilmesi
için pek çok imkan vardır. Urla İskelesi'nde 20 tekne, balıkçı barınağında 175,
Özbekköy barınağında ise 80 tekne barınabilmektedir.
İskelenin yakınında bulunan Güvendik Tepesinden çevrenin olağanüstü görüntüsü
izlenebilmektedir.
Yaylalar
Ödemiş İlçesinin Bozdağ Gölcük
Yaylası, yine aynı bölgedeki Subatan Yaylası,
Karşıyaka ilçesinin kuzeyindeki Yamanlar Dağı üzerinde bulunan Karagöl, Bergama ilçesini çevreleyen dağlardan kuzeydeki Madra Dağında bulunan Kozak Yaylası günübirlik rekreasyon
ve yayla turizmine elverişli alanlardır.
Sportif
Etkinlikler
Av
Turizmi: Av için İzmir ve çevresinde (Özellikle Çeşme çevresinde)
yabandomuzu avlakları bulunmaktadır. Karaburun Yarımadası'nda da yabandomuzu
avlakları mevcut olup, yabankeçisi gibi hayvanlar avlanmaktadır. Av turizmi
için belirlenen avlaklarda avlanacak hayvanlar önceden avcılar derneğince
tespit edilerek, ilan edilmektedir.
Dağcılık:
İzmir bölgesinde, özellikle gençlik ve öğrenci kesimi arasında son yıllarda
gelişen dağcılık, bir spor olarak ele alınmakta ve geliştirilmektedir. Balçova teleferiğinin bulunduğu Balçova
Tepesi ile Yamanlar Dağı, dağ sporlarının amatör düzeyde yapıldığı yerlerdir.
Bunun ötesinde İzmir körfezi'ne dik inen dağ silsileleri içinde kuzeydeki Madran Dağları 2000 metreyi geçen yüksekliği ile dağcılık
açısından son elverişli imkanlar sunmaktadır.
Gençlik
Turizm: İzmir'de gençlerin yararlanabileceği orman ve gençlik
kampları mevcuttur.
İzmir
Turizm Eğitim Merkezi
İzmir
Orman Kampları
İzmir
Gençlik Kampları
Kayak
Merkezi: Bozdağ yükseltisinin kuzey
yamaçlarındaki doğal pistlerin varlığı kayak sporlarına olanak vermektedir.
İzmir'e sadece 1.5 saatlik mesafede, huzur, sağlık ve spor için Ege'nin en
yüksek ve nem oranının en az oluşuyla ünlü Bozdağ
Kayak Merkezi tesisleri, 22 bungalov, 12 otel odası, şömine restoran, cafe, bar, kayak okulu, alış veriş merkezi ve sağlık
hizmetleri ile organize olmuştur.
Su
sporları: İzmir'in koyları su altı dalış için elverişli noktalara
sahiptir.
Diğer
Tarihi Yerler
Kemeraltı Çarşısı:
Kemeraltı Çarşısı, Mezarlıkbaşı
semtinden itibaren deniz cephesini içine alan bir kavis çizerek Konak Alanına
ulaşır. Günümüzde de Kemeraltı Çarşısı İzmir'in en
önemli alışveriş merkezidir. Eskinin gizemli tonoz ve kubbeli dükkanlarının
yanı sıra, modern iş merkezleri, mağazaları, sinemaları ve kafeteryaları ile
her türlü alışverişe hitap edebilen bir site görünümündedir. Bu çarşıda
geleneksel Türk el sanatlarından seramikler, çini panolar, ahşap ürünleri,
tombaklar, halı ve kilimler, deri ürünlerinin her çeşidini bulmak mümkündür.
Asansör:
Musevi işadamı Nesim Levi
tarafından Mithatpaşa'nın üst kısmına çıkmak
isteyenlere kolaylık sağlaması için yaptırılan asansör, günümüzde İzmir'in
prestij noktalarından birisi olmuştur. Estetik değerlerin ön planda olduğu
binaya 1928 yılında yapılan düzenleme Asansör'ü sosyal ihtiyaçları karşılayan
bir merkez haline getirmiştir. 1930'lu yıllarda tiyatro sahnesi, sinema salonu,
gazinosu ve fotoğrafçısı bulunan Asansör binası, İzmir'in vazgeçilmezlerinden
birisi olarak kabul edilmektedir. Tarihi Asansör 1992 yılında, İzmir Büyükşehir
Belediyesi tarafından günün şartlarına uygun bir şekilde restore edilerek
kültür kompleksi halini almıştır.
Teleferik
Tesisleri: İzmir Büyükşehir Belediyesi'nce
yeniden düzenlenen teleferik tesisleri doyumsuz manzarasıyla gelenleri
büyülemektedir. Spor ve doğa severler için geniş imkanlar sunulan tesislerde,
yamaç paraşütü ve özel tırmanma şeritleri ile sporseverler heyecanlı anlar
yaşayabilirler.
Kültürpark:
Kültürpark, İzmir'in kent içinde yeşilin en yoğun
olduğu alanlarından biridir. Hayvanat Bahçesi ile, Akdeniz'in tipik palmiye
ağaçları ve yeşil bitki örtüsüyle, spor ve eğlence tesisleriyle İzmirlilerin
başlıca rekreasyon alanıdır. Kültürpark içinde, 1936
yılından beri her yıl Ağustos ayının sonunda Uluslararası İzmir Fuarı
açılmaktadır.
Botanik
Bahçesi : İzmir'de farklı bir yeşil ortam Ege Üniversitesi Botanik
Bahçesi'dir. Burası ülkemizin en yetkin ve uluslararası nitelikteki tek botanik
bahçesidir. Bahçe yapay koşullarda, tropik bölgelerden Alp Dağlarına kadar çok
geniş bir coğrafyaya ait pek çok bitki türünü barındırmaktadır. Yaklaşık üç bin
bitki çeşidi mevcuttur. Arbeterum'da yüzlerce ağaç ve
çalı türü yetiştirilmektedir. Ayrıca kurutulmuş bitki örneklerinin korunduğu ve
üzerinde bilimsel araştırmaların yapıldığı bir Herbaryum
Merkezi de yer almaktadır.
Kuş
Gözlem Alanı
İzmir ilinin yeraldığı Küçük
Menderes Havzasında, önemli kuş alanlarından İldir Gölü ve Küçük Menderes
Deltasını barındırmaktadır.
Foça Adaları
Gediz Deltası
İldir Körfezi Adaları
Küçük Menderes Havzası
Sanat,
Kültür ve Eğlence
İzmir kozmopolit ve kültür şehri olarak ün yapmıştır. İzmir
Kültür Merkezi opera, bale ve müzik konserlerine sık sık
ev sahipliği yapar.
Her yıl Ağustos ayında açılan İzmir Uluslararası Fuar'ı bir
eğlence ve endüstri sergisidir.
Efes harabelerinin en güzel yapılarından biri olan tiyatro,
oldukça sağlam kalmış ve restorasyonla da bugün Efes festivali gibi şenliklerde
rahatlıkla kullanılmaktadır.
COĞRAFYA
İzmir, Türkiye'nin üçüncü büyük kentidir. İzmir, Ege kıyı
bölgesinin tipik bir örneği gibidir. Kuzeyde Madra
Dağları, güneyde Kuşadası Körfezi, batıda Çeşme Yarımadası'nın Tekne Burnu,
doğuda ise Aydın, Manisa il sınırları ile çevrilmiş İzmir, batıda kendi adıyla
anılan körfezle kucaklaşır.
İzmir ili içinde Ege Bölgesi'nin önemli akarsularından olan
Gediz Nehri'nin aşağı çığırı ile Küçük Menderes Nehri bulunur. Girintili ve
çıkıntılı kıyı bandı doğal olarak sayısız güzellikte koy ve plajların oluşumu
ile sonuçlanır. Gümüldür, Özdere,
Foça, Karaburun, Çeşme sahil ve plajları İzmir için büyük bir turistik önem
taşımaktadır. Öte yandan aynı doğal yapı, bir çok balıkçı barınağının veya yat
yanaşma yerlerinin oluşmasına neden olmuştur. Bu özellikleriyle İzmir doğal bir
turizm ve liman kentidir.
Akdeniz iklim bölgesinde yetişen geniş, sert ve iğne
yapraklı, sürekli yeşil kalan, kuraklığa dayanıklı ağaç ve çalılar, yaygın
doğal bitki örtüsünü oluşturur.
Akdeniz iklim kuşağında kalan İzmir'de yazları sıcak ve
kurak, kışları ılık ve yağışlı geçmektedir. İl
bazında yıllık ortalama sıcaklık, kıyı kesimlerde 14-18 ºC arasında
değişmektedir. Yıllık ortalama deniz suyu sıcaklığı 18.5ºC'dir.
TARİHÇE
Eski İzmir kenti, körfezin kuzeydoğusunda yer alan bir
yarımadacık üzerine kurulmuştur. Günümüzde Bayraklı yakınında “Tepekule” adını taşıyan eski İzmir höyüğünde, ilk yerleşim
M.Ö. 3. binden başlar. Önceleri ufak bir yerleşme olan deniz kenarındaki bu
höyük, M.Ö. 2. binde ilk çekirdek etrafında biraz daha büyüyüp gelişmiştir.
M.Ö. 2. bin yerleşmesinin Hititlerle ilişkili olduğu kazılardan
anlaşılmaktadır.
M.Ö. 10. yüzyılda, Bayraklı’nın
kerpiç duvarlı ve düz damlı evleriyle, bugünkü Orta Anadolu köylerinden farkı
yoktur. M.Ö. 600’de Lydia, M.Ö. 5. ve 4. yüzyıllarda
Pers egemenliğinde olan şehir, M.Ö. 334’de Büyük İskender tarafından alınmış,
bu tarihlerden sonra Kadifekale’nin yer aldığı dağın
eteklerinde gelişmeye ve büyük bir şehir durumuna gelmeye başlamıştır. Roma
İmparatorluğu döneminde, M.S. 178 yılındaki yer sarsıntısında büyük hasar gören
şehir, yeniden kurulmuş ve onarılmıştır. Bu dönemde büyük bir ticaret merkezi
haline gelmiştir. Bizans İmparatorluğu zamanında Hıristiyanlığın yayıldığı
dönemde ve sonrasında önemli bir piskoposluk merkezi olmuş, M.S. 5.-6.
yüzyıllarda gelişme göstermiş, ancak 7. yüzyıldaki Arap akınlarından sonraki
yıllarda ise eski önemini kaybetmiştir.
1320 yılında Aydınoğlu Gazi Umur
tarafından alınan şehir, 1402–1415 yılları arasında Aydınoğulları
Beyliği’nin başkenti olmuş ve 1415 yılında I. Mehmet Çelebi tarafından Osmanlı
topraklarına katılmıştır.
NE
YENİR
İzmir ve yöresinin yemekleri çeşit açısından son derece
zengin olup, Ege, Akdeniz ve Anadolu mutfaklarının özgün bir bileşimidir.
Yörenin bitki örtüsünün yanı sıra, çok kültürlü toplumsal yapısı da bu oluşumda
etkendir.
Belli başlı yemekleri: Bulamaç çorbası, tarhana çorbası,
tere çorbası, trança kellesi çorbası,kirde, sakız yahnisi, mücver, İzmir
köftesi, papaz yahnisi, enginar dolması, domates bastısı, yer elması,
revani,ıspanak boranisi, razı kavurması, Efes arapsaçı, şevketi bostan,
ebegümeci, radika salatası.
İzmir'den
Yemek Tarifleri
Tere
çorbası
Malzemeler:
9 su bardağı tavuk suyu
3 yemek kaşığı un
1 adet yumurta
1 adet limon
1 su bardağı krema
1 su bardağı süt
2 yemek kaşığı tereyağı
1 demet tere
1/2 çay kaşığı şeker
tuz
Hazırlanışı:
Bir kapta un, limon suyu ve yumurta iyice karıştırılır.
kaynamakta olan tavuk suyuna azar azar yedirerek
ilave edilir. Tere yaprakları ayıklanır bir bardak süt ile birlikte blendırdan geçirilir. Yapraklar tamamen eriyince kaynamakta
olan çorbaya eklenir. Bir taşım kaynatıp krema, tereyağı, şeker ve tuz eklenir.
Bir taşım kaynadıktan sonra süzgeçten geçirilir ve servis edilir.
İzmir
köfte
Malzemeler:
1/2 kg dövülmüş et
2 adet soğanın suyu
1 adet yumurta
1/2 su bardağı sıvı yağ
5 adet domates
3 dilim ekmek içi
1 tatlı kaşığı köfte baharatı
1 tatlı kaşığı karabiber
1 tatlı kaşığı tuz
Hazırlanışı:
İyice dövülen et, soğan suyu, tuz, karabiber, köfte baharatı, ekmek içi ve
yumurta ile yoğrulur. Hamur haline gelince köfte şekli verilir ve yağda
kızartılır. Kızaran köfteler bir tencereye alınır. Ayrı bir tarafta domatesler
küçük küçük doğranır. Doğranan domatesler tencereye
alınan köftelerin üzerine dökülür ve 15 dakika pişirilir.
Radika
salatası
Malzemeler:
1 demet radika
1 çorba kaşığı tuz
1 adet limon
1/2 çay bardağı zeytinyağı
Hazırlanışı:
Radikalar köklerinden ayrılıp iyice yıkanır. Bir tencerede
tuzlu su kaynatılır ve radikalar kaynayan suya atılır. Sapları yumuşayana kadar
haşlanır ve süzülerek servis tabağına alınır. Soğuduktan sonra üzerine zeytinyağı
ve limon suyu eklenip zeytin ile süslenerek servis edilir.
NE
ALINIR?
İzmir'in en yoğun alışveriş trafiğine sahne olan sokakları, Anafartalar Caddesi'nin sağında ve solunda yer alan ve hala
yüzyıl öncesinin atmosferini kepenklerinin kıvrımlarında, kapı eşiklerinde,
basık tavanlarında, eski kiremitlerinde taşıyan Kemeraltı
Sokaklarıdır. Eski görüntü tamamen olmasa da hala işportacıların bağrışmaları
bakırcılar çarşısının kendine has sesleri Şadırvan Cami yanındaki Sebil'in
şırıltısı, Kestane pazarındaki balıkçıların ıslak önlükleriyle bağrışmaları, Kemeraltı'nın pek değişmediğini gösteren belirtileridir.
Urgancılar Çarşısı, Kuyumcular Çarşısı, basmacılar,
ayakkabıcılar hepsi de hala işlerini sürdürmektedirler. Bunların yanı sıra en
iyi ve modern alışveriş merkezleri Alsancak'taki
Kordon Boyu'nda, Karşıyaka ve Cumhuriyet Caddesi'nde bulunur.
İzmir'de en önemli alışveriş merkezi olan Kemeraltı'na komşu Çankaya ve oradan da seçkin butik ve
mağazaların yer aldığı Alsancak'a ulaşıp alışveriş
yapabilir, Karşıyaka'da da aynı olanakları bulabilirsiniz.
LİNKLER
İzmir Valiliği http://www.izmir.gov.tr/
İzmir Büyükşehir Belediyesi http://www.izmir-bld.gov.tr/
Turizm Müdürlüğü http://www.izmirturizm.gov.tr/
Dokuz Eylül Üniversitesi http://www.deu.edu.tr/index_1.html
Aliağa Belediyesi http://www.aliaga-bld.gov.tr/
Bademli Belediyesi http://www.bademli-bld.gov.tr/
Narlıdere
Belediyesi http://www.narlidere-bld.gov.tr/
Ödemiş Belediyesi http://www.odemis-bld.gov.tr/
YAPMADAN
DÖNME
Selçuk-Şirince Köyü Birgi Çakırağa Konağı, Kızlarağası
Hanı, tarihi Asansör'ü gezmeden,
İzmir Arkeoloji Müzesi, İzmir Atatürk Müzesi, Kordonboyu, Kemeraltı Çarşısı,
Teleferik Tesisleri ve Balçova Kaplıcaları, Efes
Harabeleri, Meryem Ana Evi, Şirince Köyü, Bergama Antik Kenti, Çeşme plajlarını
görmeden,
İzmir Asansör Restaron'da İzmir
Köftesi, Ödemiş Kebabı, Boyoz (börek), Kumru, Gevrek
ve meşhur Gerdan tatlısı tatmadan,
Kuru İncir, sultaniye üzüm, Kemalpaşa Kirazı, Bergama tulum
peyniri ve lokma almadan,
Foça ve Çeşme'de balık yemeden,
Ödemiş İpeği (Pembizar), İğne
Oyaları, Yemeni ve Görece nazar boncuklarından satın almadan,
İzmir Fuarı ile Selçuk Festivali'ni görmeden...
Dönmeyin.